Özel bölüm ''

121 20 3
                                    

Odasına giren hoş kokular ile uyanan sarışın, gözünü kaşıyarak yattığı yatağında oturur hale geldi. Yatağından kalkıp elini yüzünü yıkamış, adımlarını mutfağa doğru çevirmişti.

Başını kapıdan uzatıp masayı kuran Minseo'ya ve krepleri çeviren Minho'ya baktı. Yüzünde bir gülümseme oluşurken "Günaydın!" dedi neşeli bir sesle.

İkili ona dönmüş, Minseo da sıcak bir gülümseme ile "Günaydın Felix! Bak en sevdiğini yaptık" dedi. Felix gülerek içeri girdi, "Farkettim de bunu neye borçluyuz böyle" dedi tezgaha yaslanıp.

Minho onun burnunu sıkmış, "Birileri artık üniversiteli olup bugün son gününü geçiriyor sonuçta" dedi. Felix gülerek burnunu ittirdi.

"Beni çok özleyeceksiniz biliyorum" diyerek dalga geçmesi diğer ikiliyi de güldürmüştü. Minho son krepide tabağa koymuş, masaya geçerken "Gel bakalım gün ışığım" demişti.

Felix hemen onun yanında ki yerini alarak kahvaltısına başladı. "Unutma akşam Hyunjin abinlere gidiyoruz, hepinizi orada son bir moral toplanması yapacağız" dedi Minho.

Felix başını salladı, "Biliyorum Minhoş ya, ay üçümüz aynı evde dört yıl. Umarım katlanırız birbirimize"

Minho güldü, "Jeongin ve sen birbirinizi boğmadan durabilirseniz" demişti. Felix omuz silkti "Ama hep o başlatıyor Minho ya".

"İkisi çift olunca daha çok üstüne geliyor" diyen Minseo ile "Kesinlikle!" demişti. Hepsi gülerek kahvaltılarına devam etmiş, kahvaltıyı bitirip masayı da topladıktan sonra Felix odasına geçmişti.

Odasına göz atmış, iç çekmişti. Valizi hazır bir şekilde yatağının kenarında duruyordu, duvarlarının renki ise küçüklüğünden beri değişmemiş hala açık mavi rengindeydi. Çizimi de hiç bırakmadığı için duvarları yaptığı tuvaller ile dolmuş, masasında hala resim malzemeleri duruyordu.

"Onları da toplayıp çantaya atmam lazım" diye mırıldandı. Masaya ilerlemiş, boyalarını toplarken kapısının açılması ile başını çevirdi.

Minho ona gülümsemiş, iceri girip "Nasılsın gün ışığım?" diye sormuştu. "Buruk hissediyorum aslında Minho" dedi dudaklarını büzerek. Minho ona gülümsemiş, saçlarını oksamıştı. İkisini Felix'in yatağına oturtup konuştu.

"Benden tamamen kopmuyorsun ki bebeğim, her boşlukta yanıma gelebilirsin. İnan bana bende aynısı yapacağım, o iki cadıya da ilet bunu. De benim babisim evimizi basar her an diye"

Felix bununla güldü, "Gelir misin gerçekten?" diye sorması ile Minho saçlarından öptü. "Gelirim tabiki, Felix sen benim canımsın. Kaç gecedir deli oldum burda"

İkiside güldü tekrardan. "çok seviyorum seni" diyerek boynuna sarıldı Felix, Minho da kollarını küçüğüne sarmış "Bende çok seviyorum seni yavrum" demişti.

"Hadi son eşyalarını toplayalım, akşam da Hyunjinlere gidelim"

Felix başını sallamış, ikisi beraber Felix'in son kalan eşyalarını toplamıştı. Akşam vakti ise hazırlanmışlar, evden çıkarken "Minho" diye seslnedi Felix.

"Evet?"

"Bugün arabayla değilde, yürüyerek gidelim mi?" diye sordu Felix. Son kez küçüklükken ki gibi babası ile yürümek istiyordu.

Minho gülümsemiş, elini uzatıp "Gel şapşal" demişti. Felix gülerek elini tuttu, zıplayarak ilerlemeye başlarken Minho da ona gülümsüyordu.

"Keşke Minseo'nun nöbeti olmasaydı" diyerek dudak büzdü Felix. Minho iç çekmiş, "Gıcık adamlar bilerek yapıyorlar"

Felix kıkırdadı, Minho eşinin nöbeti kaldığı günler depresyonda gibi davranıyordu.

My Baby // Minlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin