Minho Chan'a herşeyi anlatırken Hyunjin Felix ile ilgilenip zaman geçirmesini sağlıyordu.
Minho aldığı yol tarifi ile "Teşekkür hyung" diyerek ayağa kalktı.
"Felix hadi bakalım gidiyoruz" diyerek elini uzatması ile Felix Hyunjin'in kollarından çıkıp koşarak elini tuttu.
"Görüşürüz Hyunjin! Görüşürüz Jisung! Görüşürüz Chan!"
Ellerini hızla sallayıp hepsine hoşçakal derken büyükler onun tatlı haline gülüp el salladı.
Minho da tebessüm ederek kafeden çıktı. Sessizce yolda yürürken Felix elini sıkıca tutuyor zıplayarak ilerliyordu.
"Minho pasta çok güzaldi biliyor musun! Jisung hyung çoook güzal yapmış! Çok çok sevdum!"
"Hm bunu Jisung'a ileteceğim eminim çok mutlu olur".
Felix yaşasın diyerek başka konular hakkında konuşmaya başladı. Minho yüzünde ki tebessüm ile onu dinlerken Felix bir anda "Minho!" diye bağırdı.
Minho ne olduğunu sormadan parmağını karşıya gösterip"Park! Gidelim mi! Lütfen lütfen!" diyerek yerinde zıpladı.
Minho rahatlamış gülerek başını sallamıştı. Dikkatlice karşıya geçtikten sonra Felix koşarak parka gitti.
Çok fazla çocuk yoktu, Minho banka yöneteceği sıra ona seslenen beden ile durdu.
Felix salıncağı gösterip meraklı gözlerle ona bakıyor. "Minho sellar mısın?"
Ona ilerleyen büyüğü ile hızla salıncağa binip ayaklarını salladı. Minho onun önündeki plastiği indirip arkasına geçti.
"Hazır ol Felix!".
"Uçuşa geçiyoruz fiyuuu" diyen Felix ile gülüp miniği sallamaya başladı.
Felix'in sevinç çığlıkları parkı doldururken Minho da istemsiz gülüp duruyordu.
"Biliyor musun!? Felix çok sevdi! Felix Minhoşu çok sevdi!"
Bu sözlerle duraksayan Minho hızla kendine gelip sallamaya devam etti. Daha dün tanıdığı bu küçük çocuğa bağlanmaması gerekiyordu.
Parkta geçirdikleri yaklaşık iki saatin sonunda tekrar yola koyulmuşlardı.
Geldikleri yetimhane ile Felix'in yol boyunca tuttuğu gülümseme silindi. Buraya geleceğini biliyordu evet ama bugün onun için çok güzeldi gitmek istemiyordu.
İçeri girip büyüğü görevliler ile konuşurken sesini çıkarmadı. Belirli bir noktaya baktı sadece.
Onlara bakan ablalardan biri sıkıca ona sarılıp "Korkuttun bizi Felix" diyerek saçlarını okşadı.
Minho yanlarına gelirken kadın ona gülümseyip teşekkür etti. Minho ise sorun değil diyerek elini salladı.
Felix yüzünün düştüğü fark edip yanına eğilirken duyduğu iki çocuk sesi ile başlarını kaldırdılar.
Önden koşan kahverengi çocuk hızla Felix'e sarılıp "Felix! Nerdeydin sen! Çok özledim seni!" diyerek ağlarken Felix kollarını kaldırıp ona sarıldı.
Diğer siyah saçlı tilki gözlü çocuk ise etraflarında dönüp "Felix! Nerdeydin Felix? Neden gittin Felix? Kiminle gittin Felix? Ne zaman gittin Felix? Bu kim Felix?" diyerek sorularını sıralıyordu.
"Hadi minikler içeri geçin siz" diyen abla ile başlarını sallayıp iki yandan Felix'in elini tutarak ilerlemeye başladılar.
İçeri girmeden önce arkasına dönen Felix hala yere diz çökmüş ona izleyen beden ile durdu.
İki arkadaşının elini bırakıp koşarak Minho'nun boynuna atladı.
Ne olduğu şaşıran Minho onu sıkıca saran minik kollar ile kendi kollarını ona doladı.
Hafifçe yutkundu sadece bir gün birbirlerine bağlanmışlardı.
---
Lixseungin üçlüsü aynı yaşta aşklar
Hata varsa üzgünüm
Baysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Baby // Minlix ✓
FanfictionSoğuk kış gününde işten çıkıp evine dönen Minho yolda donmak üzere olan küçük bir çocuk görür. 2Lee Minho & Felix (Ship kitabı değildir!)