...
"Niye uyanmıyor? İyi geçti dedin Minho."
Kısık ve sert bir şekilde arkadaşına fısıldadığında Minho göz devirdi.
"İyi geçti zaten gerizekalı! İki tane çocuk senden çıkmadı. Bir zahmet yorgunluktan uyanamasın."
"Çocukları da göstermiyorsun ki bir rahatlayayım. Eşim uyanmadı hala, çocuklar kontrollerden çıkamadı saatlerdir."
"Mala anlatır gibi anlatayım hemen. Şimdi canım arkadaşım, Felix iki çocuk doğurdu ve doğumu da sandığımızdan daha zor geçti. Şu an hala ilaç etkisinde, uyanmıyor. İkizlerin de kontrolleri uzun sürdü çünkü iki taneler! Biri bir testten çıkınca diğeri aynı teste giriyor. O yüzden uzun sürdü kontrolleri. Getirirler birazdan."
Jeongin gülmemeye çalışırken Minho odadan çıkmıştı. Jeongin de onun peşinden çıkınca Hyunjin rahatlayarak eşinin yanına oturdu. Felix'in alnını öptükten sonra bir süre daha dudakları orada varlığını sürdürdü.
"Benim için dünyanın en güzel hediyesiyken, en güzel iki hediyeyi daha getirdin. Teşekkür ederim, bebeğim. Adelaide ve Raden gelmeden uyanmanı istiyorum, bebeklerimizi beraber görmek istiyorum."
Felix yüzünü buruşturduğunda Hyunjin gülerek çekildi. Minik eşi başta ışık yüzünden gözlerini açamasa da eşinin kendine siper olmasıyla gözlerini açabildi.
"Günaydın uyuyan güzel."
Felix yorgunca gülümseyip kuruyan dudaklarını yaladı. Anlık dudaklarına konulan öpücükle güldü.
"Ne zamandır uyuyorum da bu kadar özledin beni?"
"Beş salise görmesem özlediğim kişisin Hwang Felix. Ona göre düşün."
Felix kıkırdayıp etrafına baktı. Bebeklerini göremeyince endişesi yüzüne yansıdı. O sormadan önce Hyunjin tekrar dudaklarını birleştirip geri çekildi.
"Testleri daha bitmemiş güzelim."
Felix kafa salladığında Hyunjin geri çekilerek ışığa alışmasını sağladı.
"Annemleri arayalım mı bebeğim? Sen uyanmadan aramak istemedim."
"Arasaydın ya sevgilim."
"Bilmem, sadece bizimkileri aradı. Chris Changbin'i de alıp geleceğini söyledi, birazdan burada olurlar. Jisung da Seungmin'i alarak kafeteryaya indi. Yeosang acıkmaya başlayınca ağladı, onu doyurup geleceklermiş."
"İkizler nasılmış? İkisi de iyi değil mi?"
"Buna kendin bakmak ister misin minik civciv?"
Minho kucağında ki iki bebekle odaya girdiğinde Felix Hyunjin'den destek alarak dikleşti. Minho Raden'i Hyunjin'in kucağına bıraktığında Hyunjin dolan gözlerini kırpıştırdı. Minik bebek gerçekten kendisinin küçüklüğüne benziyordu. Gözünün altında ki bene kadar aynıydı tamamen. Burnunu direkt koku bezine sürtüp kokusunu içine çekti. Aldığı Delta kokusuyla sırıttı. Baskın bir tür bekliyorlardı ancak Delta olacağını düşünmemişlerdi.
Felix kızını kucağına aldığı an sol gözünden küçük bir yaş akmıştı. O da eşi gibi bebeklerinin kokusunu içine çekti. Minho'nun söylediği gibi minik bebek Vitaydı. Felix titrek bir nefes çekip boynunu öptü bebeğinin. Hyunjin Raden'den gözlerini çekebildiğinde minik kızlarına baktı. Uykusunda olmasına rağmen kaşlarını çatmıştı. Annesi gibi yüzünün yarısını minik minik kahverengi çilleri süslüyordu.
Felix kızından gözlerini çektiği gibi oğluna baktı. Mavi gözlerini etrafta gezdiriyordu. Ağlamaktan konuşamadığı için eşine baktı. Onun anlamasını bekledi. Hyunjin anladığı gibi Felix'in boş kalan eline de Raden'i yatırdı. Raden annesinin kokusunu almasıyla birlikte gözlerini direkt ona çevirmişti. Felix'in ağlaması şiddetlenirken Hyunjin Adelaide'i aldı kucağına.
Kucağına almasıyla açıldı bebeğinin gök mavisi gözleri. Hyunjin o an ikinci defa aşık olduğunu hissetti. Adelaide babasını kokusundan tanırken küçük elini babasının yanağına yasladı. Göz bebekleri anbean büyürken Hyunjin gülümsedi. Adelaide'in diğer elini bir parmağına sarıp öptü.
"Minik prensesim benim."
...
alora hyunjin tam olarak olması gereken bir baba gibi olacak 🥲
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alora | hyunlix
FanfictionHwang Hyunjin, hamile eşinin zorlu sürecinde her zaman yanındaydı. ☆ alora; hayalim