12 - ❝ kimsenin. ❞

316 27 8
                                    

[ keşke beni tekrar sevsen, hayır başka kimseyi istemiyorum. ]

 ]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

l'élégance de l'amour et de la passion, aşkın ve tutkunun zarafeti. Ölümü getiren bakışlarıydı. Tattıransa iki dudağımın arasına yerleşen dolgun dudaklarıydı. Doymak bilmezdim. Ölürdüm ben. Sonrasında yeniden canlanır ve hiçbir şey olmamış gibi yeniden ölürdüm dudakları arasında. Ne o benim kalbime sığardı ne de ben onun kalbine. Dolup taşardım avuçları içinde. Tanıştığı adamla yarattığı adamın farkını bir kez olsun ona gösterebilseydim keşke.

Taşıdığım tüy kadar hafif bedeni, henüz birkaç saat önce benim olmuştu.

Benim.

Ne de uzaktı bu kelime bize. Kafamın içindeki sesler bile gülmüştü bu halime. Pencereden içeri sızan ay ışığı, beyaz çarşaflara gömülmüş esmer tenini aydınlatırken yüzü bir başyapıttan farksızdı. Güzel uykusunu bölmemek için tüy kadar hafif adımlarımla neredeyse parmak uçlarımda yürüyordum. Karanlık odadaki tek ışık kaynağı içeri süzülen ay ışığıyken önümü fazla seçemiyordum.

Taehyungun dolabından çıkardığım pijama takımlarıyla üzerini değiştirirken aynı yavaşlığımı koruyordum. Koltukta uyuya kaldığında jeonggukla birlikte temizlemiştik onu. Bu yüzden temiz vücuduna gönül rahatlığıyla geçirdim kıyafetlerini. Üzerini örtmüş yataktan kalkacakken bileğime dolanan parmaklarla duraksadım.

"Nereye gidiyorsun?" Yarım yamalak açabildiği uykulu gözleriyle konuştuğunda gözlerim dudaklarına ilişti. Uykunun verdiği sersemlikten midir yoksa bugün defalarca kez öptüğümden mi bilmiyorum fakat dudakları her zamankinden daha dolgun gelmişti gözüme.

"Buradayım güzelim, bir yere gitmiyorum." Elimin tersiyle yanağını okşadım. Zar zor açtığı gözlerini memnuniyetle yeniden kapattı. "Yanımda uyayacaktın unutmadın değil mi?" Dediğinde ona belli etmesemde aklımdan çıkmıştı. "Elbette unutmadım." Hayır unuttum çünkü bu gece akılımı fazlasıyla meşgul ettin.

Parmakları hala bileğimi sıkı sıkı kavrıyorken yatakta doğrularak sırtını yatak başlığına yasladı. "Jeongguk nerede?" Dediğinde yanağında dinlenen elimi aşağı indirdim. Buna alışmak çok zordu. Onun hayatında hiçbir zaman sadece ben olamayacağım.

"Odasında olmalı." Dediğimde anladığını belirterek kafasını salladı. Bileğimi saran parmakları bulunduğu yeri okşuyordu şimdi. İşaret parmağı beyaz tenimin üzerinde hayali çizgiler çiziyorken bakışları boşluğa sabitliydi. "Ağrın var mı?" Oturduğu yerde kısa aralıklarla yüzünü buruşturuyordu. Zaten küçük ve kızarık olan burnu bu hareketiyle daha da küçülüyordu.

ma fresia | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin