14 - ❝ açılan yaralar. ❞

193 21 9
                                    

[ sadece hayatta olup olmadığını bilmek için kanını akıtıyorsun. ]

 ]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-

"Can sıkıcı bir durum olmalı." Siyah saçları gözünün önünü kapatan, uzun boylu ve kırmızı ceketli çocuk ceplerine sıkıştırdığı elleriyle ıslık çalıyorken kafasını bana çevirdiğinde sırıttı. Gülüşünden delicesine iğrenmiştim. O an aklımda tek bir soru oluştu.

Bu da kimdi ve neden böyle sırıtıyordu?

Soruma bir yanıt almak istercesine dudaklarımı aralamışken, sanki ne diyeceğimi önceden sezmiş gibi yüzündeki anlamsız ifadeyle konuşmuştu.

"İsmim bogum. Eminim taehyung benden bahsetmiştir." Dediğinde olduğum yere çakılmıştım. Ayrıca aptal cesareti de onun hakkında gözümden kaçmayan bir ayrıntıydı. Huyunu suyunu o kadar da iyi bilmediğim bu adamın gözlerindeki 'psikopatımsı' bakışlarından anladığım kadarıyla taehyung ondan söz ederken büyük bir ölçüde mübalağa bile etmemişti.

"Yüzündeki bu garip bakışlar hiç hoş şeyler duymadığını söylüyor."

Ellerini ceplerinden çıkardığında, izin alma gereği bile duymadan boynumda asılı duran fotoğraf makinemi inceledi. Parmaklarıyla birkaç düğmesine dokunduktan sonra ilgisini çekmemiş olacak ki parmaklarını makineden uzaklaştırdı.

Ellerini yeniden ceplerine sokacağını düşünürken beni yanılttı.

"Boynundan hiç çıkarmayacak kadar çok seviyor olmalısın, ya da derin fazla hassas." Parmakları boynumdaki askıyı okşarkan gözleri, askının baskısı yüzünden kızarmış boynumdaydı. Anın saçmalığı ve trajikomikliği zihnimin ücra köşelerine çarptığında atik bir hamleyle elini, kaba olup olmayacağını unursamadan boynumdan itekledim.

"Tanımadığın insanların eşyalarına dokunmadan önce izin almalısın." Dediğimde kafasını hafifçe geriye atarak iteklediğim elini saçlarından geçirmiş ve bir kahkaha patlatmıştı.

"Gerçekten... Gerçekten hiç hoş şeyler duymamışsın." Dudakları üzerinde gezindirdiği dili tüm ıslaklığını iki et parçasına bırakırken yeniden fotoğraf makineme uzanmaya yeltenmiş fakat elini havada kapmam nedeniyle dokunmayı başaramamıştı.

"Ciddiyim. Bir kez daha fotoğraf makineme izin almadan dokunmaya kalkarsan dokunacak bir elin kalmaz." Dediğimde, dudaklarını 'o' şekline getirerek ıslık çaldı.

"Sağlam tehdit." Diyerek aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi kapatarak, siyah mat botlarını parmak uçlarımla birleştirdi. "Tehditler konusunda asıl yetenekli olan sensin. Beni kendinle karıştırma." Sözlerimi duyuyor fakat gözleri, mimikleri ve etrafa attığı boş bakışlar öyle umursamazdı ki bir kulağından giriyor, diğer kulağından çıkıyor gibiydi.

ma fresia | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin