Devr-i zaman

Bölüm 29

*******************Asena'nın Anlatımından**************************

Bazen insan oğlu hiç tahmin edemeyeceği hayalini kuramayacağı durumlar ile karşı karşıya kalabiliyordu. Yaşayacaklarımızı önceden görme gücümüz olsa

 " hadi oradan!" deyip dalga geçerdik.

Yaşayacağımız  olaylar hayatımızı, karakterimizi şekillendiren en önemli unsurlardı.

Asena şeyhin anlattıklarına inanamıyordu.

 Küçük bir kızken , kendi öz annesinin yapmadığı anneliği yapan güzel kalpli anneannesinin zamanda yolculuk yaptığını , buralara kadar geldiğine inanamıyordu.

Burada evlendiğine, Şeyh'i (Ahmet'i) bırakıp gittiğine, Sırf dişi kurt Asena'nın mirasını yerine getirmek için bu kadar fedakarlığı yaptığını  aklı almıyordu.

Küçüklüğünü düşünmeye çalıştı ,annesinin babası yani dedesini merak ettiğini, annesine 

"anne senin baban var mı ?" sorusunu sorduğunda aldığı

 " benim babam yok ölmüş"  cevabını aldığı zamanları hatırladı. 

Ama hatırladığı bir şey daha vardı dedesinin isminin Ahmet olduğu.

Anneannesinin gizli aşkı Ahmet . Bir anda karnında bebekle ortaya çıkan Leyla'nın , annesiyle kızı Asel'e hem annelik hem babalık yapması. Asena'nın büyüklerinden duydukları bunlarla sınırlıydı.

Karşısında ki Şeyh ile anneannesi evlenmiş ise o zaman geri kendi zamanına döndüğünde hamile idi.

 Bu durumda Mor Ametistin Asena'yı bu devr-i zamana dedesinin yanına getirdiğinin kanıtıydı.

Anneannesi Leyla ölmüştü, Asena küçük bir çocukken biriciğini kaybetmişti .

 Karşısında ki adam ise hala karısının bir yerlerde yaşadığını umuyordu. 

Ona bunu nasıl söyleyecekti? Nasıl ben senin torununum ,bak karın sana ihanet etmedi başkasından çocuğu olmadı ama ömrü kısa sürdü diyecektim?

Nasıl söylenirdi ? Nasıl anlatılırdı  ? 

Kendisinin Asena'nın ruhu olduğu, ametist veya ruh taşıyıcıları umurunda bile değildi .

Dedesine nasıl gerçekleri söyleyeceğini düşündü Asena .Kalbi sıkıştı, derin derin nefesler almaya başladı yardım istercesine elini sevdiği adamın koluna koydu.

Ertuğrul'la göz göze geldiğinde bal gözlüsünün onda bir terslik olduğunu anladığını anlamıştı.

Asena'nın konuşmaya bile takati yoktu .Gözleriyle çıkar beni buradan diye çığlık atıyordu

Ertuğrul'un hızlıca ayaklanarak Asena'nın koluna girip onu mağaradan çıkardı.

Bu olanlara artık katlanamıyordum. Kendi zamanımdan buraya gelmiş , aşık olmuş aşkımı kendi ellerimle gömmüş, kaleye casus olarak girmiş, iki suçsuz insanın ölümünde rol oynamıştım.( melinda ve dükün idamı)

Yetmemiş gizli emaneti bulmuş ama işkence görmüş ölümden dönmüştüm .Tam  her şey bitti emaneti sahibine vereceğimizi düşünürken, Şeyh ile yani dedemle karşılaşmış, biriciğimin benim yüzünden sevdiği adamı bu zamanda bıraktığını öğrenmiştim. 

Bunca acıya ve yüke nasıl katlanacağımı bile bilmez iken şimdide dişi kurdun ruhu olduğumu boynumda kolye niyetine takılı olan yüzük formundaki ametistin , ruh taşıyıcıların saçma sapan görevleri olduğunu öğrenmiştim.