10. Bölüm: Teşekkür

156 11 371
                                    

Not: Bu bölüm bolca güzel şeyler içerir lütfen sindirerek okuyun ve eğlenin.  (biraz uzun)

"Bu düğün benim düğünüm mü sanki ya? Ben niye gidiyorum? Yatıp kitap okumak istiyorum ben," göz devirip Tanya'nın yatağının ucuna oturdum.

Makyaj masasında hafif bir makyaj yapıyordu. "Onlar bizim komşularımız Alya. Saçmalama."

"Ne meraklısın düğünlere ya," ayağa kalkıp yanındaki pufa oturdum. Oturmasam beni bağırta bağırta getirtecekti. "Sen evlen de gideceğim tek düğüne gideyim." Omzumla omzunu dürttüm sırıtarak.

"Şebeksin şebek!! Hatta bebeksin! Kuzenim bile senin kadar değil."

"Kuzenin tabi benim gibi olamaz hem iki yaşında hem de kimse bir ben olamaz." Saçlarımı savurdum.

Elindeki rimelle bana döndü. "Salak, gel sana da yapayım." Bana doğru eğildi.

Uslu çocuklar gibi kirpiğimi yukarı kaldırıp yukarı baktım. "Bu arada çok güzeller."

Yaptığım imayla güldü, böylece rimel gözüme giriyordu ki geri çekildim. "Asalak kankam! Bir rahat dur. Kolun dursa ayağın durmuyor ayağın dursa," cümlesini tamamlayamadan kahkaha attığında bende attım.

Hafif yaptığı makyajdan sonra aynanın karşısına geçip kendine baktı. Bende telefonda bana düğün kombinini yazan çocuğun mesajlarını tekrar okuyordum.

Düğün bittikten sonra beni engelleyeceğine emindim veya engellemiştir de profil fotoğrafı yoktu.

En başından beri yoktu ama sen bilirsin.

Bir zeki sensin aynen.

"Şu çocuk hâlâ yazıyor mu?" Tanya'nın sesiyle telefonu kapatıp yatağa attım. Ellerimi geriye atıp yarı yatay yarı dikey pozisyonda oturdum.

"Buraya gelmeden önce yazmıştı. Hatta beni düğüne davet etti geri çevirdim. Abimin arkadaşının düğünü olmasa giderdim," durakladım, "belki yani."

"Belki değil kesin bence," bana döndü. Üstündeki mavi düşük askılı, büzgülü elbisesi ve dalgalı saçlarıyla çok güzel görünüyor.

"Ne gideceğim düğüne be? Ben buna zorla gidiyorum."

"Tanya! Alya! Düğün başlayacak hadi!"

"Ve o ses, ablamın sesi.. Geliyoruz abla patlama!" Tanya'nın bu hâline güldüm.

Asklı siyah U yakalı elbisemin yırtmacını açılacağını bilmeme rağmen düzelttim.

Giymeseydin, Alya???

Keyfim ve kahyası öyle istedi.

"Hadi çıkalım," diyerek önden geçtim ve arkamdan odasının ışığını kapattı.

Salonda ayakta bekleyen Rüveyda Teyze, "Oo kızlar, çok şıksınız. Ay umarım görücü çıkmaz, sizi vermeye hiç niyetim yok," dedi, dudaklarıyla bir şey diyordu bize dualar okuyordu sanırım.

"İki gün sonra evlen de git, yaşın geldi Tanya dersin, anne."

"Tabi kızım geldi, gelmedi mi? Okulun da bitmek üzere. Hâlâ bir koca bulamadın. Gerçi bulup n'apcan?" Eşine baktı. "Ben buldum da noldu?"

"Aaa karıcım, niye hakkımı yiyorsun sana güzel bir eş, kızlarımıza güzel bir babayım. Öyle değil mi kızım?" Tanya'nın yanına gelip koluna omzuna attı ve yanağından öptü.

"Öpme şunu baba ya. Sonra bana atarlanıyor," ablası araya girdi.

"Aslı abla, sen biraz kıskanıyor musun? Azıcık minicik," dedim parmaklarımı birbirine getirerek.

Bir Soru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin