14. Bölüm: Çöp

80 7 115
                                    

Not: Bölüm adıyla olayların pek alakası yoktur sadece ufak bir yerde geçiyor diye öyle yazdım sorgulamayınız iyi okumalar.

°-°

Gizli işler çevirmenin bedelini mum sönünce öderdik ve benim mum, sönmüştü. Bundan sonraki olaylar gözümün önünden film şeridi gibi akıp geliyordu.

Tanya'nın neden benden gizli işler çevirdin diye sinirlenmesi, beni zorla eve götürmesi, benim yolda sus pus olmam ama onun sürekli kafamın şişirmesi.

Bunların hepsi olmuştu, tek bir farkla; Mirza, Tanya'yı engellemeye çalışmıştı. Ama onu susturmuştum. Çünkü Tanya haklıydı iki yaşımdan yirmi dört yaşıma kadar yediğim içtiğim, cümlem ayrı gitmeyen insandan bunu saklamıştım.

Neden sakladıysam? Kızmayacaktı ki işte. Aksine sevinecek, mutlu olacaktı. Gelin bakardı bir de.

Olayları hızlı geliştiğinde iki gün boyunca Tanya bana yazmadı, aramadız, gelmedi; bunları ben yaptığımda ise mesajlarıma bakmamış, aramalarıma cevap vermemiş kapıyı suratıma acımadan çarpmıştı.

Hak ettin ama az bile yaptu Tanya. Haklı.

Ay tamam sus! Anladık haklı 2 gündür aynı şeyleri diyorsun bozuk plak gibi yeter!

E haklıyım?

Hayatınızın güzel olmasını istiyorsanız hayatınızdan şu 3 şeyi çıkarın; iç sesinizi, kötü kitap karakterleri ve adının baş harfi P ile başlayan insanları. Hepsi sinir bozucu.

"Ya bir defol git! Seninle mi uğraşacağım ben sürekli? Nesin sen 3 yaşındaki bebe mi?"

"Bebeye bak, oy sen sinirlendin mi?" Bana bebek gibi davranan abine yumruk çakmak istiyordum.

"Yengem seni ne zamana alacak ya? Alsın da defol git, odanı da alayım," dedim koltukta uzanırken, o ise bacak navak üstüne atmış bana bakıyordu, karşılıklı kanepelerdeydik.

"Sana ne bebe. Ne zaman isterse beni alır karım. Kıskanma onun böyle yakışıklı, seksi kocası var senin yok diye." Burun kıvırdı.

Nasıl da Mirza'dan haberi yok ama. Canım biz buldul koca.

"He aynen ağlıyorum şu an bak. Hadi bas git sinir etme beni."

"Çocuklar! Didişmeyin artık! Oğlum gel çöpleri at," mutfakta olan annemin seslenmesşne kahkaha attım. Abimin karizma çizilmişti.

"Anne ya karizmam çizildi ama canın sağ olsun."

Annem kapıdan eli köpükle göründü. "Bana bak karizma marizma nişanlı dinlemem alırım ayağımın altına! Ayağıma bak bakayım," dediğinde oraya baktık. "Gördün mü terliği? Otuz dokuz numara, alt tabanı sert olanı!"

Kahkaha attım. "Annem ya canım anam kurban olduğum yürü be!"

"Aşk olsun anne. Bu kızın yanında mı gerçekten?" Beni gösterdi.

Annemin duyamayacağı şekilde, "o terliği müsait yerlerine şey yapardım da annem giyiyor dua et," dedim. Bana ağzı açık baktı.

"Çöpler!" Diye annem bağırdı, mutfağa gitmişti. Kapıda yoktu.

"Hadi çöpler diyor annem!"

Ayağa kalkarken, "çöpleri atarsan iki yüz veririm," dedi. Koltuğa iyice uzandım.

Omuz silktim. "Ayağa kalkmam la o paraya."

Yüzünü buruşturup gitti. Zaferi kazanmanın sevinciyle telefonu elime aldım.

Bir Soru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin