Mr.Rover | Jikook

gcf in jimin

Kontrol etmedim yazım hatam varsa affola ✨

İyi okumalar ballarım ~

4 gün sonra :

Doğum günüme 1 haftadan biraz fazla kalmıştı ve biz bugün Tokyo'ya gitmek üzere yola çıkacaktık.

Valizimi bir yandan hazırlarken bir yandan da Jin Hyung ve Taehyung ile konuşuyordum.

"Tanrım çok heyecanlıyım."

"Hayır ben anlamıyorum biz neden gelmiyoruz?"

"Jungkook dedi ya siz 2 gün kala geleceksiniz diye. Taehyung dramatikleşme."

Jin Hyung'un dediğiyle Taehyung ona gözlerini devirmiş ve kollarını birbirine bağlamıştı.

"Bana ne ya bende gitmek istiyorum!"

"Tanrım Taehyung tam bir bebeksin."

"Sensin o."

"Hayır sensin."

"İkimizde susun ve sen Jimin şu valizi toplamayı bitir artık."

"Tamam ya bitti zaten."

Valize son birkaç parça eşyayı da koyup fermuarını kapatmıştım. Telefonuma gelen mesaj bildirimi ve hemen ardından aşşağıdan gelen korna sesiyle heyecandan ellerim titriyordu.

Sakinleşerek telefonuma bakmış ve Jungkook'un mesaj attığını görmemle, cevap yazmadan telefonumu ve şarj aletimi de almış arkamdan gelen arkadaşlarım ile aşşağı inmiştim.

Kapıyı açınca karşımda kapıyı çalmak için elini havaya kaldıran Jungkook'u görmüş ve gülümseyerek ona sarılmıştım. Elleri hemen belime yerleşmiş ve boynuma gömmüştü kafasını yine.

"Selam güzelim."

"Selam Kook."

Heyecanım sesime yansırken Jungkook bu haline gülümsemiş ve birbirimizden ayrılırken eli valizime gitmiş onu alıp arabaya ilerlemişti. Sanırım Jin Hyung ve Taehyung ile vedalaşmam için zaman tanıyordu.

Arkamı dönüp ikisine de aynı anda sarılmıştım.

"Hiçbir şeyi düşünme sadece eğlenmene bak tamam mı Min?"

Jin Hyung'un dediğiyle kafamı sallamıştım. Taehyung hâlâ sıkı bir şekilde bana sarılıyordu.

"Tae.."

"Yaramazlık yapmayın."

Ağzından çıkan cümleyle gözüm hemen Jungkook'a kaymıştı. Tanrıya şükür ki valizi arabaya yerleştiriyordu.

"Tanrım Tae sus lütfen."

Taehyung gülmüş "Kendinize dikkat edin ve Jimin cidden, eğlenmene bak. Tadını çıkar. Tokyo'ya hep gitmek istiyordun."

Kafamı sallamış ve onlara birkez daha sarılarak arabaya doğru yürümüştüm. Jungkook'da onlara kısa bir baş selamı vermiş, kapımı açarak girmemi sağlamıştı.

"Teşekkür ederim."

"Ne demek Kamelya'm."

Jungkook'da sürücü koltuğuna oturunca hazırdık. Jungkook kemerini bağlamış ve arabayı çalıştırmıştı.

"Heyecanlı mısın Kamelya'm?"

"Evet çok heyecanlıyım."

"Çok güzel şeyler ayarladım. Eğlenmen için her şeyi yapacağım. Fotoğraf ekipmanlarımı da getirdim bir sürü anımız olsun diye."