GURUR-BXB

Tatil-28

Helloo

———

UĞUR

"Senden çok nefret ediyorum!" Diye isyan etti Ateş. Kahkaha atan Alev kapüşonunu açtı. "Üzgünüm abicim, benim evde oturacağımı düşündüysen çok yanılıyorsun." Dedi havalı bir şekilde saçlarını savurup.

Yıl başında tatile gideceğimiz oteli öğrenmiş, peşimizden gelmişti. Üstelik hiç utanmadan bunu gözümüzün içerisine sokmuştu!

Ben sorun etmezdim, fakat Ateş'in bunu bir balayı gibi düşündüğünü biliyordum. Yani onun kafayı yemesine çok az kalmıştı.

Ne zaman en ufak bir temasta bulunsak Alev bir yerlerden fırlıyordu. Ateş'e göre bu bir sorun değildi, sonuçta onun kardeşiydi ve Ateş şu dünyadaki en vurdum duymaz insandı.

Fakat benim için fazla utanç vericiydi.

Yıllardır en yakın arkadaşım olması işleri yeteri kadar garipleştirmiyormuş gibi birde utanç verici şakalar yapıyordu.

"Alev elimden bir kaza çıkacak şimdi. Lan ben bu çocukla hiç yalnız kalamayacak mıyım!" Diye bağırdığında gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Ayol rahat ol. Odalarımız otelin iki ayrı ucunda. Yani her hangi bir ses duymayacağım." Dedi yine o şakalardan birini yaparak.

"Alev!" Ateş ile aynı anda bağırdığınızda gülen Alev bizi hiç kâle almayarak valizini aldı ve dediği gibi otelin diğer ucuna ilerlemeye başladı.

"Yemin ediyorum bir gün kendimi tutamayacağım döveceğim ben bu kızı." Dedi odanın kartını okutup açarken.
İki valiz getirmiştik ve benimkini de o taşıyordu. Bu yüzden boş ellerim ile arkasından odaya girdim.

Adımımı attığım anda içimi ısıtan atmosfer ile dudaklarım aralandı. Dördüncü katta olduğumuz için jakuzinin önünde olan kocaman cam dağlara ve dağların üzerindeki ağaçlara bakıyordu. Dışarıyı tamamen kaplamış bem beyaz, çarşaf gibi olan kar ise muazzam bir görüntü yaratıyordu.

Kar ın ağaçların yeşili ile mükemmel uyumu ağızları açık bırakacak bir görüntü yaratırken, belime sarılan kollar ile gülümsedim. "Eksi bir puan ile başlamış olsak bile, bu tatilde yapacak daha çok şeyimiz var." Dedi yanağıma bir öpücük kondurup.

Kaşlarım havalandı ve ona döndüm. "Bana hiç neler yapacağımızdan bahsetmedin." Dedim merakla.

Gülümsedi ve saçlarımı karıştırdı. "Hepsi sürpriz. Hadi şimdi sana vereceğim kıyafetleri giy kayağa gideceğiz." Dedi valizi açarken.

——

"Ateş!" Diye bağırdım yere düştüğüm sırada. O ne kadar kaymayı bilse bile benim en ufak bir fikrim bile yoktu. Kalçamın üzerine düştüğümde yüzümü buruşturdum.

Ayağımdaki kayaklar otomatik olarak çıktığı için rahatsız ayakkabılar ile öylece kalmıştım. Ateş gülerek yanıma geldi ve elini uzattı. Ona tutunup kalktığımda dengemi korumakta zorluk çekiyordum.

"Ateş beni bırakma vallaha oturur ağlarım." Dedim stresle kayaklarımı tekrar takarken. "Yok güzelim niye bırakayım seni? Şimdi ineceğiz birlikte aşağı." Dediğinden yan yana durduk. "Sen önden git ki bir şey olursa durup sana bakabileyim." Dedi yavaş yavaş ilerlerken.

Kafamı salladım ve yavaşça tepeden aşağı kaymaya başladım. Yanımızdan bazen yarış grupları geçiyordu ve ne kadar iyi olduklarına şaşırıyordum.

Yaklaşık yarım saat boyunca çırpındıktan sonra nihayet kontrolü biraz daha ele almıştım ve düz bir şekilde aşağı inebiliyordum.

"Yaptım!" Diye seslendim Ateş'e gülerek. Yanımdan hızlı bir şekilde indi ve önden beni beklemeye başladı. Bana hava olsun diye yaptığını bildiğimden bende hızlandım. "Dikkat et!" Dedi sesini duyurmaya çalışırken.