Platonik-8

3.7K 205 35
                                    


Oy ve yorum bırakmayı unutmayın 🫶🏻

ATEŞ

Doğduğumda babam adımı yangın çıkartmam için Ateş koymuş. Benden sonra Alev'in adını da o yangınları büyütmesi için koymuş.

Başlatamadığım yangın nasıl yükselebilir ki baba?

Orta okulun ikinci yılının başında, hatta ilk gününde babamı kaybettim. Babamı bedenen kaybettiğim yetmezmiş gibi annemi de ruhen kaybettim.

O zamandan beri bir kez bile seni seviyorum demedi. Her maçımı onun bana seni seviyorum deme umudu ile kazandım fakat o her seferinde bana gülümseyip kuru bir aferin verdi.

Aferinler karın doyurmamaya başladığında dikkatim dağıldı. Zamanla yıkılacağım korkusu beni dehşete düşürdü.

Babam gittikten sonra onun mirasları dışında hiç bir şeyimiz kalmadı. Bir kaç arazi ve bizi on yıldan fazla götürecek para dolu olan bir bankamız vardı. Ama babam yoktu ve o sırada kimse paranın derdinde değildi.

Zamanla annem halk arası tabir ile delirdi. Bir kaç ay içerisinde bütün evi yeniledi ve ihtiyacımız olmayan o kadar çok şey aldı ki en sonunda banka bizi aradı ve paramızın tükendiğini söyledi.

Annem yaptıklarını asla üstlenmedi ve yaşamak için gerekli olan şeyleri aldığımdan beni suçladı. Henüz altıncı sınıftayken aklımı yitirmenin sınırına gelmiştim.

Fakat paramız bitikten bir hafta sonra annem yanıma geldi ve bana asla konuşmadığı kadar sakin, asla yaklaşmadığı kadar sevgi dolu yaklaştı. Kafam karışmıştı ama daha sonra asıl amacı ortaya çıktı.

Bana boks ile ilgili bir broşür getirmişti. Bende çocuktum, heveslenmiştim. Güçlü ve havalı olmak gözümü boyamıştı.

Babam her zaman 'yaptığın iş çöpçülük bile olsa onu en iyi şekilde yap.' derdi. Bende ona uydum. Boksu en iyi şekilde yaptım. Ve annemin planı işe yaradı. Zamanla paramız birikmeye başladı. Aldığı hiç bir eşyayı geri vermediği için dışarıya da lüks bir görüntü veriyorduk.

Mutlu aile tablosuyduk. Şampiyonluklarım arttıkça annem daha da gaza geldi. Beni her akşam çalıştırıyor ve maç esnasında yaptığım her hangi bir hatanın tekrarlanmayacağından emin oluyordu.

Sınav senemde ekstra puanım vardı. Boks hayatıma çok şey katarken çok şey de kaybettirmişti. Liseye kadar hiç sosyal bir çevrem olmamıştı. Maçtan eve, evden okula, okuldan antrenmana şeklinde yaşadığım için bazı günler Alev'e bile vaktim olmuyordu.

Yine antrenmana girmeden önce annem aramıştı ve soyunma kabini tamamen boş olduğu için üzerimi değiştirirken kulaklığımdan onunla konuşuyordum.

"Antrenmanın bitikten sonra Andreas'ın sana getirdiği yemeklerden başka bir şey yeme. Okulun yemekleri ekstra yağlı ve yağ dikkatli kullanılmadığı sürece derini kalınlaştırmaktan başka bir işe yaramaz." Dedi.

Derin bir nefes alıp yutkundum. Andreas annemin özel çalışanıydı ve üç öğün bana yemek getirirdi. Getirdiği yemekler yüksek proteinli ve çok olurdu. Bitirdiğimden emin olana kadar da başımdan ayrılmazdı.

Zaten onları yedikten sonra midemde tutmak için büyük bir iç savaş verirdim. Çoğu zaman sindirilebilir olması için çok az sos hakkı verirdi annem. Ama soslar sadece bir kaç lokmaya yeterdi.

"Tamam anne. Şimdi geç kalmadan başlamam gerekiyor. Seni seviyorum görüşürüz." Dedim ve bir cevap bekledim. Sadece bende seni seviyorum demek bu kadar zor olmamalıydı. Bıkkınlıkla telefonu kapatıp antrenman için spor salonuna girdim.

GURUR-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin