Gözlerimi yavaşça aralarken esmer bir bedene sarıldığımı görmüştüm. Bir dakika?! Esmer beden mi?! Hızla kafamı kaldırdığımda Taehyungun bana baktığını görünce hızla kucağından kalkmaya çalıştım. "Be-ben özür dilerim kalkayım-"
O beni belimden sıkıca tutup terkar yerime uzandırınca anlamaz şekile ona baktım. "Yok kal böyle." Dudaklarımı yemeye başlamıştım yavaştan. Neden böyle yapmıştı ki? Zaten dün hatırladığım kadarıyla seviştikten sonra bayılmıştım ve ya uyumuştum pek hatırlamıyorum.
Ki hala çok utanıyordum dün olanlar yüzünden. Böyle kaldıkça nefes almayı unutuyordum ve yutkunamıyordum duyar diye. O yüzden daha fazla dayanamadan hızla doğrulup "B-benim duşa girmem gerek." diye ona açıklama yaptıktan sonra ayağa kalkıp duşa girdim.
Üzerimde bir şey yoktu zaten duşa girip suyu ayarladıktan bir kaç dakika sonra kapı aniden açılmış ve kabinin kapısı açılarak Taehyung girince ufak çaplı bağırdıktan sonra srıtım duvara yapışmıştı.
Taehyung bana bir bakış attıktan sonra "Merak etme seninle bir işim yok." diyerek kapıyı kapatıp suyun altına girmiş ve saçlarını ıslattıktan sonra şampuanı almıştı. Ben de onu aynı şekilde umursamamaya çalışarak saçlarımı yıkarken çıplak bedenlerimiz birbirine sürtününce kendimi geri çektim.
Off ama neden bir kabinin içinde ayna olur ki?! Hem de boy aynası?! Vücuduma bıraktığı izleri her gördüğümde deli gibi utanıp kızarıyordum. Ben bedenimi köpüklerken Taehyung sonunda bedenini bana çevirip bir kaç adımda dibime girdi.
Korkarak gerilediğim için sırtım soğuk duvara deyince yutkunup kafamı eydim. Ellerini yanaklarıma koup kafamı kaldırıp yüzüme yaklaştı. Merakla ona bakarken biraz daha yaklaşıp dudaklarımızın hafiften sürtünmesine sebep olmuştu. Bedenim titrerken ellerimi yanağımdaki ellerinin üzerine koydum.
"Çabuk ol kahvaltıya gecikeceğiz. Yanlız başına kahvaltı etmek istemezsin değil mi?" Kafamı iki yana salladığımda yaklaşıp kulaığma değdirdi dudaklarını. "Güzel. O zaman 5 dakikaya hazır ol." Tekrar yavaşça kafamı sallayıp onu onayladığımda dudaklarımızı birleştirip sulu sulu öpmeye başlamıştı.
Elleri üzerindeki ellerim titrerken ona karşılık verdiğimde elinden birini belime götürüp beni daha da kendine çekmişti. Sertleşmeye başlayıp dudağımı ısırdığında istemsizce ağzına inledim. Dudaklarını ordan çekip boynuma sürterek götürüp emmeye başladığında ellerimi omuzlarına koyup itmeye çalıştım.
"D-dur Taehyung.. iz kalacak." Beni dinlemeden boynumdaki derini dudakları arasına çekiştirip ısırdı. Omuzundaki elim saçlarına çıkarken gözlerim kaydı. Saçlarını çekiştirince dudakları daha hızlanıp boynumu yemeye başlamıştı. Ayrılıp son kez dudaklarımızı birleştirip çekildiğinde kafamı eyerek hızla suyun altına girip köpükleri yıkayıp suyu kestim.
Kabinden çıkıp havluyu bedenime sararken Taehyung da aynısını yapıp vücudunu kuruladıktan sonra havluyu altına bağlamıştı. Sonunda bu kasvetli havadan kurtularak buharlaşmış duştan çıkıp temiz havayı ciğerlerime çektim.
Taehyunga bakmadan hızla iç çamaşırımı elime alıp havlunun altından bacaklarıma geçirerek giydim. Daha sonra hızla altıma rahat ama güzel siyah bir eşofman üstüme de beyaz bol bir tshirt geçirdim. Taehyunga döndüğümde o da hazırdı.
Aynadan bakıp saçlarımı havluyla kurularken boynumdaki kızarığı görünce gözlerim şokla açıldı. Al işte ya! Biliyordum böyle olacağını. Of Taehyung of!
"T-taehyung ben gelemem." Ani hızla söylediğim şeyle bana dönmüştü. "O ne demek?" Kaşları çatılırken stressle dudaklarımı ısırdım. "B-boynumda..iz kalmış da."
Bakışlarımı kaçırarak yüzümün cayır cayır yanmasını görmemesini istemiştim. Taehyungun üzerime geldiğini farkedince otomatik olarak geriye geriye gitmeye başladım. O gözlerimi içine bakarak üzerime gelirken ben de tam aksine gözleri dışında her yere bakarak geriye gidiyordum.
Sırtım duvara çarpınca göz kapaklarım titredi. "Ne olmuş yani iz varsa?" Taehyungun sesi derinleşirken yutkundum. "Ee şey o zaman ben fondatönle kapatayım." deyip yanından geçecekken kolumdan tutup beni tekrar duvara yapıştırdı.
Kendini bana yapıştırarak dudaklarını çene kemiğime sürterken her yerim titriyordu. "Hayır. Benim izim orda kalacak."
"A-ama her kes görücek ve-" Taehyung aniden sertçe çenemi yakalayıp sıktığında gözlerim doldu. "Sen. Benimsin. Her kes de bunu görüp daha iyi anlayacak." İçim cayır cayır yanarken kafamı salladım.
"Güzel. Şimdi.. düş önüme." Dediğini yapıp yavaşça önden gitmeye başladım. Arkamdan geldiğini hiss ederken dudağımı ısırdım. Off kesin çok rezil olacağım ya!
Odadan çıkıp asonsörle en alt kata gelip kafeye girdik. İçeri girip masayı bulduğumuzda utana sıkıla gidip oturmuştum. Gidip Eunae noonanın karşısına oturup görüştüğümüzde Siwoo hyungla da sohbete başlamıştık. Eunae noona da ara sıra Jisuya yemeğini yedirip ara sıra da sohbetimize katılıyordu.
"Haaa senin boynuna nolmuş öyle Jungkook!" diye Eunae yüksesk sesle söyleyince kanım donmuştu. Taehyungla göz göze geldiğimizde kafamı eydim. "Rahat bıraksana insanların özel hayatlarını. Çocuk utanıyor belli ki." Seojun hyungun cümlesiyle daha da utanırken tüm gün konuşmama kararı almıştım.
Taehyung masanın üzerinden elimi tutp okşarken dudağımı ısırdım. Kahvaltı boyu bir şey konuşmayıp sadece sessizce yemeğimi yemiştim. Kahvaltıdan sonra birlikte orman gezisine falan gitmiştik.
...
Tüm gün gezip eylendikten onra otele geri dönüp havuza inmek için odalarımıza çıkıp bikinilerimizi giymek için. Odalarımıza çıktığımızda hızla shortumu çıkarmıştım ki "Sana noluyo?" diye söylenen Taehyungla anlamaz bakışlarla ona döndüm.
"E havuza gideceğiz ya?" Taehyung olduğu yerden adımlayarak üzerime gelince durmuş ona bakıyordum ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. "Hah. Sence senin havuza düşmene izin verirmiyim sanıyorsun ha?" Dalga geçerek konuşmasıyla ağzım açık kalmıştı.
"N-nasıl yani?" Bir kaç adım daha atıp çenemi kavradığında gözlerim doldu. "Böyle bir şeye izin vereceğimi mi sanıyordun? Kıyamam sana. Ama merak etme benim yanımda shortunu giyebilirsin hm?" Zorla onun gözlerine bakarken yutkundum.
"A-ama ben Siwoo hyunga söz vermiş-" Çenemdeki parmakları sıklaşıp kemiğimi kıracak hale gelince gözümden yaşlar damlayıp dudaklarımdan acı dolu bir inleme çıkmıştı. Sinirle alıp verdiği nefesi durmadan yüzüme çarparken dişlerini sıkarak tısladı. "Seni... seni gebertirim. Duydun mu lan beni?!
Sonuncu cümlesini bağırarak söylediğinde gözlerim korkuyla kapanmıştı. Korkudan vücudum tirtir titrerken hıçkırdım. Çenemden ittirerek beni yatağa atıp üzerime eyildi. Bir elini kafamın yanından yatağa bastırıp dizini de bacaklarım arasına yerleştirdi. Dudaklarım her titrediğinde hıçkırıyordum.
Diğer elini boğazıma sarıp sıkmaya başladı. İyice yüzüme eyilirken dolu gözlerimle ona bakıyordum. Sıkmaya devam ederken "Şimdi Seojunları arayıp bizim gelmeyeceğimizi söyleyeceğim. Hatta şey diyeyim bak biz gelemiyoruz malum bir işimiz var hm?"
Bakışlarımı hızla gözlerinden çekip aşağı baktım. Hala nasıl bu kadar utanmaz ola biliyordu? Sonunda elini çekip boynumdaki izi okşadı parmak uçlarıyla. Eyilip sabah emdiği yere dudaklarını bastırmıştı. Göz kapaklarım benden izinsiz şekilde kapanmıştı. Üzerimden kalkınca ağlayarak yatağın diğer ucuna kıvrılıp kızarıp acıyan gözlerimi kapattım.
Uyuyayım. Uyuyayım da bitsin bu gün artk diye dua ederken Taehyung ışıkları kapatıp yanıma uzanmıştı. Arkamdan kolunu belime sarıp beni yatağın ortasına çekip arkadan çene kemiğimi ve boynumu öpmeye başlamıştı.
Siktir o şu an benim uyuduğumu düşünüyordu ve beni öpüyordu?! Yanağımı ve boynumu öperken burnunu sürtmeye başlamıştı. Derince soluklanırken dudağımı ısırdım.
Neden böyle yapıyordu ki bana..?
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne me quitte pas mon amour - TAEKOOK
FanficKeşke, keşke ona aşık olup da bu zorlanılan evliliği en başından kabul etmeseydim. Yemin ediyorum ki şimdi bu durumda olmazdık. En azından benden bu kadar nefret etmezdi...