3 gün geçmişti. O günden bu güne tam tamına 3 gün geçti ve bu üç gün de aramızda hiç bir şey olmadı. Hiç bir şey. Ha belki bir kaç kez konuşmuşuzdur ama genel olarak Taehyung işe gidiyor daha sonra da akşam gelirken ben de odamdan en fazla 4 5 kez çıkıyorum.
Ama bu gün Taehyung işe gitmemişti çünkü Jiminler gelecek! Evet Jimingil gelecekti bu gün o yüzden ben de sabahtan beri mutfakta yemek hazırlıyordum. Aniden arkamdan belime sarılan kollarla isemsizce nefesimi tutup yutkundum.
Burnunu arkamdan enseme sürtüp derince öpmüştü beni. Islak dudaklarını boynumda hissederken bedenimden bir ürperti geçmiş, titremiştim. "T-taehyung?" Kafasını boynuma daha da sokup mırıldanmıştı. "Hmm."
Yemeği karıştırırken ellerinden biri tshirtimin altından belime girmiş, tenimi okşamışıtı. "Taehyung n-ne yapıyorsun bırak, yemek yanacak." Sertçe boynumu öpüp derin derin soluklanmıştı. "Arkadaşların gelince yanlış bir şey söylersen ve ya yaparsan, cezan çok ağır olur bil derim. Duydun mu beni?" Tatlı sıcakkanlı bir kocadan manyak bir psikopata geçiş yapmış derin sesini dudaklarını kulağıma deydirerek fısıldamıştı.
Kulağıma çarpan sıcak nefesi sertçe yutkunmama sebep olmuştu. "P-peki." Elini tshirtümden çıkarıp son kez boynumu ısırıp çekilmişti. Sonunda kendime gelmiş gibi hzıla dudaklarımı yalayıp boğazımı temizledim. Telefonumdan saate baktığımda daha 2 saat kaldığını görüp işime geri döndüm. Bir kaç dakika sonra yemekler hazır olunca onları orada bırakıp hızla odama çıktım.
Üzerimdeki yemek kokusunun gitmesi için duşa girmiş, çıkıp saçlarımı kurutup üzerime rahat ama daha şık bir şeyler giymiştim. Daha sonra aşağı inip sofrayı kurdum. Çok güzel olmuştu gerçekten. Sonra ne yapacağımı bilemediğim için salonda kanepeye oturmuş telefonuma bakıyordum.
Bir kaç dakika sonunda kapı çalmıştı. Tam kalkacakken kapı açılma sesiyle hızla koşar adımlarla dış kapıya gittim. Taehyung kapıyı açmış Jiminlerle selamlaşıp tanışıyorken ben hızla Hoseoka sarıldım. Hyungumu çok özlemiştim. "Hyungg!"
"Jungkook! Bebeğim!" Sıkı sıkı sarılırken iki elin bizi ayırmasıyla bakışlarm o tarafa kaydı. "Hop hop noluyo?" Şu instagramda gördüğüm çocuğun bakışları ikimiz arasında gezinirken gülümsedim. "Aaa merhaba ben Jungkook. Sen de Hoseok hyungun sevgilisisin?" Yüzü o kadar duygusuz ve soğuktu ki bedenim titeemişti. Kafasını sallayıp elini uzattı. "Min Yoongi."
Hoseok hyung hemen atılıp her zamanki neşeli gülümsemesiyle konuştu. "Evet ama Jungkook Yoongi senden büyük ona hyung demelisin." Hoseok hyung biraz bu konularda takıntılıydı diye bir şey demedim. Taehyungla da görüştükten sonra mutfağa geçmiştik.
Her kes sofraya oturunca son kez kalkıp içecekleri de masaya koyup oturdum. Her kes yemeye başlarken biz Hoseok hyungla yılların sohbetini ediyorduk. Üstelik konu doğal olarak bizim evliliğimize gelmişti.
...
Yanımda oturan Jiminle fısıldaşıp yemeyime devam ederken aniden bacak arama sürtünen ayakla gözlerim kocaman oldu. Kafamı kaldırdığım an önümde oturan ve bana dik dik bakan Taehyungla göz göze gelince yutkundum. Siktir..hayır. Ayağını kasıklarıma sürtüp penisime bastırınca dudakarımdan istemsize inleme kaçtı.
Her kesin gözü bana kayınca dudaklarımı bir birine bastırıp elimi bacak aramdaki ayağın üzerine koyarak mırıldandım. "B-ben..benim lavaboya gitmem lazım." Hızla cümlemi bitirip ayağa kalkarak üst kata çıktım. Penisim pantalonumu zorlarken lavaboya girip kapıyı kapatarak sırtımı duvara yaslayıp elimi altıma bastırdım. Sırf sesli şekilde inlememek için dudaklarımı sertçe birbirine yapıştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne me quitte pas mon amour - TAEKOOK
Fiksi PenggemarKeşke, keşke ona aşık olup da bu zorlanılan evliliği en başından kabul etmeseydim. Yemin ediyorum ki şimdi bu durumda olmazdık. En azından benden bu kadar nefret etmezdi...