Zerdanın hatırası

3.5K 82 2
                                    

Yağmur mecburluktan evet demişti demesine ama kaçmaya kararlıydı bu yüzden de kaçmak için sadece 15 günü vardı.

(Bilmeyenler için söylüyorum resmi nikah yapıldıktan sonra 15 gün içinde nikahın iptali için başvuru yaptığınız da mahkemeye gitmeden taraflar ayrılabilir)

Yagmurun evet demesine babası da çok sevinmişti . Çünkü geldiğinden beri olan hürmet ikram çok hoşuna gitmişti. Kızının rahat edeceği bir yer  olarak görüyordu.  Ama bilmiyordu kızının burda zorla  tutulduğunu.

Gece olmuştu ve düğün bitmiş pervınle baran evlerine gitmişti. Sıra da yağmurla yamana gelmişti.

Yamanın annesi yağmuru önceden yamanın odasına çıkarmıştı adet böyleydi. Arkasından yaman gelecekti. Yatsı namazını camide kılacak ardından da odaya girecekti.

Yagmur korkmaya başlamıştı. Ya yaman yağmura zorla sahip olursa diye düşünmek bile istemiyordu. Oysa ki sevdiği adamla evlenmiş olsa her şey ne kadar kolay olurdu.

Düğünde baranla pervini sürekli izlemişti . Birbirlerine aşık çiftlerin olması  gerektiği gibilerdi.  Baranla Pervin el ele, kol kola  düğün boyu dolaşmışlardı. Giderkende yine aynı şekilde konaktan ayrılmışlardı.

Yağmur onların o halini gördükçe derinden iç çekmişti. Sonuçta her ne olursa olsun seviyor ve seviliyorlardı.

Yağmur ne yapsındı? Yamanın annesiyle tartışırken duymuştu. Yamanın eski eşi yeni vefat etmişti. Demekki hala karısını seviyordu sevmeliydi. Annesi öyle söylemişti.

Yağmur bir ölünün hatırasının üstünde yaşayamazdı. Hele ki sevmediği bir adam için bir ölünün hayaliyle baş etmek istemiyordu. Herkes kendi yoluna baksa en iyisi olacaktı buna  emindi.

Zaman ilerliyor yağmurun heyecanı ve korkusu gittikçe artıyordu. Ne olacağını kestiremiyor kafasında türlü senaryolar üretiyordu. Yaman üzerine gelirse nasıl kaçabılecegınden tutunda nasıl yamanı etkisiz hale getirebilir onu bile düşünmüştü.

Ama dikkatli olmalıydı daha babası gil  konaktan ayrılmamışlardı. Yarın gideceklerdi bu yüzden onların sağ salım bir şekilde burdan gittikklerinden emin olmalıydı.

Bir süre sonra yaman kapıyı tıklatıp içeri girdi. Yağmur onun gelişiyle ayağa fırlamış duvagının ucunu sıkıca tutmuştu . Onun yüzünü görmek bile istemezken karısı olmak istemeyeceği bir şeydi.

Yaman ağır adımlarla yağmurun yanına varınca cebinden bir takı kutusu çıkardı. Bu trabzon kelepçe  setiydi. Kolyesi ve kalın bileziği küpesi olan bir setti. Pahalı olduğu her halinden belliydi .

Yağmur onu takacağına kendisini serbest bıraksa daha çok sevinirdi.

Yaman kolyeyi eline aldı yağmura takmak istiyordu. Önce arka tarafına geçti. Duvağın içinden elini geçirdi. Yağmurun tenine değen elleri onu sarıp sarmalaması için yalvarıyordu.

Yağmurun kokusu ise yamanı kendine çekiyordu. Yağmurun boynuna burnunu gömüp uzun uzun ciğerlerine bu kokuyu hapsetmek istiyordu. Ama yağmurun daha hazır olmadığından adı gibi de emindi.

Zor da olsa kolyeyi takip önüne geldi. Duvağın ucundan tutup kaldırmaya çalışırken yağmurun duvağı bırakmadığını fark etti.  

-e hadi ama çocuk musun sen

Bedeli Berdel(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin