Tokat

3.8K 85 3
                                    

Görsel yağmura yamanın aldığı bındallıyı koydum :)

Yağmurun kaçma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Araba da sessizce kaderine yol alıyordu.

Yaman ise çaresizdi ne yapacağını bilmez bir haldeydi. Hiç tanımadığı bir kadınla evlenmek zorundaydı. Üstelik bu kadın kolayca evliliğe razı gelecek gibi de durmuyordu. Evlenseler bile başı beladan kurtulmayacak her fırsatta kaçacaktı.

İkiside yol boyunca tek kelime etmemişlerdi. Konağın kapısına geldiğinde yaman arabadan inip kapıya yürüdü.

Yağmur arabanın kapısını açıp aşağıya inmeye çalışırken acıyla inleyince kapının yanında ki koruma yağmurun yanına gelip koluna girdi. Yaman ne olduğuna bakmak için döndüğünde yağmurun kolunda korumayı görünce sinirle onların yanına geldi.

- lan sen benim karım olacak kadına nasıl dokunursun dedi. Korumanın yakasından tutup kaldırırken gerçekten sinirli görünüyordu.

-yanlış anladın ağam, hanım ağa acıyla izleyince koluna girmek istedim valla başka niyetim yoktur.

-Koluna girilmesi gerekiyorsa ben girerim sen karışma. Çekil lan it dedi. Yağmuru tek hamlede kucağına alıp konağa doğru yol aldı.

Yağmur ise kaderine razı bir şekilde kafasını yamanın göğsüne yasladı. Çok yorulmuştu ve acıkmıştı. Aslında yağmuru yoran ne yoldu nede açlıktı. bunlar geçici şeylerdi yağmuru yoran gönül yorgunluğuydu ve bunun ne yazıkki çözümü yoktu.

Konağın içine girince herkes bir telaşla onlara baktı. Yamanın kucağında yağmuru görmeyi kimse beklemiyordu. Yaman doğruca yağmuru kapattığı odaya gitti. Yağmuru yere olabildiğince dikkatli indirdi. Canı daha fazla yansın istemiyordu. Oda farkındaydı ona da yazıkki.

Yaman yağmuru odada bırakıp ilk yardim çantasını alıp geldi.

-uzat ayağını hemşire hanım saralım dedi.

Yağmur hiç itiraz etmeden dediğini yaptı.

Yağmurda böyleydi işte bazen karşı durulmaz dev dalgalar gibi hırçındı bazen de ölü deniz gibi hareketsızdı. Gerçekten yorulmuştu yağmur tek düşüncesi uyumaktı. Yaman yemek verilmemesi yönünde emir verdiği için yemek yıyemeyecegini biliyordu. Canı da istemiyordu zaten sadece uyumak ve bir daha da uyanmamak istiyordu.

Yaman sargı işini bitirip çıktıktan sonra kapıyı kilitlemeyi ihmal etmedi bir daha kaçmasını göze alamazdı. Anahtarı cebine atıp aşağı avluya indi. En yakın koruması ve arkadaşı olan Selimi çağırdı.

-ne oldu yağmurun babasını almak için araç gönderdiniz mi?

-Gönderdik ağam. Varmışlardır şimdiye kadar dedi. Yâman memnun bir ifadeyle kafa salladı. Çünkü yarına kına gecesi sonra ki günde düğün vardı. Ve kız tarafının burda olmaması itibarlarını zedeleyebilirdi.

Yamanın gönderdiği araba antalyaya ulaşmıştı. Yağmurun babasının kapısının önünde durdu. İçinden iki kişi indi ve yamanın babasının evine çıktılar. Kapıyı çalıp kapının açılmasını bekliyorlardı. Kapı açılınca

- Merhaba efendim bizi Yaman ağam gönderdi yağmur hanım ağamın babasısınız öyle değil mi

-Evet Evet benim de aga mi dediniz hani şu bildiğimiz ağa yani öyle mi yaman

-Evet bey baba yaman ağam mardinin en büyük aşıretının oğludur ağadır yani
Dedi korumalardan biri. Ali bey memnun olmuş bir vaziyette bekleyin geliyoruz dedi. İçeride abileri ve yengeleri de hazır vaziyette bekliyorlardı düğüne gideceklerdi.

Bedeli Berdel(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin