Çayımı iyice karıştırdıktan sonra bir yudum aldım. Yüzüm anında buruşmuştu. Şekeri bıraktığımı unutmuştum muhabbet arasında. Behzat'in zoruyla kahveye gelmiştim. Bana kalsaydı tatil günümü uyuyarak geçirirdim de işte arada dosta da vakit ayırmak iyi oluyordu.
" Yok mu lan hala manita?"
Çayımdan bir yudum daha alacakken önümdeki bardak alınıp başka bardak koyulmuştu. Alihan'a baktım.
" Şeker atmadım daha. " dedi önüme bıraktığı bardağı gözleriyle işaret ederken. O kadar dikkatli ve koruyucuydu ki, heteroseksüel olmadığını bilsem bana aşık olduğunu düşünürdüm. Aşırı imkansızdı bu arada.
" Eyvallah." başımı eğdim hafifçe.
" Lan sana diyorum!" gözlerimin önünde şıklatılan parmakla Ömer'e baktım. Cidden bana mı soruyordu bunu?
İfadesizce yüzüne baktım. " Dalga mı geçiyon oğlum? Yok manita falan. "
Gay olduğumu Behzat hariç kimse bilmezdi. O da en yakınımdı ondan biliyordu. Bir de lisede sevgilimi öperken azıcık beni yakalamış olabilirdi.
" Evde kaldı bu he." Kenan attığı zarlara bakarken güldü. Evde kalmak deyimi bana bekarlığımı hatırlattı. Bende istemez miydim ulan sevilmek?!
" Hayırdır Alihan, çocuklara da mı el kaldırmaya başladın?" iki masa ötede oturan Bekir bakışları üzerine toplamıştı. Bugün evde kalıp, akşama kadar yatmalıydım işte. Buradaki insanlar bazen o kadar sinir bozucu konuşuyordu ki, her geldiğimde eve mide bulantısıyla dönüyordum.
Alihan soğuk bakışlarını Bekir'e çevirirken onun aksine konuşan Behçet olmuştu. " Onlar yaşıtlarını öldüresiye döverken çocuk mu oluyor Bekir?"
Bekir sırıttı. " Elin ibnesi işte, yaşasa ne olacak?"
" Aynen oğlum, hastalıklı piç işte." Murat da katıldı ona.
Dişlerimi sıktım. Sırf yönelimi yüzünden bu kadar değersizleştirilmesi o kadar kötüydü ki. Ayrıca öyle bir konuşuyorlardı ki sanki tüm cümleler bana söyleniyor gibiydi.
Ömer büyük bir kahkaha attı. " Konuşana bak, sik kırığı bilmiyoz yediğin bokları sanki! Hastalık varsa sende vardır kodumun yerinde. "
Hiç rahatını bozmadan taşları dizmeye devam etti.
" Ne biliyon da konuşuyon Ömer?"
Bekir sorarken, Murat gözlerini kaçırdı. Ömer ise tavlayı kapatıp, oyunu kaybeden Kenan'a göz kırptı ve yerinden kalktı.
" Herkes biliyor oğlum, Murat'a bakan anca parayla bakıyor. "
Alihan'da yerinden kalktı. Ömer kahveden çıkarken, o Bekir'in yanına ilerlemişti. Çıt bile çıkarmadan sadece olanları izliyordum. Hoş çıt çıkarırsam ve sonradan bir sıkıntı çıkarsa kendimi koruabilecek güce sahip değildim.
Üzerine eğilip bir şeyler söyledi. Bekir'in yüz ifadesi değişirken keyiflenmiştim. Alihan ne demişti bilmiyordum ama o bozulan sırıtışı düşünüp huzurla yaşamaya devam edebilirdim.
" Kaşındı salak, takacak Alihan şimdi ona." dedi Behzat başını olumsuzca sallarken. Bana döndü kahverengileri, Alihan'ın aksine gözleri mavi değildi. Güven verici bir gülümsemeyle göz kırptı.
" Belasını sikeceksin onun gibilerin. Bırak uğraşsın. Alihan pişman eder onları."
Gülümsedim. Harbi uğraşırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi °BxB°
RomanceAlihan: On iki olmadan eve girdiğini göreyim Atlas: Külkedisi miyim ben amk Hikaye argo, cinsellik ve küfür içerebilir; rahatsız olacaklar ve yaşı 18'den küçük olanların okuması önerilmez. Ayrıca yorumlarda aşırı derece küfür, nefret söylemi ve pas...