nineteen

3.7K 319 14
                                    

Çantamı kucağıma koyarken, emniyet kemerini taktım. Bu sırada Alihan arabayı çalıştırmıştı. Beni almaya gelmesi elbette hoşuma gidiyordu, ama bu kadar kendini yormasını istemiyordum benim için.

" Nasıldı toplantı?"

Sorduğu soruya sesle bir nefes verip, geriye yaslandım. Tüm toplantılar aynı geçiyordu; birkaç çok umursayan ebeveyn -azınlık-, gelmiş olalım diye gelenler, bir de hiç gelmeyenler vardı tabii. Benimkileri hatırlatıyordu bana. Doldurmaları için gönderdiğim anketleri bile çocukların doldurduğuna emin oluyordum.

" Normaldi, yorucuydu öyle. Atölye nasıl?" yola odaklanmış yüzüne çevirdim gözlerimi. Yanağına hafif motor yağı bulaşmıştı. Ya da silmeye çalışmıştı ama çıkmamıştı. Gülümsedim. Tüm gün uğraştığı işlere rağmen yanımda her zaman tertemiz olurdu.

Her zaman temizdi gerçi. Sadece o yorgunlukla ekstra çaba sarf edip yanıma gelmesi...O kadar değerli miydim bilmiyordum ama çok değerli hissettiriyordu beni.

Çantamdan ıslak mendil çıkarıp, bir tane aldım içinden.

" Her zamanki gibi. Yeni eleman geldi bugün, ona işleri gösterdim. "

" Bir zamanlar sen de çıraktın dimi?" dedim gülümseyerek.  Mendili yanağına uzattım. Göz ucuyla ne yaptığıma bakıp, yola geri odaklandı.

" Öyleydim. "

" Okuldan kaçıp, atölyeye gidiyodun. Hep arabaları okuldan daha çok sevdin he. " yanağını sildikten sonra mendili buruşturdum elimde. İnince çöpe atardım.

" Liseyi de sadece evdekiler zorladı diye okudum zaten. Okul bana göre değildi pek. Arabalarla uğraşmak daha eğlenceliydi. " bahsederken bile gözü parlıyordu. Araba kullanıyor olmasa yanaklarını sıka sıka severdim onu.

" Şuan mutlusun ama dimi?"

Bakışları beni buldu. " Mutluyum. " gözlerime baktı ve gülümsedi. Öyle güzel gülümsüyordu ki, utanıyordum ulan! Söylemese de, bakışları bağırıyordu 'seni seviyorum' diye.

Başımı cama çevirip, dışarıya odaklandım. " Ne güzel işte. "

" Atlas?"

" Efendim?" göz ucuyla ona baktım. Bir şey sormak istiyordu ama soramıyor gibi duruyordu.

Boğazını bir öksürükle temizledi. " Şey.." gözleri düşünür gibi kısıldı. Ulan ne sormak istiyordu da bu kadar zorlamamıştı şimdi?

" Ben hiç kimseden hoşlanmazsın sanıyordum. "

Tek kaşımı kaldırdım. " Aseksüel mi sandın beni?"

O kadar libidosuz mu duruyordum dışarıdan cidden? Gerçi bazen ölü gibi dolaştığımı düşünüyordum. Ayrıca kimseyle alakam da yoktu doğru düzgün. Böyle düşünmesi fazlasıyla normaldi.

" Aynen ondan.. "

" Yok oğlum. Kendimi bildim bileli erkeklerden hoşlanırım ben. "

Direksiyonu tutan parmakları sıkılaştı birden. Lan ne demiştim sanki?

" Kaç sevgilin oldu ki?" soruları öyle çekinmeden soruyordu ki. Uzun zamandır bu anı beklemiş gibiydi.

" Sevgili iki tane falandır ama üniversitede flörtüm oldu."

" Üzen oldu mu seni?" sesinden belli olan sinir gülmemi sağladı. Onu mu düşünüyordu aptal.

" Yok, o kadar ciddi bir şeyler yaşanmadı. Biri üzüldüyse karşı taraftır büyük ihtimalle. Kalp kıran biri olduğumdan değil, yürümüyordu benim için işte. " Bakışlarımı yanlarından geçtiğimiz objelerde dolanırken anlatıyordum.

Külkedisi °BxB°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin