Medya Alihan.
Bir de şimdi bu bebek tam aklımdaki Atlas ama sadece bir iki fotoda öyle, diğer fotolarında daha farklı. Atlas bende böyle canlanıyor bilin yani, siz aklınızdakiyle devam edebilirsiniz. İyi okumalar.
-
" Ne bağrıyon oğlum?"
Keşke bu kadar belli etmeseydin be Alihan! Ulan abin gelecekti bir de. Behzat zaten şüpheli davranıyordu hep, güvenmem hataydı.
" Lan gözünü niye kapıyon?" kaşlarım çatıldı. Parmaklarını yavaşça aralayıp baktı. Bakışları önce yüzümü sonra vücudumu bulmuştu. Neyse ki utanma nedeni olabilecek herhangi bir duygu barındırmıyordu.
" Ben dedim aç kaldı diye.. " Kendi kendine mırıldandı. Ardından elindeki çantayı uzattı bana. Az önceki utangaçlığı gitmiş gibiydi.
" Bir de bir şey yiyorum diyorsun. Kilo vermişsin işte. " Aşağıya doğru vücuduma baktım. Yani yemekle pek aram olmazdı, o vakti da uyuyarak geçirmeyi tercih ederdim ama normal haliydi vücudumun bence.
" Ne alâka lan?" İçeriye giren soğuk havayla elindeki çantayı alıp kapının önünden çekildim. " Gir içeri, kapat kapıyı götüm dondu lan. "
Elimdeki çantayı mutfağa bırakırken kapının kapanma sesini duymuştum. Ulan bu hâldeyken onu içeri almak iyi bir fikir miydi?
Belki hoşlandığı kişi ben değildim, kendimi boş yere kasıyordum. Hem vücudumla pek ilgileniyor değildi. Olabilirdi bu. Kapıyı açtığım gibi utanmıştı. Erkek lisesine yatılı gitmiş adam neden utansındı?
Of of! Nereden baksam durum belliydi.
" Ben üzerimi giyinip geleyim!" mutfaktan çıkıp odama ilerledim.
" Kombi açık değil mi? Soğuk gibi içerisi. "
Odaya girince üzerime bir tişört altıma eşofman giydim. " Banyoya girerken açmıştım. Tam ısınmamış daha. " zaten az açıyordum, ılık olması yetiyordu. Kıvrılan tişörtü düzeltirken içeriye ilerledim.
" Hayırdır üşüdün mü yoksa?" Alayla sorarken elimdeki ufak havluyla saçımı kuruluyordum. Çaprazındaki tekli koltuğa oturdum. Başını olumsuzca sallarken, mavi gözleri saçıma odaklandı. Havluyu omzuma bıraktım. Biraz ıslak kalmıştı saçlarım ama kururdu dura dura bence.
" Behzat gelecekti, işi mi varmış?"
Yerinden kalktı. " Kenan çağırmış. "
Omzumdaki havluyu alıp, koltuğun arkasına geçti ve saçlarımı kurulamaya başladı. " Keşke kendine biraz dikkat etsen.. " kendi kendine homurdandığında güldüm. Olmaması gerekiyordu ama ilgisi hoşuma gidiyordu.
Başımı geriye yatırıp, sırıtarak ona baktım. " Sen ediyon ya oğlum. "
Havluyu yüzüme kapatacak şekilde saçımı kurulamaya devam etti. Yine utanmıştı galiba. Anlayamıyordum. Kişiliği nasıl bu kadar değişebiliyordu. Ayrıca sevecek insan yok muydu da beni seviyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi °BxB°
RomanceAlihan: On iki olmadan eve girdiğini göreyim Atlas: Külkedisi miyim ben amk Hikaye argo, cinsellik ve küfür içerebilir; rahatsız olacaklar ve yaşı 18'den küçük olanların okuması önerilmez. Ayrıca yorumlarda aşırı derece küfür, nefret söylemi ve pas...