"Belma abla sen yorulma ben bir şeyler ayarlarım. " Belma abla mutfağa doğru gidecekken konuşmuştum. Geleli bir saate yakın oluyordu ve o bir saatte bizi sorguya çekmişlerdi resmen.
Ben aramızdaki ilişkiyi ailelere taşımamızın erken olduğunu söylesem de Edin bu konuda ısrar etmiş ve ilişkimizi anlatmıştı.
Belma abla ve Midhat abi beni çok sevecen bir şekilde karşılamış ve Edin'e beni üzmemesi için nasihatlar vermeye başlamışlardı.
"Yok yavrum olur mu öyle şey sen otur ben hallederim Edin benim yemeklerimi özlemiştir şimdi. "
"Tabii öyledir ama onca yoldan geldiniz kendinizi yormanızı istemem. "
"Yok oğlum yorulmam ben bak geç otur sen rahatınızı da bozduk zaten bir anda. Dedim Midhat'a önce bir haber verelim tutturdu ben sürpriz yapacağım oğluma diye. Umarım yanlış bir zaman da gelmemişizdir."
Belma abla imalı imalı bir bana bir de Edin'e bakarken ne diyeceğimi bilemez bir şekilde Edin'e bakmaya başlamıştım konuyu değiştirmesini istercesine.
"Anne sen illa yapacağım diyorsan Dusanla yap ben hiç onun elinden yemek yememiştim. Sen de çok yorulmamış olursun hem."
Belma abla bana bakarak başını sallamıştı.
"Eh görelim bakalım damadımızın marifetlerini. " gülerek konuştuktan sonra elindeki önlüğü bana uzatmıştı. Şahsen iki yumurtayı bile düzgün kıramayan biri olarak söylüyorum. Bugün hiç geçmeyecekti.
"Bak oğlum şimdi ilk önce yaprağı güzelce açacaksın yamuk durmayacak sonra da tavada ki pirinci güzelce ip gibi serecksin. "
Elime aldığım yaprakla cebelleşirken bir yandan da Belma ablayla akraba dedikodusu yapıyorduk.
"İşte bizim geldiğimiz düğün de benim eltimin altıncı oğlunun düğünü Neyse bir de bu eltimin 6 oğlu var işte bu küçük hariç hepsi evli. Nereye giderse bu gelinlerini de götürüyor. Gelinleri de bir görsen hepsi süt dökmüş kedi görünümlü şeytan. Beni her gördüğünde de senin oğlanın işler nasıl deyip deyip duruyor. İşten kastı da eş. Ben de kadının yanında bir şey de diyemiyorum. Oğlum yanlış anlama ama sizin evlilik yaşınız geldi de geçiyor. Ben sizin yaşınızdayken Edin liseye geçiyordu. "
Evlilik konusuyla bana bir öksürük bastırmıştı.
"Oğlum ne oldu gel su vereyim sana. " ayaklanmış ve buzdolabında ki sürahiyi alıp bardağa boşaltmaya başlamıştı. İçi şu dolu bardağı tek dikişte içince derince yutkunmuş Belma ablaya teşekkür etmiştim.
"Anne ne oldu sesler geliyordu. " Edin telaşla gelince bir tek elimle tezgaha yaslanmış bana bir de yanımda yavaşça sırtıma vuran annesine bakıyordu.
"Yok canım önemli bir şey değil bir anda öyle öksürük tuttu." Edin iki adımla yanıma gelmiş ve yüzümü ellerinin arasına almıştı.
"İyisin değil mi güzelim. "
"İyiyim iyiyim sen geç hadi içeri."
"Aslında ben burada oturmak için gelmiştim. Babam uyudu sıkıldım içeride."
Annesi iyi olduğumdan emin olduktan sonra yerine tekrar geçmiş ve kaldığı yerden sarmasına devam etmeye başlamıştı.
"İyi yapmışsın oğlum gel otur yardım et bakalım bize bir de şu televizyondan da bir program aç izleyelim. "
Edin belimden tutarak yerimize getirdiğinde ilk benim oturmamı beklemiş sonra da kendisi yanıma oturmuştu.
Şu an Belma ablayla karşılıklı oturuyorduk. Edin masanın üzerindeki kumandayı alıp kanalları gezmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alo ben Edin abin |ED×DT
FanfictionDusan Tadic'in Beşiktaş için İstanbul'a indiği gece aşık olduğu adam Edin Dzeko dan Fenerbahçe ye davet alınca planlarını büyük ölçüde degiştirir.