İki Türk Kız// Hogwarts ~Fred WEASLEY and George WEASLEY~

~Bölüm 5~

Bölüm şarkısı- In the stars (Benson boone)
            Romeo'nun kırık kalbi (Gökşin derin)
Spotify çalma listesi- Hogwarts'da iki türk kız
Listenin sahibi- Laura Yankı Beck.

   Korku bedenimi çoktan sarmıştı. Bu kişiyi tanımıyordum ama Voldemort'un adamlarından biri olduğuna emindim. Bir tane halam vardı oda ben doğmadan önce aynı kişi yani beni şu anda büyüyle yere sabitleyen kişi öldürmüştü veya ona benzeyen biri. Sesi çok çatallı çıkmıştı. Kulaklarımı tırmalıyordu resmen.

X: Arkadaşında seni sattı. Weasley ölcek zaten.

    Fred'in şaka yaptığını filan düşünmüştüm. Bu yüzden şakin olup konuşmaya başladım.

Yankı: Fred şakan hiç komik değil.

     Büyüden kurtulup aniden arkama döndüğümde kişi çok hızlı hareket ediyordu. Muhtemelen uçuyordu. Fred olamazdı. Hızlıca asamı çıkardım. Onun olduğu tarafa tutmadım bilerek. Hamlemi tahmin etmediği bir anda yapacaktım. Sol elimde asa varken sağ elimle silahı en uygun anda çekmek için tutuyordum. Asa ile öldürürsem Azkaban'a gitme ihtimalim vardı.

Yankı: Kimsin ve bizden ne istiyorsun?

X: Açık değil mi? Halanı öldüren kişi.

Yankı: Ben ve arkadaşlarımdan ne istiyorsun seni adi pislik!

X: Benle böyle konuşma bu sefer arkadaşın da ölür.

Yankı: Onu ve diğerlerini rahat bırak!

X: Ah Yankıcığım sen de halan gibi safın tekisin.

Yankı: Ne istediğini söyle ve buradan yok ol kimseye zarar vermeye kalkışma öldürürüm.

X: Seninle yürüyen o minik Weasley çoktan zararını gördü.

Yankı: Ne yaptın lan ona!

X: Kendin gör.

      Konuşarak bir süre daha dikkatini dağıttım en sonunda hızlıca silahı çekip onun olduğu tarafa dönerek 3 defa tetiğe bastım. O kişi yere düşmüştü ve kanlar akmaya başlamıştı. Yanına gidip nabzını kontrol ettim. Ölmüştü. Yüzünde maskesi vardı. Maskesinin alnında 3 tane delik...  Maskesini kaldırdığımda elinde yüzünde kan olduğu için tanınmayacak hala gelmişti. Kolunu açtığımda tam da tahmin ettiğim gibi ölüm yiyen işareti vardı.

     Yüzünü açtığımda tanımadığım biri vardı. Telefondan kadının fotoğrafını çektim bu konuyu daha sonrasında babamla konuşacaktım. Hızlıca Alara karşımda belirdi. Koşarak birbirimize sarıldık ağlamaya başladım. Ayrıldığımızda Alara gözyaşlarımı silmişti.

Yankı: Birini daha öldürdüm...

Alara: Yapacak bir şey yok Yankı..

Yankı: Diğerlerini kontrol et ben Fred'e gideceğim.

Alara: Tamam.

      Koşarak Fred'in olduğu yere gittiğimde olduğu yerde yoktu etrafı biraz aradığımda terde kanlar içinde yatan birini gördüm. Fred olmalıydı. Kıyafetleri aynısıydı. Hızlıca yanına koşup eğildim.

Yankı: Fred beni duyuyor musun?

Fred: L-Laura...

Yankı: Kahretsin! Ne oldu?

     Gözlerimden istemsizce yaşlar akmaya başladı. Yarasına baskı yapıyordum. Elim ve kıyafetlerim kan olmuştu ama umursamıyordum.

Fred: L-Laura lütfen iyileştir beni canım çok yanıyor...