Karanlığın Ötesi (+18)

Mavi Bateri

Uykumdan uyanmak istiyordum ama sanki nefes alamıyordum. Karabasan dedikleri şey bu olsa gerek. Gözlerimi açmaya zorlasamda başarızıdı. Ama eğer nefessizlikten ölmek istemiyorsam cidden uyanmam lazımdı.

Gözlerimi aniden açtığım vakit hemen tepemde biten sinsi gözler beni alayla süzüyordu.Ayrıca iki parmağıyla burnumu , boşta kalan eliyle ise ağzımı kapatmıştı.Tek eliyle çenesini desteklerken kıvrılan dudaklarından yaptığı işten keyif aldığı kesindi.

Ellerini tuttuğum gibi çekerek derin bir nefes aldım. Ben soluklanırken kendini tutamadan gülen çocuk farkında değildi ki şeytanla kumar oynadığının.!

Yakasını da yakalayıp hala tuttuğum eliyle beraber çekerek  , onu şu anda bulunduğum rahatsız sedyeye sertçe vurdum.

Selim: AH! Yavaş olsana kızım! Sırtım kırıldı!!..

Deniz: Beter ol pislik! Uyuyan insanın ağzı burnu kapatılır mı! Ölüyorum sandım!

Hiçte pişman olmadığı yüzünden belliyken tekrardan gülmeye başlaması zaten tavan yapmış sinirlerimi sınırına ulaştırmıştı.

Ellerimi boynuna sarıp tırnaklarımın tenine girmesini umursamayıp sertçe üzerine çullandım.

Beni kolayca yıkabiceğini düşünsün sinsi herif! Onu nefessizlikten bayılana kadar salmaya niyetim yok!.

O ellerimden tutup boynunu kurtarmaya çalışmışsada , benim inadıma denk gelmişti. Hodri meydan! Kazanan alır , kaybeden ise bahtsız yoluna gider!

İkimizin boğuşma sesleri , sedyenin gıcırdama sesine karışırken yanımızda duran perdenin aniden açılmasıyla kaskatı kesilmiştik.

En önde elinde kamerayla duran yiğit ve arkasındaki Bulut bizi şaşkın ve bı o kadarda sorgulayan bakışlarla süzerken , benim boşluğumdan faydalanıp ellerimden kurtulan çocuk boğazını tutarak öksürmeye başlamıştı.

Bulut: Ne dönüyo lan burda!

Şaşkınlığı bırakıp aklı başına gelen Bulut , bana çoktan atar gider yapmaya başlamıştı.

Selim ise öksürükleri arasında kesik kesik konuşmaya *çalışıyordu.

Selim: Bu manyak kız beni öldürmeye çalışıyor! Nasıl bı güç varsa yerinden bile kıpırdatamadım!

Deniz: Siktir git yalancı! İlk sen başlattın! Ben uyurken gelip ağzımı burnumu kapatıp sessizce işini halledicekti!

Diyerek kendi savunma tezimi de buluta iletmiştim.

Elinde hala dalgın bı şekilde kamerayla izleyen çocuğa dönerek;

Deniz: Hayırdır film çekimi mi vardı?

Diye soru yönelttim.

Sesimle irkilen çocuk kendini açıklama gereği duymuştu.

Yiğit: Biz bulutla içeri girdiğimizde sedyenin gıcırdayan seslerini duyduk.

Diyerek haylaz bakışlarını Bulut'a yönlenirirken..

Yiğit: Sevgili hemşiremizin işi pişirdiğini düşünmüştük de..

Bulut'a baktığımda gülmesini gizlemek için kafasını aşağıya eğmiş dudaklarını birbirine bastırıyordu.

İkisinin koluna sertçe vurup 'iyi halt ettiniz' diyerek fırça attım.

Bı süre gülüştükten sonra Bulut'un yanımdaki kişiye bakarak kaşlarının çatıldığını fark ettim.

Bende o tarafa baktığımda ,olduğu pozisyondan memnun olan bakışları gözlerime gelmişti pis bağımlının.