Eve çıktığımda dağılmış haldeydim.
Çantamı ve ayakkabılarımı kapının girişine fırlatıp kendimi zorla banyoya atmıştım.Kapıyıyı kapatıp aynanın karşısına geçitiğimde yansımadaki kişi bile sinir bozucuydu. Ellerimden akan kanlar sağa sola bulaşmış..yaptığım makyajım dağılmıştı.
En sonunda tuttugum havayı ,nefesim titreyerek verdiğimde gözlerimi yakan tuzlu zehiri içimde daha fazla tutamamıştım.
Gözlerimden akan yaşlar lavabonun içine damlayan kanlarımla karışırken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Banyonun kapısının tıklatılmasıyla babamın uyanık olduğunu anlamıştım.
İnsanların beni ağlarken görmesinden nefret ederdim. Bundan dolayı her ağladığımda kendimi banyoya kapatırdım. Sesimin titriyecğini bildiğimden cevap bile verememiştim.
Babam: Bulut'la mı tartıştın?..
Derdimi babama anlatmama bile gerek yoktu. Bu hayatta gardımı indirdiğim iki insan vardı. Beni böyle dağıtabilecek tek kişi Bulut'tu. O da bunu iyi biliyordu.
Babam: Seni en az benim kadar önemsiyor biliyorsun. Hatta benden daha çok..
O konuştukça kalbimdeki sızı artıyordu.
Babam: Yarın siniri geçicektir..
o vakit bir daha konuşursun.Ayaklarımı kontrol edemeden kapının yanında buldum kendimi.
Kapıya sırtımı dayıyarak yere çömeldim.Deniz: Beni seviyor musun baba?..
Hayatta bana en iyi gelen kelimeyi duymak istiyordum. Hemde en ihtiyacım olduğu zamanda..
Babam:Seviyorum.
İşte bu..tek kelime.
Avuç içlerimi gözlerime bastırarak yanaklarımdan üzerime damlayan zehirleri durdurmayı istedim.
Deniz: Mavi dağınık saçlarıma rağmen?
Kapının arkasından gelen kıkırtı sesi benimde tebessüm etmemi sağlamıştı
Babam:Evet.. mavi dağınık saçlarına rağmen seni seviyorum.
Bir süre yerde oturduktan sonra yavaşça ayağa kalktım. Duşun soğuk suyunu sonuna kadar açtıktan sonra
aynanın karşısına tekrardan geçtim.İlk baktığımda gördüğüm dağılmış kızın yerini eski , kendine güvenen güçlü ben gelmiştim.
Ellerimi saçlarıma götürüp iyice karıştırıp gülümsedim.
"Mavi dağınık saçlarına rağmen seni seviyorum"
Üzerimde bulunan kıyafetleri kirli sepetine attıktan sonra soğuk suyun bedenime değmesine izin verdim.
Nefesimi kesen soğukluk beni kendime getirirken bütün yorgunluğumu mıknatıs edasıyla çekmişti.
2 dakikalık duştan sonra havluyu bedenime sarıp odama geçtim.
İlk bulduğum siyah eşofmanı ve yeşil bol crop'u üzerime geçirdim.
Saçımı kurutma gereksinimi duymadan kendimi yatağa attım.
Gözlerimi kapatıp hızlıca sabah olmasını diledim.....
Sabah saat 5 ti ve gözüme gram uyku girmemişti. Elimde olan bütün sigara paketlerini adeta *tükettikten sonra elimde kalan son dala öfkeyle bakıyordum.
Deniz: Sizi yapanın Allah belasını versin! İki kere çekince bitiyorsunuz!
Hemen beni bırakıcaksan neden kendine bağımlı ediyorsun ki!Sigarayla ayak üstü tartışmamız sona erince dayanamayarak ayaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Ötesi (+18)
Roman pour AdolescentsBabasıyla yaşayan asi liseli bir kızın hayatına kuralcı ve sahiplenici bir adam girse? Hayatın zorluklarına karşı göğsünü gere gere yürüyen gururlu ve bi o kadar mükemmelliyetçi olan kızımız , peşinde koşacak olan adama aşık olur mu..♡