Friends°•○Chanmin..

8

2 hafta sonra

Chan, iki haftadır Seungmin'i görmezden geliyordu. Canının acımasına katlanamıyordu artık, kendince ondan uzaklaşmaya çalışıyordu ama nafileydi.

Seungmin tavanı izliyordu boş boş. Yanlış bir şey yapıp, yapmadığı konusunda endişeliydi.

"Ne yaptım da benimle konuşmuyor?" Bu ve bundan daha fazlası kafasının içinde dönüp dolaşıyordu.

Telefonuna gelen mesajla düşüncelerinden kurtulmuş ve kendini toparlayıp hazırlanmaya başlamıştı.

Minho onu yemeğe götürecekti. Önemli bir şey konuşacağını söylemişti ve Seungmin bunun olumlu olduğunu düşünüyordu.

Bir saat sonra kapısının önünde duran arabaya binip sevgilisinin yanağına öpücük kondurmuştu. Ancak Minho, tepki vermemiş aksine kaçmıştı.

"Minho, yine kim sinirlendirdi seni?"

Büyük olan cevap vermeden arabayı sürmeye başlamıştı. Seungmin'in hevesi kaçtığı için yol boyunca sessiz kalmıştı.

Sessizliği bozan ise Minho olmuştu.

"Geldik, çabucak şu konuyu konuşalım."
"Neden bu kadar önemli şu konu?"

Sinirle arabadan inmişti kumral çocuk. Sevgilisinin neler sakladığını ve ne hakkında bu kadar aceleci davrandığını bilmek istiyordu.

İkili boş bir masa bulup oturmuştu. Minho'nun yüzünde düz bir ifade vardı, Seungmin ise bu bakışlar yüzünden gergindi.

Kahve sipariş edip biraz daha bakıştılar öylece. Minho'nun gözlerinde bıkmışlık, Seungmin'de ise kırgınlık ve sevgi vardı.

Minho eskiden çok ilgilenirdi seungmin'le sonrasında ise değişmişti.
Seungmin'i umursamamaya, ona pek sevgi göstermemeye başlamıştı.

Nedenini asla anlayamamıştı küçük olan ama ne kadar çabalasada vazgeçememişti.

"Seungmin..."
"Minho?"
"Uzun konuşmaları sevmem."

Minho'nun sesi fazlasıyla soğuktu, Seungmin anlamıştı bu işin nereye varacağını. Ancak belli etmedi, gözlerindeki yaşları tutmuştu.

"Seungmin, ayrılalım."

Bu şey gibi oldu,
Seven, umursayan değer görmez; sevmeyen, umursamayan değer görür.

Belki de Seungmin'in en büyük yanlışı buydu?

Neyse nasıl gidiyoor? Bence iyi gibi, gideri var.D