-
Eve gelir gelmez bizi kapıda karşılayan Şımbır'ı kucağıma alıp terasa çıkmış ve koltuklardan birine oturmuştum. Meriç de birkaç dakika içinde üzerini değiştirip yanımıza geldiğinde kucağımda yatan Şımbır'ı aldı ve sevmeye başladı.
"Güzel kızım benim, nasılsın?" Meriç kediyle konuşarak onu severken sessizce gülerek izledim. Çok komik görünüyordu, basbaya ayı gibi adam küçücük kediyle çocuk gibi oynuyordu.
Bakışları bana döndüğünde hızlıca toparlandım, yüzümdeki gülümseme anında silinirken duruşumu düzelttim. Kediyi bacaklarının üzerine yatırırken bakışlarıyla yanına oturmamı işaret etti, oturduğum tekli koltuktan kalkıp onun yanına oturdum.
Kolunu omzuma atıp beni kendine çektiğinde alnımı öptü ve parmaklarını omzuma düşen saçlarımda gezdirdi.
"Daha iyi misin?" Kafamı sallayarak Meriç'i onayladıktan sonra başımı omzuna yasladım. "Seviyorum seni."
"Ben de seni." Kafasını bana çevirdiğinde ben de başımı kaldırıp ona döndüm ve bakışlarımızı birleştirdim.
"Sen de beni ne?" Bakışlarımı sert yüz hatlarında gezdirirken dudaklarımı birbirine bastırarak gülümsedim.
"Ben de seni seviyorum." Dudağını öpüp başımı tekrar omzuna yasladım ve gözlerimi bu kez gökyüzünde gezdirmeye başladım. "Ne işi vermiştin Mert'e?"
"Birkaç dosya işi vardı." Saçları ellerimde gezinirken gözlerimi kapattım ve iyice Meriç'e yaslandım.
-
Arabayı çalıştırırken Hakan'ı arayıp telefonu hoparlöre aldım ve arkama yaslandım. "Günaydın Çağla Hanım, nasılsınız?" Hakan'ın robot gibi konuşması yok muydu, ayar oluyordum gerçekten.
"Günaydın Hakan, iyiyim sen nasılsın? Naptın iş birliğini?"
"İyiyim Çağla Hanım, teşekkür ederim. İsteğiniz üzerine gerekli görüşmeleri yapmak için bir toplantı ayarladım."
"Tamam, detayları bana mesaj atarsın. Başka bilmem gereken bir şey var mı?" Hakan ile o kadar uzun zamandır konuşmuyordum ki olan bitenden hiç haberim yoktu.
"Önümüzdeki hafta için üç davetiniz var, katılacak mısınız?" Hiç katılmak istemiyordum, davetlerde vakit geçirmeyi de sevmiyordum zaten ama kafa dağıtmak için gidebilirdim.
"Katılırım, olur."
"Markaların göndereceği ürünler için hangi adresi kullanmamı istersiniz?" Birkaç saniye Hakan'a cevap vermedim. Beril ile taşınacağımız için o evin adresini kullanamazdım ama Meriç'in evini de söyleyemezdim.
"Şimdilik şirketin adresini kullan, ev tuttuğumuzda değiştirirsin." Yani, sanırım şu an en mantıklı olan buydu.
Hakan ile birkaç şeyi daha konuştuktan sonra telefonu kapattım, zaten çoktan eve gelmiştim.
Arabadan inip bana yaklaşan şoföre anahtarı verdim ve, "Naber Serhat?" dedim kapıya yönelirken.
"İyiyim Çağla Hanım, siz?" Gülerek iyi olduğumu söyledikten sonra eve girdim, görevlilerle de selamlaştıktan sonra oturma odasına, annemlerin yanına gittim.
"Günaydın!" diyerek salona girerken koltukta oturan annemin ve babamın bakışları bana döndü. "Nasılsınız?"
"Hoş geldin kızım." Anneme ve babama sarıldıktan sonra oturdum ve çantamı yanıma bıraktım. "Nasılsın?" dedi babam bakışlarını dosyadan çekip bana çevirirken. "Her şey yolunda mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTRENÖR +18 | texting
Teen Fiction054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :