18.BÖLÜM

529 13 0
                                    

"Niye evine geldik?"

"Konuşmak için"

Dağhan arabadan inerken oflayarak oturuyordum arabanın önünden dolanıp yanıma geldi ve kapıyı açıp emniyet kemerimi çıkardı.

"İnmiyorsun diğmi"

"Normal insanlar gibi cafe de ya da başka bir yerde konuşamıyor muyuz?"

Geriye gidip sol elini kapıya yasladı ve gözlerime bir süre baktı. Bende onun gibi yaparak sadece gözlerine bakıyordum, dudağının kenarı kıvrıldı ve üzerime doğru eğilip kafalarımızı aynı hizaya getirdi.

"Korkma seni eve atmayacağım"

Dudaklarıma bakması ile daha çok koltuğa gömüldüm. Gözleri tekrar gözlerime çıktı ve birden bileğimi tutup arabadan indirdi.

"Hayvan yavaş olsana"

Umursamadan yürürken kapıda bir şifre girdi ve kapının otomatik açılması ile içeriye girdik.

Kapıyı ardımızdan kapatıp bileğimi bıraktı ceketini çıkarıp dolabın içine fırlattı.
Tekrar bana dönmesi ile sağ eliyle içeriyi gösterdi.

Göz devirerek içeriye doğru yürüdüm ve salona girdim. Açık gri ve koyu gri ağırlıklı bir salonu vardı, aşırı derecede sade ve göz alıcıydı bence.

Söminenin önündeki koltukları oturduğum da karşıma oturdu o da.

"Anlat"

Anlamayan gözlerle ona baktığımda kollarını dizlerine yasladı ve öne doğru eğildi.

"-Kimsin Zeynep?
-Beni nerden buldun
-Neden bana aşıksın
-Niye avukat olmadığını söyledin
-O kadar şeyi nasıl yapın hacker mısın?
-Seni araştırdığımda neden sadece avukat olduğun ve adın soyadın çıkıyor?"

Ağzım açık onu dinlerken sustuğun da açık ağzımı kapattı elinin tersiyle.

"Hazır hisset kendini ve sorularımı cevapla"

Sadece başımı salladım. Haklıydı söylediklerinde sonuçta.

Birden bire hayatına girdim, olmayacak şeyler konuştuk ve olmaması gereken şeyler yaşadık. Ne sorsa ne dese haklıydı ben kimdim neden her şeyi adam gibi yapmamıştım.

Başımı ellerim arasına aldım ve şakaklarımı ovmaya başladım.  Yarın gidecektim yeni bir hayata adım atacaktım ama ya o, ya Dağhan dan nasıl vazgeçecektim. Ben ona aşık olmuştum bile.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama Dağhanın telefonu çalması ile aramızdaki sessizlik bölündü.

Salondan bahçeye çıkıp telefonla konuşmaya başladı bende birden ayağa kalkıp salondan çıktım etrafıma baktığımda sol tarafta yukarıya tırmanan merdivenler karşımda ise kapıları kapalı iki tane oda vardı.

Düşünmeden sağ odaya adımladığımda kiler gibi bir yere girmem ile kapıyı kapattım daha sonra sol odaya girdiğimde kocaman bembeyaz bir mutfak karşıladı.

Mutfak dolabına yönelip birini açtığımda çay bardakları ve kahve fincanları vardı. Diğerini açtığımda ise bir sürü su içmek için bardak vardı. Rastgele birini aldığımda kendime dolaptan su aldım ve bardağa doldurdum. Suyu büyük yudumlarla bitirdikten sonra bulaşık makinasına yerleştirdim.

Arkamı dönmem ile Dağhan ile burun buruna geldim.

"Hiihh"

Elim korkudan kalbime gittiğinde 32 diş sırıtıryordu. Üzerime daha çok gelmesi ile tezgaha yapıştım ama daha fazla bir yere gidemedim, çünkü gidecek yer yoktu.

AHULUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin