Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sınır: 60 vote, 50 yorum.
İyi okumalar
•••
Alican ile kuliste otururken içeriye bir anda Sefa girmişti. Bu sırada Alican bana sarılıdığı için Sefa bir elleriyle gözlerini kapatarak, "Çok pardon. Böldüm kusura bakmayın ama çekimler başlıyor." Dediğinde Alican'dan ayrılıp, ayağa kalktım ve Sefa'nın yanına gittiğim de kafasına bir tane geçirdim.
"Ne vuruyorsun kızım, özür diledik ya."
"Hemen o taraflara çekmesene aptal. Arkadaşca konuşuyorduk." Dediğimde Alican'da oturduğu yerden kalkıp bizim yanımıza gelmişti.
Maalesef oyunu kaybettiğimiz için bir oyun daha oynayacaktık ve eğer dokunulmazlık almazsam beni potaya yollayacaklardı. Bunu biliyordum.
Çekimlerin başlamasına az bir zaman kaldığı için herkes tezgahına geçmişti bile. Bende kendi tezgahımın olduğu tarafa geçerek derin bir nefes aldım.
•••
Dokunulmazlık alamamıştım. Aslında son ikiye kalan bir tabak çıkartmıştım ama şefler Kıvanç'ın yaratıcılığını daha çok beğendikleri için Kıvanç'ı seçmişlerdi. Oylamalarda da en çok bana oy geldiği için potaya giden kişi de ben olmuştum.
Çekimler bittiği için hepimiz kuliste oturuyorduk. Üstüne üstlük bugün servisler geç gelecekti. Maalesef bizim evde sıkıntılar olduğu için erkekler evine taşınacaktık. Büyük ihtimallede sabah topladığımız eşyalarımızı erkekler evine taşıdıkları için ve kullanılmayan odaları temizledileri için de servis geç gelecekti.
Kuliste daralmaya başladığımdan ayağa kalkarak bir sağa bir sola doğru yürümeye başladım. Sefa, "Kızım ne dönüyorsun pervane gibi, otursana." Dediğinde durup ellerimi belime yerleştirdim. "Otur otur çok daraldım Sefa." Dedim ve bir sağa bir sola doğru yürümeye devam ettim. Ardından durup tekrardan, "Kahve yok mu ya," dediğimde Barbaros, "Abicim kahveyi sana nerden bulalım şimdi." Demişti.
Oflayarak tekrardan bir sağa bir sola dönmeye devam ederken Barış Alican'ın yanındaki koltuktan kalkarak bir şey demeden kulisten çıkmıştı.
