Now You See Me | SKZ

8: Kovalamaca

𝓐𝓷 𝓮𝔂𝓮 𝓯𝓸𝓻 𝓪𝓷 𝓮𝔂𝓮, 𝓪 𝓽𝓸𝓸𝓽𝓱 𝓯𝓸𝓻 𝓪 𝓽𝓸𝓸𝓽𝓱...

Beş genç hızla demir merdivenlerden çıktı ve binaların tepesinden koşmaya başladılar, arkalarındaki Hyunjin ile. Bu sırada Chan üstündeki insanlarla uğraşmaktaydı, salonun içine girmiş polisler de ona yardım ediyordu.

Chan telsizden "Seo, takip cihazıyla birlikte ön tarafta benimle buluş." dedi Changbin'e.

Changbin FBI aracından elindeki, takip cihazıyla çıktı, arkasından da diğer polisler. Aracı kilitleyip Chan'ın yanına gittiler. Chan takip cihazını aldığı gibi koşmaya başladı.

"Burgundy'den sola dönüyorlar." dedi telsize Chan. Chan çıkmaz sokağa geldiğinde duvara tırmanıp duvarın arkasındaki arabaların üstüne atladı ve üstlerinde koşmaya başladı.

Hyunjin ayrılan beş gençten Minho'yu takip etmeye devam etti.

Chan arabaların olduğu yerden çıktığında bir kalabalığın arasındaydı. Etrafına bakıp beş genci ararken Jeongin polis kıyafetleri giymiş bir şekilde Chan'ın yanından koştu. Ve tam yanından geçerken ceketinin cebine Minho'nun telefonunu attı. Böylece Chan kendini takip edecekti. Jeongin'i fark ettiği gibi peşine düştü. Kalabalıktan dolayı hareket edemezken yanında bir polis arabası durdu. Bunu fırsat bilen Chan polis arabasının üstüne çıktı ve insanların içinde beş genci aradı.

"Onları Bourbon'da kaybettim."

Aynı kalabalığın içinde Hyunjin Minho'yu kovalıyordu. Chan Minho'yu gördüğü gibi arabanın üstünden inip koşmaya başladı.

"Güneye, Exchange Place'e doğru gidiyor."

Duvara tırmanan Minho'ya silah doğrulttu Hyunjin. "Kıpırdama!"

Ellerini kaldıran Minho Hyunjin'in onu vurup vurmayacağını tarttı. Vurmayacağına karar verince de diğer tarafa atladı. Chan "Ne yapıyorsun?" dedi sinirle. Minho'nun arkasından koştu.

"Napoleon House'a gidiyor!"

Napoleon House'ın önünde 2 polis bir tane de FBI aracı durdu. Chan üç araca çarpmadan binaya girdi. İçerideki insanlara çarpmamaya dikkat ederek içeride dolaştı. Tabi çarpmaması biraz zordu. Binanın her yerinde dolaşmasına rağmen Minho'yu bulamadı. Takip cihazına göre banyodaydı. Ama Chan içeri girdiğinde kimse yoktu. Banyodan çıktı. Elini cebine attığında Minho'nun telefonunu gördü. Sinirle dışarı çıktığında polisler ve ajanlar silahlarını ona doğrulttu.

"Kendimi takip ediyormuşum! Lanet olsun!"

A̶n̶ ̶e̶y̶e̶ ̶f̶o̶r̶ ̶a̶n̶ ̶e̶y̶e̶, ̶t̶o̶o̶t̶h̶ ̶f̶o̶r̶ ̶a̶ ̶t̶o̶o̶t̶h̶...

Chan geldiği barda çakır keyifti. Var kalabalık değildi bu yüzden açık televizyonun sesini duyabiliyordu. Haberler atlıları konuşuyordu.

"Atlılar alay ettikleri ajanların yüzlerini mahkeme duvarına çivilediler. Ayrıca sayın seyirciler, halkın gözünde, soruşturmanın başındaki en yetkili kişi olan Özel Ajan Chan Christopher Bang'i rezil ederek FBI'ın görev gücününün yeterliliğinin sorgulanmasına yol açtılar. Hatta bu akşamki gösterilerinde görevlilerin beceriksizlikleri hakkında konuşma yaptılar. Bu olay kısa sürede ulusal efsane haline geldi. Görünen o ki..."

Hyunjin Chan'ın olduğu bara girdi. Chan'ın yanına gitti.

"Selam. Ne yapıyorsun?"

"İçiyorum, Hyunjin, içiyorum."