𝓐𝓷 𝓮𝔂𝓮 𝓯𝓸𝓻 𝓪𝓷 𝓮𝔂𝓮, 𝓪 𝓽𝓸𝓸𝓽𝓱 𝓯𝓸𝓻 𝓪 𝓽𝓸𝓸𝓽𝓱...
"Eğer Göz gerçekten varsa şu an bizi izliyordur değil mi?" diye sordu Hyunjin. Oturduğu koltuktan kalkıp şöminenin yanına gitmişti. Chan'ı öpmek istemişti ve utanmıştı. Belki de öpmeliydi.
Chan telefonun çalmasıyla cebinden çıkarttı. Fakat telefonu bozulmuş gibiydi. Ekranı gidip geliyordu.
"Siktir! Sanırım biri bizi izliyor ama bu sihir değil."
Changbin'in yanına, FBI aracına gittiler. Bilgisayarlardan sorumlu birine telefonu gösterdiler.
"Korkuların doğruymuş. Senin telefonun değil bu, hiçbir zaman da olmamış. Her yönüyle bir kopya bu."
Telefonu inceleyen ve içinde verici bulan Lalisa. "Birileri her konuşmayı dinleyip her mesajı okumuş."
"Bu şekilde bizden bir adım öndelermiş." dedi Changbin.
"Kahretsin!" diye bağırdı Chan. "Minho'nun, sorgu kaydını getir bana."
Chan'ın isteği üzerine sorgu kaydını açtı Lucas. Chan, Changbin ve Hyunjin sorguyu izlemeye başladı.
Minho telefona kola değmesin diye eline attığında değiştirmişti telefonu. Asıl telefonu ise arka cebine koymuştu. Ve sanki bu kaydı izleyeceklerini biliyormuş gibi kameraya göz kırpmıştı.
Chan Lalisa'ya dönüp "O şey yayın yapıyor mu?" diye sordu.
"Bir arama yaptığında ya da mesaj gönderdiğinizde sadece. Ayrica vericiyi söktüm."
"Güzel. Tekrar tak ve telefonu aç. Vericiden haberimiz olduğunu bilmiyorlar. Aniden onların önüne geçtik. Bu şekilde kalmalı, anladınız mı? Gerçek telefonumun izini sürüp yerini bul, Lalisa."
"Buldum zaten. 20 dakika önce New York'taydı." derken telefonu Chan'a attı.
Telefonu yakalayan Chan "Harika! Onların fişlerini çekeceğim. Güçleri mi var? Kes gitsin. Telefonları, elektrikleri, suları mı var? Kes gitsin. Yakalarına yapış. Varlığımızı hissetmelerini istiyorum." dedi Changbin'e. Ajanlardan birine bakıp bağırdı. "Bana bir uçak bul!"
A̶n̶ ̶e̶y̶e̶ ̶f̶o̶r̶ ̶a̶n̶ ̶e̶y̶e̶, ̶t̶o̶o̶t̶h̶ ̶f̶o̶r̶ ̶a̶ ̶t̶o̶o̶t̶h̶...
Minho Chan'ın telefonunu yere atıp üstüne tüm gücüyle bastı. Bilgisayarın başındaki Felix "Firewall çöktü. Bundan haberleri var mı?" dedi telaşla.
"Kimlerin?" dedi Minho. "Onların! Kimin için çalışıyorsak artık."
"Kimin için çalışıyoruz?" diye sordu Seungmin elindeki planları şömineye götürürken. "Onlar için hapse girmeye hazır mıyız?"
"Paranoyaklaşmayın!" dedi Jisung.
Jeongin masanın üstündeki planları aldı. Planların altında kalmış ölüm kartını gördü ve duraksadı. "Bunu düzgünce yapabilir miyim emin değilim hyung. Bilirsiniz, hapse girmek istemiyorum."
"İşi berbat etme. Hep sana yetişkin gibi davranılmasını istiyordun. Şimdi öyle olma vakti. Plana bağlı kal. Burada kal ve her şeyi yak!" dedi Minho.
Bilgisayarın başından kalkan Felix camdan baktığında polis ve FBI'yı gördü.
"Millet, geldiler."
Chan, Hyunjin ve Changbin arabadan inip binaya baktılar. Hangi dairede olduklarını bilmiyorlardı ama bu sefer yakalayacaklardı.
Chan, New York polisinin başkomiseri ile konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now You See Me | SKZ
Fanfiction𝓐𝓷 𝓮𝔂𝓮 𝓯𝓸𝓻 𝓪𝓷 𝓮𝔂𝓮, 𝓪 𝓽𝓸𝓸𝓽𝓱 𝓯𝓸𝓻 𝓪 𝓽𝓸𝓸𝓽𝓱... Mahşerin 5 Atlısı... Hepsi birer sokak sihirbazıydı, Göz tarafından fark edilmeden önce. Göz onları seçtiğinde emindi, bu 5 kişi en iyisi olacaktı. 🚔 FBI ajanları Chan ve Chang...