A President's Out-of-Body Experience (BL)

26

Birkaç dakika sonra, Zhi Xuan 'durumu idare etmeye' başladığında, 'vurmanın', düşündüğü 'vurma' olmayabileceğini fark etti.

Bir yardımsever olarak Zhi Xuan, He Jun için tıbbi yardım almak zorundaydı. Ancak durumun kaosa dönüşmesinden korkan Zhi Xuan, He Jun'u hastalarının mahremiyetini ciddiye alan özel bir hastaneye gönderdi. Neyse ki He Jun çok kötü yaralanmamıştı. Sadece hafif bir beyin sarsıntısının yanı sıra bazı küçük yüzeysel yaralanmaları vardı.

Yunren konuyu Zhi Xuan'a ayrıntılı olarak anlattı ve sonunda tüm varsayımlar düzeltildi. Yunren şok olmuştu, "Hepiniz He Jun'dan hoşlandığımı mı düşündünüz? Neden?! Ona iyi davranmak ondan hoşlandığım anlamına mı geliyor? Ama sana karşı daha da iyi değil miyim? Bu, kayınbiraderini baştan çıkarmaya çalışan bir günahkâr olduğum anlamına mı geliyor?"

Zhi Xuan telaşla, "Hayır, kirli olan benim düşüncelerim, özür dilerim." diye cevap verdi.

Yunren düşündü, He Jun'a geçmişte o kadın modellere davrandığı gibi davranmıştı. İnsanların yanlış anlaması beklenmedik bir şey değildi. "Ah, görünüşe göre hala benim hatam. Henüz olgun bir gey olamadım. Bir gey olarak farkındalık konusunda gerçekten eksikim, bunun üzerine gerçekten düşünmeliyim."

Yunren yaptıklarını hatırladı ve He Jun'a karşı tutumunun insanların onu gerçekten yanlış anlamasına neden olacağını hissetti. Başkan Gu, He Jun ile ilişkisinin böyle olmadığını Yunren'e iki kez doğrudan açıkladıktan ve He Jun da bunu kabul ettikten sonra, Yunren artık He Jun'a asla aşk rakibi gibi davranmamıştı. Bazı etkileşimlerden sonra, He Jun'un oldukça iyi bir insan olduğunu hissetmişti. He Jun'un çeşitli trajik ve acınası deneyimleri ve geçmişi de Yunren'in ona sempati duymasını sağlamıştı. Yunren fazla düşünmeden ona büyük bir ilgi göstermişti ama böyle bir yanlış anlaşılmanın ortaya çıkacağı kimin aklına gelirdi ki?

Bu yanlış anlamanın en büyük kurbanı hâlâ He Jun'du. He Jun bu gece Yunren'i sıkıştırmaya karar vermişti ama Yunren'in geri çekilmeye devam ettiğini görmüştü. Bununla birlikte, durumu yanlış anladığını düşünmüyordu. Eğer karşısındaki kişi kendisiyle ilgilenmeyen heteroseksüel bir erkek olsaydı, He Jun'un 'baştan çıkarmasını' 'taciz' olarak değerlendirirdi. He Jun'u azarlamasa bile onu odadan kovardı. Yunren onu kovmadı ve gözleri sadece telaşla etrafına baktı. He Jun, Yunren'in eşcinsel olduğunu ve bu yüzden biraz utandığını düşündü. Bir adım daha attı ve Yunren'i kanepeye itip ellerini üzerinde gezdirmeye başladı. Korkuya kapılan Yunren, tıpkı masum bir genç kızın aynı durumda hissedeceği gibi bir kriz duygusu hissetti. Yunren elindeki en yakın eşyayı kaparak He Jun'un kafasına indirdi.

Ve böylece, bu trajedi gerçekleşti.

Yunren diken üstündeydi. Zhi Xuan kapıyı çalmasaydı, çoktan karakola gitmiş ve teslim olmuştu.

Zhi Xuan'ın biraz yatıştırmasından sonra, Yunren artık eskisi kadar panik halde değildi. Ancak, Zhi Xuan sakin görünmesine rağmen, aslında sıkıntılıydı. Bu meseleyi halledemeyeceğinden korkmuyordu ama bu meseleyi gerektiği gibi ele almadığı için kendini suçluyordu. Tüm varsayımları Yunren'in tehlikeye girmesine neden olmuştu. Yine de, Yunren panik içinde olduğu için, Zhi Xuan'ın sakin kalması gerekiyordu. Biraz teselli ettikten sonra Yunren'e, "Dinlenmek için otele dönmelisin. Gerisini ben hallederim." dedi.

Yunren hâlâ çok tedirgindi. "He Jun'un uyanmasını ve ondan özür dilemeyi beklesem iyi olacak."

"Buna hiç gerek yok, ona hiçbir şey borçlu değilsin."

Zhi Xuan'ın tavrı çok sertti ve Yunren'i otele geri dönmeye zorladı. Aslında Yunren'in yufka yürekli olmasından ve He Jun'a borçlu olduğunu düşünerek şantaja maruz kalmasından korkuyordu.