II

142 15 21
                                    

İlk bölümde Hajime'ye sövenler bu bölüm zort olacaklar :D
Hikaye akışını beğeniyor musunuz? Aşağıda yıldıza basmayı unutmayın 🧚🏻‍♀️

🍀  🍀  🍀

Bir kaç ders sonrasında teneffüs çalmış, herkes sınıftan ayrılırken Komaeda yüzüme bile bakmadan yanımdan geçerek sınıftan çıkmıştı. Umursamayarak önüme dönüp dikkatimi kitabıma vermeye çalıştım, ama zil çalan midem buna engel oldu. Bir kaç dakika boyunca kitaba odaklanmaya çalıştım. Dayanamayacağımı anladığımda sınıftan çıkarak kantine ilerlemeye başladım.

Kantine girdiğimde bir kaç kişinin sırada olduğunu gördüm. Kenarda duran tabak ve kaşıklardan birer tane alarak en sondaki kişinin arkasına geçtim. Sırada beklerken kantine oturmak için göz gezdirmeye başladığım sırada Komaeda'nın pencere kenarında tek başına oturup yemek yediğini gördüm.

Yemek alma sırası bana geldiği için çok geçmeden pilav ve köri alarak Komaeda'nın yanına gelerek, "Oturabilir miyim?" onun duyacağı şekilde mırıldandım.

Sadece "Oturabilirsin." diye tekdüze şekilde söyledi. Hafif irkilerek karşısındaki sandalyeye geçtim.
"Um, sabahki tavrım için üzgünüm.. Sadece bir şeyler sinirlerimi bozmuşdu."

"Ne, bunu sorun ettiğimi falan mı düşündün? Sadece rahat bırakmak istedim seni, kırıldığım falan..yok." diyerek beni rahatlatmaya çalışıyordu ama yüzündeki kırgınlığı okuyabiliyordum, yine de hafifçe gülümsedim ve yemeğimi yemeye devam ettim. Bu çocuk bana çok sıcak gelmişti, ama onunla arkadaş olamazdım.

Yemeğimi bitirdikten sonra ayağa kalktım ve kantinden çıkarak sınıfa gittim. Çok garip hissediyordum, acaba onunla arkadaş olsam ve bunu ailem öğrense ne tepki verirlerdi? Bu durum beni korkutmuyor değildi.

🍀  🍀  🍀

Bir kaç ders sonra son teneffüsün çalmasıyla çantamı toplamaya başlamıştım. Sınıfta bir kaç kişi kalırken Kazuichi ile birlikte sınıftan çıktık. Farklı yönlerde kaldığımız için okulun önünde vedalaştık.

Kazuichi'ye son kez bakıp, önüme dönerek yürümeye başlamıştım ki, Komaeda'nın arkamdan adımı bağırarak koştuğunu gördüm, "Hinata! beni bekle." Şaşırsam da, durup yanıma gelmesini bekledim.

"Hey, Hinata! Birlikte yürümeye ne dersin? Parka falan gideriz. Hem bir-birimizi daha yakından tanımış oluruz, hm?"

Bunu reddetmek istiyordum. Çünkü zamanında eve gitmeliydim.

"Komaeda, belki başka bir zaman, ne dersin? Şu anda eve gitmem lazım. Geç kalırsam ailem kızabilir, hayır, yani endişelenebilirler. Ama eve giderken bana eşlik edebilirsin, istersen."

Onaylar şekilde başını salladı ve yanımda yürümeye başladı.
Yolda yeni okumaya başladığım kitap hakkında konuştu, kitabı bulmak için tüm gün kütüphaneleri gezmiş. Cidden, bir kitap için değer miydi?

Eve yakınlaştığımızı anladığımda sohbetimizi kesmek zorunda kaldım. Evi daha ötede olduğu için onunla vedalaşarak ayrıldık. Gitmeden önce numarımı aldı, vermek istemesem de, onu kırmak istemediğimden vermek zorunda kalmıştım. Biraz uzaklaşdıktan sonra arkasını dönerek büyükçe gülümseyip, el sallamıştı, "Yarın görüşürüz, Hinata!"
Yaptığına şaşırdığımdan bir kaç saniye sonra el sallamak aklıma gelmişti. Onun aksine daha alçak sesle ve hafif bir tebessümle, "Yarın görüşürüz.." dedim.

Komaeda tamamen gözden kaybolduktan sonra doğru ilerledim. Anahtarımı çıkararak kapıyı açtım ve içeriye girdim, evde kimse yok gibi görünüyordu. Odama çıktım ve yatağıma uzandım. Tek sıkıntı ettiğim şey ise onun telefon numarasını almamdı. Umarım başıma bela açılmaz, düşüncesi ile dolabıma yaklaşarak rahat bir şeyler seçtim ve banyoya ilerledim. Ilık bir duş aldıktan sonra seçtiklerimi giyinip, odama döndüm. Çalışma masama oturdum ve derslerime çalışmaya başladım.

Aradan baya zaman geçmişti ve derslerimi yapıp bitirmiştim.
Yerimde hafif esneyerek saati kontrol ettim, 20:54. O sırada aşağıdan annemin katı ve ciddi sesini duydum,

"Hajime, yemek vakti."

Evet, bana sesleniyordu. Sanırım yemek vakti gelmişti. Masadan kalkıp, odamdan çıktım. Banyoya girip, elimi, yüzümü iyice yıkadıktan sonra aşağı indim ve sofraya oturdum. Babam yemeğe başlamıştı bile. Ona baktığımı anlayıp, koyu gözlerini bana çevirdiğinde, yakalanma hissi ile önüme döndüm. Gergin olduğum nerdeyse yüzümden okunabiliyordu, hissediyordum. Babam, sinirli bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Ne o, Hajime, gergin görünüyorsun?" diye yüksek ve sert bir tonda söyledi.

Başımı hafif öne eğerek, "Hiçbir- hiçbir şey olmadı, sadece günüm biraz yoğundu." diye kısık bir sesle söyledim.

Annem de gözlerini bir süre üstümde tuttuktan sonra önüne dönerek yemeğe başladı. Ölüm sessizliği içinde geçen yemeğimi bitirdikten sonra tabağı lavaboya koydum ve "Afiyet olsun.." diyerek odama çıktım. Yatağıma uzandıktan sonra yarının derslerini kontrol etmek için telefonumu elime aldığımda Komaeda'nın yazmış olduğunu gördüm.

"İyi akşamlar, Hinata! Yarın okul olmayacakmış bir kaç sorun yüzünden. Bunu grupta söylediler. Fakat fark ettim ki, sen grupta yoksun, neden?"

Klavyeye basarak tam ona yazacakken, annem hızla odama girdi, elinde bir kaç parça kıyafet vardı. Onları yerleştirmek için dolabıma ilerlerken garip bir şekilde beni süzerek, "Daha uyumadın mı sen?" dedi iğneleyici bir tonda. Sonradan elimdeki telefonu fark etti. Kaşlarının hafif çatılmasıyla birine yazdığımı anladığını gördüm.

Telefonu hızlıca kapatarak yatağımın yanındaki komidinin üstüne bıraktım. Annem aynı bakışlarla bir bana, bir de telefonuma son kez bakarak odadan çıktı. Uzandığım yerde küçüldüğümü hissederek, Komaeda'ya cevap yazamadığımın bilincinde şekilde yorganı üstüme çektim titreyen ellerimle.
O anki yaşadığım korkuyu kimse bilemezdi. Gözlerimi kapatarak hiçbir şey düşünmeden uyumaya çalıştım.

🍀  🍀  🍀

lucky one || komahinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin