VI

87 13 10
                                    

Maşallah dediğimiz iki gün yaşamıyor cidden. #1 olduğumuzda 2 bölüm attım, dün de #56'a indiğimizi gördüm. Neyse. Aşağıdaki yıldıza basmayı da unutmayınız 🧚🏻‍♀️

🍀 🍀 🍀

Alarmın sesiyle gözlerimi zorlukla araladım. Banyoya girerek elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra odama geri döndüm. Okul formamı giyerek aşağı kata, mutfağa indim. Yine erkenden çıkmışlardı. Yemeğimi masaya bırakmıştı annem. Yemeğimi yedikten sonra paltomu ve ayakkabımı giyerek evden çıktım. Havalar fazlasıyla soğuktu, hastalanmamam gerekiyordu. Özellikle de sınav haftamızdayken.

Bir kaç dakika sonra okula vardım. Merdivenleri çıkarak olduğumuz kata geldim. Sınıfa girdim ve sırama oturdum. Bir kaç kişi vardı sadece. Kitaplarımı çantamdan çıkarırken Komaeda'nın sınıfa girdiğini gördüm. Nedensizce onu görünce sevinmiştim. Neden onu gördüğüme seviniyordum ki? Bu düşünceleri aklımdan silmem lazımdı. Başımı sallayarak önüme döndüm.

Komaeda yanıma oturdu ve bana döndü, "Günaydın, Hina." Her zamanki gibi aptalca gülümseyerek söylemişti.

Hina demesi beni garip bir şekilde utandırıyordu. Kızaran yüzümü pencereye çevirerek mırıldandım, "G-günaydın.."

O da kitaplarını yeni çıkardığında öğretmen içeri girdi ve sınav kağıtlarını dağıtmaya başladı. Kendi kağıdımı alırken birini de Komaeda için almıştım, ona verdiğimde teşekkür ederek önüne döndü.

Bu sıralar her gün sınava çalıştığımdan ilk ben bitirdim ve öğretmene teslim ettim. Daha sonra herkes tek tek bitirerek öğretmene veriyordu. En son Komaeda ve bir kaç kişi de verdiğinde öğretmen kağıtları düzenleyerek sınıftan çıkmıştı. Sonraki derslerde de sınav olacaktı büyük ihtimalle.

🍀 🍀 🍀

Bir kaç dersi de arka bırakmıştık, son ders boş geçtiğinden herkes çantasını aldı ve evine gitmeye başladı. Komaeda'ya birlikte eve gitmeyi teklif ettiğimde kabul etmişti, çantamızı aldık ve eve doğru yürümeye başladık.

Yarı yolda birinin arkadan geldiğini hissedince arkamı döndüm. Döndüğümde bir çocuğun koşarak bize doğru geldiğini fark ettim. Duraksadığımı görünce Komaeda da arkasını döndü. Çocuk bize yaklaştığı gibi Komaeda'ya sarılarak onu öpmeye başladı. Ne? Komaeda'nın bir erkek arkadaşı mı vardı? Şaşkın bir yüz ifadesi ile onları izlemeye başladığımda çocuk konuşmaya başladı.

"Aşkım, seni çok özledim. Biliyorsun, derslerim yüzünden pek buluşamıyoruz, bunun için çok üzgünüm. Ama bugün boşum, bütün gün birlikte vakit geçirebiliriz!" Çocuğun gözlerinin içi parlıyordu.

Yani, Komaeda erkeklerden mi hoşlanıyordu? Düşüncelerim kafamın içini doldururken, Komaeda'nın çocuğun belini kavramasıyla içimi garip bir hiss kaplarken bakışlarımı onlardan çekmeye çalıştım.

Komaeda'ya baktığımda bana garip bir şekilde bakıyordu, "Hina? Neden bu kadar şaşırmış görünüyorsun? Ah, tabii, sizi tanıştırmayı unuttum. Bu benim erkek arkadaşım Ren." Yanındaki çocuğu göstererek söylemişti, ardından sevgilisine döndü, "Bu da arkadaşım Hina, yani Hinata." Çocuk bana kaşlarını çatarak, garip bir şekilde bakmaya başladı. Neden bana öyle bakıyordu? Komaeda'yı benden mi kıskanıyordu? Kendisi arkadaş olduğumuzu söyledi zaten.

"Ah, benim eve gitmem gerek, ödevlerimi yapacağım. Size iyi eğlenceler." Bir şey demelerini beklemeden yanlarından uzaklaştım. Bütün dersler sınav olduğu için hiç ödev yoktu, yalan söylemek hiç hoşuma gitmiyordu. Ama oradan uzaklaşmam gerekiyormuş gibi hissettim o an.

Eve vardığımda anahtarı çıkararak eve girdim. Annemler daha gelmemişti. Merdivenlerden çıkarak odama girdim. Çantamı yere atarak yatağıma yattım. Neden böyle hissediyordum? Neden anlam veremiyordum yaşadığım bu hisse? Kafam bu düşüncelerle dolup, taşıyordu. Daha fazla düşünmek istemiyordum hiçbir şey hakkında. Komaeda'nın sevgilisinin belini kavradığı an gözümün önüne geldiğinde, sımsıkı yumdum gözlerimi.

Hiçbir şey yapmadan uyumuştum. Uzun süre uyuduktan sonra uyandım ve saate baktım, 22:54. Saate baktığım sırada bir kaç mesaj geldiğini gördüm. Umursamadan telefonumu kapatıp, yatağın yanındaki komidinin üzerine bıraktım. Göz kapaklarım ağır geliyordu artık. Daha fazla dayanamadan uykuya daldım.

🍀 🍀 🍀

Alarmın kaçıncı kez çaldığını bilmiyordum bile. Kafam çatlayacakmış gibi ağrıyordu. Bedenim her zamankinden daha ağır hissettiriyordu. Ayağa kalkmaya çalıştığımda sendelememle, yatağımın kenarına oturdum.

Odamın kapısı açıldığında içeri giren kişiye gözlerimi çevirdim.

"Alarm sesini duyamıyor musun, Haji- Yüzünün hâli ne böyle?" Aniden sesini yükseltmesiyle içimi garip bir korku kaplamıştı.

"Hasta mısın? Neden hiç dikkat etmiyorsun? Bir de bununla mı uğraşmalıyım, Hajime?"

Söylediklerinin benim için ne ifade ettiğini neden hiç düşünmüyordu? Kalbimin kırılabileceğini hiç mi umursamıyordu? Dolan gözlerimle kafamı yana çevirdim, "Hiçbir şeyle uğraşmana gerek yok. Sadece bugünlük dinlenirsem daha iyi olacağıma eminim."

"Okulunu arayıp söylerim bugün gelmeyeceğini. Kahvaltın masanın üzerinde, öğünlerini aksatmadan yersin. Geç saate kadar uyanık kalma." demişti, yüzüme bakmadan telefonuyla uğraşırken.

Son kez bana bakarak kapıyı kapatıp odadan çıktı. Daha ne kadar berbat bir gün geçirebilirdim? Bedenim o kadar ağır hissettiriyordu ki, daha fazla taşıya bileceğimi sanmıyordum. Geri yerime uzanarak gözlerimi kapattım. Tüm gün sadece uyumak ve uyanmamak istiyordum.

🍀 🍀 🍀

Ren'in görünüşü böyle, yani kafamda öyle canlanıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ren'in görünüşü böyle, yani kafamda öyle canlanıyor. Shuichi'nin beta versiyonu Ren için en uygun olanı sanırım. Karakterler hakkında bir kaç bilgi paylaşabilirim diğer bölüm, isterseniz tabii. Fazlaca yorum yapmanızı istiyorum bir de 🧚🏻‍♀️

lucky one || komahinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin