![]()
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•••Arabada ilerlerken camdan dışarıya bakıyordum ve Taehyung'un gözlerini de üzerimde hissediyordum.
Birden arabada telefon sesi yankılandı.
Kafamı Taheyunga çevirip baktığımda bana bakarken yakaladım.
Elini cebine atıp telefonunu çıkardı ve aramayı cevaplayıp arabayı tek eliyle sürmeye devam etti.
"Eee?" Dedi kaşlarını çattı.
"Benim gelmem gerekiyor öyle mi? Hemde sana yemeğe çıkacağımı söylememe rağmen" sesi sinir bozucu çıkmıştı.
"Tamam, geliyorum" diyip kapattı ve telefonu torpidoya attı.
"Çok kısa bir yere gideceğiz ondan sonra yemeğe gideceğiz olur mu?" Dedi gözlerime bakıp derin bir nefes verip başımı salladım.
10 dakika sonra ormanlık bir alanda durdu ve arabadan indi eğilip kapıdan bana baktı.
"Sakın arabadan çıkma beni bekle" dedi kafamı salladım kapıyı kapatıp gitti.
Ayağımı sabırsızca Arabanın zeminine vurarken arabada tekrar telefon sesi yankılandı ve direkt gözlerim torpidoyu buldu.
Telefonu elime alıp kimin aradığına baktım.
MİN YOONGİ
Arkadaşı arıyordu gelince cevaplar dedim ama üst üste aramaya başlayınca arabadan indim.
Galiba önemliydi ve Taehyunga götürmem gerekiyordu.
Taehyungun gittiği duvar tarafına gittim ve etrafından dolandım sonra karşıma depo gibi biryer çıktı.
İçeriye girdim ve inleme sesleri duydum acı içinde biri bağırıp inliyordu.
Sessizce adım atıp sola döndüm ve kapının önünde durduğum gibi gördüğüm manzaraya inanamadım.
Bir adam kolları tavanda asılı duruyordu.
Sol tarafında Namjoon Taehyunga bakıyordu.
Taehyung ise eline aldığı demir sopayı adamın karnına indirmişti.
Şokla telefon ellerimden düştü ve ağzıma gidip kapattı.
Birden ikisinin gözleride bana döndü.
Taehyungun elindeki sopa düştü ve bana döndü.
"Lalisa?" Dedi bana bir adam atacağı sırada geri geri gittim.
Giderek hızlanan adımlarımla önüme dönüp koşarak oradan çıktım.
Arkamdan koşarak gelen adım seslerini duydum.
"NE DURUYORSUNUZ YAKALAYIN KIZI!" arkamdan gelen bağırma sesiyle daha çok korktum ilk defa bağırışını duymuştum.
Koşarak ağaçların arasına girdim ve daha hızlı koşmaya başladım.
Gözlerimden akan gözyaşlarım yanaklarımı yakıyordu bir yandanda hıçkırmaya başlamıştım.
Bir süre sonra gelen adım sesleriyle kendimi bir boşluğa attım ve orada oturur pozisyona geldim.
Adım sesleri yaklaştı ve durdu.
Fener tutup etrafı aramıştı adam ama beni göremediği için tekrar koşmaya başladı.
Rahat bir nefes aldım ve yerimden kalkıp tekrar dikkatli yürümeye başladım.
Şakasız ormanda 20 dakikadır yürüyordum ve sonunda kendimi bir yolda buldum.
Bir araba gelir diye bekledim bir süre ve sonunda siyah bir araba yaklaştı.
Elimle otostop çekip durdum ve cama yaklaştım arabanın cami indiğinde ilk defa tanıdık olmayan bir yüz görmek beni rahatlatmıştı.
"Beni lütfen arabanıza alın peşimde adamlar var beni öldürecekler" adam etrafına baktı ve kafasını salladı.
Sevinçle gülümsedim gözyaşlarımın arasında ve arabanın kapısını açıp hızla bindim.
"Çok teşekkür ederim, gerçekten çok teşekkür ederim" adam kafasını salladı.
"Biraz ileride benzin istasyonu var orada benzin doldurup gideceğiz" kafamı salladım kurtulmuştum.
Tanrım şükürler olsun!
Gözümün önüne hala Taehyungun son bakışı geliyordu ve hala gözlerimden yaşlar süzülüyordu.
Araba 5 dakika sonra benzin istasyonunda durdu ve adam arabadan inip bana baktı.
"Lavaboya gidiyorum" kafamı salladım.
"Lütfen hızlı olun peşimizde olabilirler" dedim kafasını sallayıp arabanın kapısını kapattı ve benzinliğin arkasına gitti.
Derin bir nefes verdim ve ellerimle yüzümü kapatıp önüme eğildim.
Chaeyoungu aramak istiyordum ama lanet olsun ki çantam diğer arabada kalmıştı.
Gözlerim ister istemez yandı ve tekrar yaşlar süzüldü.
Burnumu çektim ve önümdeki çekmece gibi şeyi açıp peçete aradım ama yoktu.
Bu yüzden elbisemin koluyla sildim.
Arabanın kapısı açıldı ve kapandı.
Gözlerimi sildim ve konuştum.
"Gidiyor muyuz?" Dedim ve yanımdaki adama döndüm ki Taehyungu görmemle gözlerim büyüdü.
"S-sen nasıl?" dedim ama o arabayı çalıştırıp benzin istasyonundan uzaklaştı.
"İndir beni" kafasını iki yana salladı.
"Çabuk arabayı sağa çek" beni dinlemiyordu.
"Seninle gelmek istemiyorum" dedim yalvarır gibi ve nefesimi birde bıraktım.
Ellerimi bacağına koydum.
"Lütfen bırak beni" dedim göz yaşlarım sel gibi akarken
"Lütfen bana zarar verme" dedim başımı önüme eğip.
"Ben sana ne zaman zarar verdim?!" Şiddetle bağırdı ve başımı hemen kaldırıp ona baktım.
Şaşkınlıkla ona baktım bana bağırdı tekrar.
"Ben herkese zarar verebilirim ama sana veremem" dedi yüzüme yalvarır gibi baktı.
"Bana bağırmazdın da ama şuan bağırıyorsun" ağlamaklı sesimle söylediğim sözlerime başını onaylamaz şekilde salladı.
"Çünkü beni dinlemiyorsun" dedi yakınarak başımı iki yana salladım.
"Sana inanmıyorum" dedim ve ondan uzaklaştım.
Başımı cama çevirdim şuan ona yalvarmak faydasızdı.
•••
Evettt kitabın gidişatı nasıl sizce?
Taehyung hakkında çok seviyor lisayi, bu sevgi ona zarar veriyor ve böyle bir insana dönüşüyor.
Yani demek istedigim bazen çok sevgide size zarar verebilir.
Çokça öptüm 💋
![](https://img.wattpad.com/cover/290628622-288-k673812.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a terrible suicide for you ℘ taelice
Fanfiction"Ah duydunuzmu V birini daha öldürmüş" chaeyoung hızlı ve heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı "Ah evet duydum ve bu sefer cesedin fotoğrafını bulamadılar ama feci bir halde olduğu dedikodusu var" dedi karşımda oturan jisoo, yanımda oturan Taehyu...