π
Gözlerimi açtığımda tanıdık tavanı görünce offladım ve doğruldum.
Kalmayacağım demiştim ama yine burada sabahlamıştım.
Gözlerimi etrafta gezdirirken bu yumuşacık yataktan çıkmak istemiyordum.
Yumruğumu yatağa vurup yorganı kaldırdım ve yataktan çıktım.
İçeriden sesler gelirken odadan çıkıp lavaboya ilerledim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bileğimdeki tokayla saçlarımı topladım.
Üzerimdeki rahatsız olduğu için odaya tekrar döndüm ve Taehyungun dolabını açıp rahat bir tişört bulmak için aradım.
Garip bir şekilde bütün kıyafetleri siyahtı.
Arada kahverengi ve grilerde vardı.
Gri bir tişört aldım ve üstümdeki tişörtü tutup çıkardım.
Yatağın üzerinden gri tişörtü alıp kollarıma geçirdim ve başımdan geçireceğim sırada gözlerim kapıdaki vücuda takıldı.
Taehyung durmuş bana bakakalmıştı.
Gözleri üç dört saniye görüşlerime kayarken hemen arkasını döndü.
"Pardon ben yukarıdan tıkırtılar gelince günaydın demeye geldim." Hızla tişörtü kafamdan geçirdim.
"Tamam sorun yok." Yanına ilerleyip sırtına dokundum.
Bana döndü ve üzerimi süzdü.
"Yakışmış." Gülümsedim ve yanağından öpüp yanından merdivenlere ilerledim.
"Karnım çok aç kahvaltı hazır mı?" Dedim ve koştum.
Masaya ilerlediğimde gördüğüm yemeklerle gözlerim parladı.
Masanın başına oturdum.
"Bebeğimin karnı acıktı demek?" Kafamı sallayıp yemekleri hızla yemeğe başladım.
Çaprazıma oturup beni izlerken eline yüzünü yaslayıp tekrar konuştu.
"Bende açım." Gözlerim ona kayarken yemekleri işaret ettim.
"Yesene o zaman." Alayla gülümsedi ve salatalık alacakken elimi tutup dudaklarına götürdü.
Nazik bir öpücük kondurdu ve gözlerini gözlerime kilitledi.
"Ben sana açım." Yanaklarıma kan sıçradı ve kan akışım hızlandı.
Vücudum yanmaya başladı.
Elimi bıraktı ve çatalımı aldı.
"Evet, bende acıktım." Deyip ucundaki salatalığı ağzına attı.
Yutkundum ve sesi onada gittiğinde güldü.
"Yemeğini ye dışarı çıkalım." Dedi ve bende önüme dönüp yeni çatal aldım.
Zar zor yemeğe devam ettim.
Yemeğimiz bittiğinde beraber sofrayı topladık ve makinaya yerleştirdik.
"Ben üstümü giyinip geliyorum." Deyip merdivenlere yönelirken bende arkasından ilerledim.
Odanın kapısından içeri girdiğimizde bana döndü.
"Beni izlemeyemi geldin?" Dediği gibi üstündeki tişörtü birden üzerinden çıkardı gözlerim karın kaslarına ve kollarına kaydı.
Dönüp dolaba ilerledi ve içinde siyah bir tişört çıkarıp giyindi.
Eşofmanın iplerini çözdüğü sırada döndüm ve kapıya yapıştım.
Ağzımdan inleme kaçtı.
Kahkaha sesi geldi.
"Tatlı şey." Dediğinde utançla yüzümü kapattım.
Arkadan kıyafet hışırtıları gelirken kemer sesi geldi ve adımları bana yaklaştı.
Kafasını omuzuma koyup bana baktı.
"Üstümü değiştireceğim." Gözleri üzerimdeki tişörtünü süzerken gülümsedi.
"Gerek yok çok hoş görünüyorsun." Dedi ve omuzlarımdan tutup kapıya yönlendirdi.
Beraber aşağı indik ve tuhaf kapısından çıktık.
Arabasına bindirdi beni ama hala aklıma çıplak vücudundaydı.
Bu kadar edepsiz şeyler düşünmemeliyim!
Kafamı cama çevirdim ve dışarıyı izledim.
"Nereye gidiyoruz?" Gözlerini yoldan ayırmazken radyodan bir şarkı açtı.
'save your tears' şarkısı yankılandı.
"Seveceğin bir yere." Dedi ve sürmeye devam etti.
Yolculuk sırasında şarkının sözüne eşlik etti ve sesi beni büyüledi.
And you deserve someone better
Belkide altında farklı bir anlam vardı ama ben söyleşine aşık olmuştum bile.
π
Biraz kısa ama olsun söz yarın uzun atacağım 💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a terrible suicide for you ℘ taelice
Fanfic"Ah duydunuzmu V birini daha öldürmüş" chaeyoung hızlı ve heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı "Ah evet duydum ve bu sefer cesedin fotoğrafını bulamadılar ama feci bir halde olduğu dedikodusu var" dedi karşımda oturan jisoo, yanımda oturan Taehyu...