Selam, başlamadan önce yıldızı parlatmayı unutmayalım. Satırları yorumlarla doldurmanızı istiyorum, desteğiniz benim için çok önemli.
Bölüm şarkımız, Sezen Aksu-Unuttun Mu Beni
3. Bölüm : ''Boğazıma sarılan elleri, saçlarımda dolaşsın istedim.''
Dila kendisine büyük gelen yatağından zıplayarak aşağıya indi. Yumruk yaptığı sağ eliyle yeşil büyük gözlerini ovuşturmaya başlarken, paytak adımlarla kapısına ilerledi.
''Baba.'' parmak uçlarında yükselip kapıyı açtı. Bir yandan babasına seslenirken bir yandan koridorda ilerliyordu. Henüz altı yaşlarındaydı, bu iki katlı evde bakıcısıyla beraber yaşıyordu. Ama bugün babasının geleceğini biliyordu.
Merdivenleri indi tek tek, hâlâ gözüne kocaman geliyorlardı. Merdivenler bittiğinde salon çıktı karşısına, ardından babasını gördü. Büyük ve ihtişamlı koltukta oturmuş, elindeki gazeteyi okuyordu.
''Baba!'' neşeyle bağırdı ve ona doğru koştu, Akif'in bakışları küçük kızı buldu. ''Kaç kere koşmamanı söyleyeceğim?''
Dila dediklerini duymadı çünkü babası buradaydı.
Zaten onu haftada birkaç gün görebiliyordu, şu an bunları düşünemezdi. Koltuğa çıktı ve kollarını babasının boynuna sardı. Akif hiçbir şey yapmadan çekilmesini bekledi.
''Suzan Hanım! Dila'nın kahvaltısını hazırlayın.'' Dila geriye çekildi, umutla babasına bakmaya başladı.
''Kahvaltımı yaptıktan sonra parka çıkabilir miyiz?''
''Parkı nereden öğrendin sen?'' Akif kaşlarını çatarak ona baktı.
Küçük kız başını eğdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı, ''Derste öğrendim.''
Bu korunaklı villanın bahçesinden dışarıya adımını atamamıştı hiç.
Park nedir bilmezdi, ta ki derste görüp öğretmenine sorana kadar. Haftanın her günü, buraya bir sürü öğretmen gelirdi. Her konuda ders alırdı Dila, yaşıtlarının aldığından daha fazlasını.
Öğretmenleri onun çok başarılı olduğunu görüyordu. Yüksek bir zekaya sahip olduğunu söylediklerinde Akif'in umudu daha da artıyordu. Bu kız çocuğu, Dilruba'dan ona bir hediyeydi.
Aynı zamanda onları bitirecek olan silahın ta kendisiydi.
Zekiydi evet ama çocuktu, bir çocuğun en hassas noktası sevgiydi. Akif ise bunu kullanmasını iyi biliyordu, onu sevgiden mahrum etmişti. Dolayısıyla kendisine muhtaç hale getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİDAR | Gerçek Ailem
ChickLitGecenin karanlığında, ormanın derinliklerindeki o soğuk kulübeye iki tohum düştü. Kendilerine yazılmış olan kaderlerine kan ağladılar. Birbirlerinden ayrı düştüler, içlerinden biri yapayalnız kaldı. İki tohum serpildi, büyüdü. Biri el bebek gül beb...