Selam, başlamadan yıldızı parlatmayı unutmayalım lütfen. Bol bol yorum bekliyorum, size güveniyorum!<3
Bölüm Şarkımız, Şebnem Ferah-Od
4. Bölüm : ''Annem sütünü bile çok görmüştü bana.''
Cevap vermeden kapıya adımladım, tam kapının önünde durduğumda başımı sola çevirip ona baktım. Göz göze geldik, aynı ton gözlerimizin arasından binlerce duygu geçti. Öfke, hırs, intikam, en çokta merak.
Aslan Altun, beni merak ediyordu.
Belki de bir şeyler düşünüyordu ama, ihtimal veremiyordu.
''Kardeşin, o ölmedi Altun.'' sımsıkı kapadı gözlerini, o sırada kapıyı açıp odadan çıktım.
Sadece görmek istemiştim. Kardeşine ne kadar değer verdiğini, nasıl çökeceğini. Sırf kalbimdeki ateşi daha da harlamak için, bunu istemiştim.
Kapıyı kapattığımda hareket edemedim, birkaç saniye boyunca elim kapının kolunda öylece durdum. Her şey tam anlamıyla başlamıştı. Yirmi beş yıldır beklediğim, uğruna bütün hayatımı verdiğim savaş dün başlamıştı.
Ben dün, aynı karnı paylaştığım ikizimi vurmuştum. Aynı karnı paylaşmıştık belki ama aynı hayatı paylaşamamıştık biz.
O güvenli bir kalede, ömrünün en mutlu yıllarını geçirerek büyümüştü. O anne yemeği yemişti, ben kan kusarken. O sevgiden bıkmıştı belki de, ben her zerresine muhtaçken.
Benim payıma en karanlık düşerken, ona saf aydınlık düşmüştü hep.
Ne zaman kapandığını bilmediğim gözlerimi omzuma konan elle açtım. ''İyi misin?'' Akın'ın sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim.
''İyiyim.''
İnanmadı elbet. İyi olmadığımı bilecek kadar çok tanıyordu beni. Hayatımın tek güzel yanı onlardı. Ne kadar beni hayatta tutan şey intikam duygum olsa da, onlar da bu ölü ruhumu canlı tutmaya çalışanlardı.
''Adar nerede?'' kapının önünden ayrılıp koridorda ilerlerken peşimden geliyordu. ''Hastaneye gitti, ortalığı koklayacakmış.'' başımı sallayarak Akın'ı onayladım, ardından geniş odaya girdim.
İçerisi bilgisayarla dolu olan oda, lacivert ledlerle aydınlanıyordu. Birkaç kişi, bilgisayarların başında oturmuş kulaklarında kulaklıklarıyla çalışıyorlardı. Odanın ortasındaki oturma grubuna geçtim, masanın üzerindeki viskiyi bardağa doldurdum.
''Aslan, gerçekleri yakında öğrenecektir.'' Akın arkasına yaslanmış, sağ ayak bileğini sol dizinin üzerine atmıştı. Dirseğini koltuğun kol kısmına yaslamış, elini sakalsız yüzüne atmış düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİDAR | Gerçek Ailem
ChickLitGecenin karanlığında, ormanın derinliklerindeki o soğuk kulübeye iki tohum düştü. Kendilerine yazılmış olan kaderlerine kan ağladılar. Birbirlerinden ayrı düştüler, içlerinden biri yapayalnız kaldı. İki tohum serpildi, büyüdü. Biri el bebek gül beb...