Bölüm 8.

997 129 24
                                    

Leman üzerine ince kazaklardan birini giyip aynada kendine baktı. Siyah bir takım giymişti. Siyah takım pantolonu, üzerine siyah ince kazak ve siyah bir ceket almıştı. Ceketi üzerine giydikten sonra odadan çıktı.

Kerem onu duvara yaslanmış bir şekilde bekliyordu. Leman odadan çıktığında Kerem duvarıdan çekilip ona baktı.

"Nasılım?" diye sordu Leman ona gülümseyerek. Bir tur dönüp kendini ona gösterdi.

Kerem onu baştan aşağı süzdükten sonra gülümsedi. Gerçekten şık olmuştu. Sarı saçlarını geriye doğru taramış, arkasını düzeltmişti.

"Çok şık olmuşsun." Leman Kerem'in dediğine gülümsedi.

"Güzel." diye mırıldanıp ellerini pantolonunun cebine soktu.

"Ben muhtemelen geç gelirim, sen beni beklemeden uyursun."

O merdivenleri inerken Kerem de arkasından geliyordu. Kafasını sallayarak elini yüzünde gezdirdi.

"Zaten yorgunum, erkenden uyumak istiyorum."

Leman arabasının anahtarını alırken ona baktı. "Tamam, uyu sen." diyip onun yanağına hafifçe vurdu.

Evden çıktığında Kerem arkasından kapıyı kapattı. Geç kalmamak için arabasına doğru hızla ilerledi.

Helin'in beğeneceğini düşündüğü bir mekanda rezervasyon yapmıştı. Bu yüzden onun yanına hızlı gidip, mekana geçmek istiyordu.

Arabasını çalıştırırken klimayı da yaktı. Kendisi için hava soğuk değildi ama biraz esiyordu. O yüzden Helin için soğuk olabilirdi.

Bir tane de şarkı açtı. 'Kalben-Haydi söyle' şarkısını çok seviyordu. Helin'in evine gidene kadar onu dinlemeye karar vermişti.

Arabayı onun evinin önünde durdurdu. Şarkıyı da kapatıp indi. Cebinden telefonunu çıkararak Helin'e geldiğini mesaj attı. Okunduğunda telefonu kapatıp tekrar cebine soktu.

Ellerini cebine sokarak arabanın önünde beklemeye başladı. En fazla 2-3 dakika sonra Helin evden çıkmıştı. Üzerinde beyaz, dizlerinin biraz üzerinde duran bir elbise vardı. Bakan insanları Helin'in melek olduğuna inandıracak kadar güzel duruyordu.

Bakışlarıyla onu baştan aşağı süzerken resmen içi gitmişti. Helin onun bu bakışlarını anlamıştı. Gülümseyerek onun yanına yaklaştı.

"Çok güzel olmuşsun." Onu baştan aşağı süzerken bi huş şekilde konuştu.

Helin yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına iterken, "Teşekkür ederim, sen de çok şık olmuşsun." dedi.

Leman onu izlemeye devam ederken yan koltuğun kapısını açtı. "Buyurun efendim." dedi mutlu bir ses tonuyla.

"Teşekkürler efendim." Helin onun yanağına dokunup arabaya oturdu.

Leman ön taraftan geçerek sürücü koltuğuna oturdu. Helin şarkının sesini tekrardan yükseltirken Leman arabayı çalıştırdı.

"Ee, nereye gidiyoruz?" diye sordu Helin. Leman arabayı siteden çıkarırken ona baktı.

"Çok iyi bir restoran buldum. Oraya gidiyoruz." diye cevapladı onu. Helin arkasına yaslanarak kafasını salladı.

Leman'a güveniyordu. Her zaman iyi mekanlarda, güzel yemekler olan yerlder bulunuyordu. Onun Helin'i kötü bir mekana götürmek gibi bir şansı yoktu. Helin de bunu gayet iyi biliyordu.

"Bir şey sormak istiyorum." Konuşma başlatmak için ilk adımı her zamanki gibi Leman atmıştı. Helin onu dinlediğini gösterircesine bakışlarını ona çevirdi.

K.A- Amsterdam | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin