3

706 52 26
                                    

beynim zonkluyor gerrrcektenn

hoş geldiniz ve bölüme geçelim!!

-

seonghwa

wooyoung

"Hayır hala çıkmadım evden, izin verirsen giyineceğim Yeosang." Telefonda olan arkadaşım yaklaşık bir saattir nefes almadan soru soruyor ardından cevap vermemi beklemeden kendisini cevaplıyordu.

"Sanarsın seni zincirledim. Götünü çek gözümün önünden bakayım kombinine." Dediğini yapmış yüzümü telefonuma dönmüştüm.

"Güzel çok şık giyinmemişsin."

"Masaj yapacağım adamların yanında smokin falan mı giyeyim Yeo? Rahat şeyler giydim işte." Üzerimde bulunan beyaz bir tişört ve altında bulunan krem rengi şort ile gayet iyiydim aslında. "Kötü müyüm ya?"

"Hayır gayet iyisin." Sol elini çenesine koymuş sağ elindeki tost ekmeğini yiyordu.

"Öyle yeme onu çenen acıyacak."

"Sorun yook, hadi çık artık evden ve akşam beni ara."  Kafamı sallamış, "Tamam, görüşürüz." deyip aramayı sonlandırmıştım. Evden çıktığım gibi kapıyı iyice kilitleyip merdivenlerden inerek binadan ayrılmıştım. Salonun bana yakın olması işime gelmişti hemen hemen yürüyerek gidilecek bir mesafedeydi.

Kahvaltıyı uzun tutmamıştım çünkü kahvaltıyı sindirmem zor oluyordu. Uyandığımda kahvaltı yapmamamın sebebi buydu.

Yürüyerek geldiğim salonun önünde durmuş, üç katlı binaya bakıyordum. Güzel, ben hangi kattaydım?

Girişte bulunan sekreterliğe uğrayıp kendimi tanıtacağım sırada buna gerek duymamış, hoş geldiniz deyip önümden yürüyerek asansöre binmiştik.

"Kusura bakmayın konuşmanıza fırsat vermedim gibi göründüm. Sizin geleceğinizi bildiğimden sormadım. Gahyeon ben, memnun oldum." Deyip elini uzatmıştı. Uzattığı elini sıkarak, "Memnun oldum." demiştim.

Üçüncü kata geldiğimizi belirten bir ses sessizliği böylelikle bölmüştü.

"Takip edin beni lütfen."

Kafamı onaylayarak sallamış, kattaki insanlara bakıyordum. Pekala burası normal bir spor salonuydu, ben ne arıyordum burada?

"Seonghwa Bey'in odası bu katta olduğu için buraya geldik. Sizin sorumlu olduğunuz kat ikinci, Seonghwa Bey size eşlik edecektir, tekrar hoş geldiniz umarım iyi anlaşırız." Gülümseyip önünde durduğu kapıdan çekilmişti. O asansöre yönelmiş, ben de kapıyı çalmıştım.

"Hoş geldin Wooyoung, kusura bakma bu kata kadar çıkmak zorunda kaldın işimi bırakıp karşılayamadım seni." Oturduğu sandalyede dikleşmiş ve masanın üzerindeki kağıtları göstermişti.

"Oturmaz mısın?" Sağ eliyle masanın önündeki koltuğu göstermiş ve gülümsemişti. Oturup, "Hoş buldum Seonghwa Bey, ayrıca bir sorun yok." demiştim.

"Bir şey içmek ister misin?" Kafamı olumsuzca sallamış, "Teşekkür ederim almayayım." demiştim.

"Pekala öncelikle hastalarınız hakkında bilgi vermem gerekiyor." Önünde bulunan iki kağıdı bana çevirmiş ve önüme uzatmıştı. Aldığım iki kağıdı elimde tutmuş ve sırayla bakmıştım.

"Choi San, en iyi boksörümüz olabilir. Övünmek için söylemiyorum ama öyle. Ayrıca zor birisidir kimsenin ona dokunmasını istemez, yanında olmasını da istemez. Sizin burada göreviniz onun üzerine gitmemek. Sizi belirli günler içerisinde evine çağırabilir bunlar genelde geç saatte veya erken olacak maçlar yüzündendir. En geç maçlar gece on bir ve üç arasıdır, herhangi bir sorun teşkil eder mi sizin için?" Önümdeki kağıda bakıp kafamı olumsuzca salladım.

"Pekala, en erken maçlar sabah sekiz ve on iki arasıdır. Sabahları kahvaltı yapmadan edemez eğer evinde kalırsanız bunu unutmayın lütfen. Dövüş sonrası yorgun olabilir lütfen anlayışla karşılayın." Elimde duran diğer kağıda çevirmiştim bakışlarımı.

Choi Jongho.

"O da diğer hastanız, Choi Jongho. Fazla muhabbete girmez sizi de oyalamaz. Sert olabilir ama bunu fark eder, anlayışla karşılar sizi. Kahvaltısını aksatmaz. Jongho, San gibi değil. Onun maçları en geç akşam yedi ve on bir aradındadır. En erken maçları sabah on ve iki arasındadır. İkisi de öğle yemeği yemez onun yerine akşam bolca protein alır. Aklınızda kalsın. Var mı herhangi sormak istediğiniz bir şey?"

Kağıdı önümde bulunan sehpaya koymuş ona dönmüştüm. "Oda konusu. Bir odam olacak mı?"

Gülümsemiş, "Elbette isterseniz sizi götüreyim." deyip ayağa kalkmıştı.

"Teşekkür ederim." O önden, ben arkasında olacak şekilde ikinci kata inmiştik.

"Üçüncü kat erkekler için, ikinci kat karma boksörler ve birinci kat kadınlar için. Erkek olmama rağmen kendi cinsime güvenmiyorum açıkçası. Kadınların rahat edebilmesi için katları ayırdık ve kimse şikayetçi değil. Bu konuda şikayet geldiği için ayırmadık, ben başta böyle olmasını uygun gördüm çünkü ne olacağını bilmiyorum."

Katta sadece beş kişi vardı bunlar ikisi erkek üç tane kadındı. İki kişi simasından bildiğim San ve Jongho'ydu. Yaşları benden küçüktü ama gövdeleri.. benim iki katımdı.

"Dövüşmeyi bırakın da buraya gelin!" Seonghwa Bey'in bağırmasıyla on tane gözün bize çevrildiğini görmüştüm.

Utanmıştım açıkçası herkesin gözünün dönmesini beklemiyordum. Herkes yavaşça gelmiş, kafamla hepsine selam vermiştim.

"San ve Jongho'nun yeni terapisti, merhaba deyin durmayın öyle." Dediğini herkes yapmıştı.

Tek tek el sıkıştığım insanlara, "Wooyoung, memnun oldum iyi anlaşalım." demekle yetinmiştim.

İlgileneceğim iki kişide gözünü üzerimde çok tutmamış, tekrar ringe dönmüştü.

"Yarım saate masaja başlarsınız, duydunuz mu?!" Diye bağırmış ve bana dönmüştü. "Odanıza gidelim." Hemen hemen duşların yanında olan odaya ilerlemiş ve bana dönmüştü. "Yağlarınız önceden geldiği için yerleştirdik ama beğenmezseniz düzenleyebilirsiniz. Siz dinlenin şimdi, sonra görüşürüz." Kafamı sallamış, "Teşekkür ederim size de zahmet verdim. Elimden gelenin en iyisini yapacağım."

Sağ elini omuzuma atmış ve sıkmıştı. Heyecanlıydım çünkü çok cana yakın birisiydi.

"Başarılar." Deyip kapıyı kapatarak odadan çıkmıştı.

"Süper, hoş geldin yeni hayatım."

propose ✦ woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin