ya bn bu hint sarkilarina cok taktim imdatinko
-
san
wooyoung
san & wooyoung.
san: beni neden engelledin
wooyoung: evime gelme
san: olmaz
wooyoung: gelme
gitsan: neden
neden camdan gizli gizli bakıyorsunwooyoung: bakmıyorum
san: perden sallanıyor
hadi in aşağıya da konuşalımwooyoung: ne konuşacağız
san: senden nasıl hoşlandığımı falan
Görüldü.
san: ŞQWÖDLQŞWÖDLŞQWÖLE
perdeyi nasıl sökebildinwooyoung: yaşanmadı öyle bir şey
san: tabii
wooyoung: benden mi hoşlanıyorsun
san: hoşlanmasam neden seni sürekli darlayayım wooyoung?
wooyoung: sinir etmek için falan
san: o da bir sebep
wooyoung: sus
san: in hadi
lütfenwooyoung: lütfen deme bana
san: neden :(
üzülüyorum hadi inwooyoung: of
tamam ama
perdemi tak
tamam mısan: olur
wooyoung: yukarıya gel o zaman
san: yok
dışarısı daha iyiwooyoung: sana hiç güvenmiyorum
san: neden
wooyoung: cidden dışarısı daha iyi
yukarıya çıkarsan götümden olurum gibi geldi|san: in hadi
sahile giderizwooyoung: BEKLE BE
wooyoung çevrim dışı.
"İncecik giyinip hasta olacaksın başıma." Üzerinde bulunan siyah deri ceketi kollarından tutarak vücudundan ayırmıştı. "İnce giyinmedim ayrıca." Kafasını hızlı hızlı sallayıp, omuzlarıma ceketini bırakmıştı.
"Aşağıya indiğin andan beri kollarını bedenine sardın Wooyoung, ben mi ince giyindim sence?" Kafamı önüme çevirmiş, bazen yere bazen gökyüzüne baka baka yürümüştüm.
San, sanırım benden ikinci defa çekiniyordu. Bu halde olmasaydık büyük ihtimal şu an kolu omuzlarımda olurdu. Yanımda, elleri cebinde yürüyüp bazen omzunu omzuma dokunduruyordu.
"Üşüdüysen geri verebilirim." Kafamı ona çevirip bakmıştım. Kafasını iki yana sallayıp, "Sorun değil, boş ver ceketi Wooyoung." demişti. Bakışlarını gözlerime sabitlemiş, adımlarını da durdurmuştu.
"Neden bir süre benim için çabalamadın?" Bunu beklemiyordum, kalakalmıştım.
"Öyle mi olması gerekiyordu? Beni istemeyen sendin San, neden çabalayayım?" Kaşlarımı çatmış devamında ne geleceğini bekliyordum.
"Ben, biraz da olsa çabalamanı isterdim açıkçası. Ne bileyim, hiç uğraşmadın gibi hissediyorum."
"İstemediğini söyledin, ben de yapmadım bu kadar. Başka bir şeye yorma."
"Bazı konularda sana yalan söyledim Wooyoung. Eğer kırılmayacaksan, söylemek istiyorum." Sol elini ensesine atmış, kaçamak bakışlarla konuşuyordu. Cidden, kafayı yiyecektim.
Devam etmesi için kafamı sallamış, ardından gözlerine bakıp konuşmasını beklemiştim.
"Sen evime geldiğinde evimden birisi çıkmıştı hatırlıyor musun?" Kafamla dediğini onaylamış, gelecek şeyi kafamda düşünerek titremiştim.
"Onunla birlikte olmamıştım, seni anlatmıştım. Biliyorum yaptıklarım tutarlı değil, deli gibi görünebilirim ama doğruyu söylüyorum. Benden hoşlandığından da emin değildim açıkçası ama senden ufacıkta olsa etkilenmiştim, anlatmıştım. Hatırlarsan terapide çıplaktım ve bunu dediğim için çok utanıyorum." Oflayıp, derince aldığı nefesi sesli bir şekilde vermişti.
"O an aklımda seninde çıplak olduğun vardı." Ensesinde olan elini yüzüne götürmüş ve parmaklarını açarak tepkimi yokluyordu.
Ne diyeceğimi bilemiyordum, aklının tuhaflığına mı yoksa yaptıklarının tutarsızlığına mı şaşırsam.. bilmiyordum. Neredeyim, ne yapıyorum onu bile bilmiyordum.
"Bir şey demeyecek misin?" Sanki kötü bir şey diyecekmişim gibi gözlerini kocaman açmış, tepkimi bekliyordu.
"San, cidden çok tuhaf davranıyorsun. Biliyorum insanlarla sorunun olabilir pek ala buna yorabiliriz ama ben seni anlayamıyorum. Benden hoşlandığını söylüyorsun ama yaptıkların bana tam tersini söylüyor. Benden ufacıkta olsa etkilendiğini söyledin peki neden o gün öyle bir şey yaptın? O gün inan hiç iyi değildim, evinden sırıtarak birisi çıkıyor sen zaten çıplaksın nasıl sinirlendim biliyor musun? Niye böyle bir şey yaptın? O an dedim ki yaşadıklarım birer rüya çünkü, San böyle birisi değil. Kendimi hayatında göremedim biliyor musun? Bok gibi hissettim, yok olmayı gerçekten istedim." Göğsünü şişirecek derecede nefes almış ardından gözlerime bakışlarını sabitlemişti.
"Bu sana özel değil bunu zaten söyledim ama güvenemiyorum. Yine aynı şeyler olacak diye kafam düşünmekten patlıyor, Wooyoung. Dediğim gibi benden hoşlandığından emin değildim ama yine de ihtimali varsa bile olmasın istedim. O günler iyi düşünmüyordum, ondan öncesinde de bok gibiydim ve sana güvenmiyordum. Kimseye güvenmiyordum. Bunun bahanesi olmayabilir ama elimden bir şey gelmiyor."
Gözlerini kırpmadan konuşmasını bitirmişti. Bana karşı dürüst olması güzel bir şeydi ama bu kadar acı vermesi normal miydi?
"Açıkçası kafandaki düşünceler bitmediği sürece seninle olmak istemiyordum." Şaşkın bir şekilde bakakalmıştı.
"Şu an istiyor musun o önemli."
"Herhangi bir davranışımı kötü yorumlamayacağından emin misin? Ya da verdiğim herhangi bir cevabımı? Ben emin değilim. Beni diğer insanlar gibi görmeni kaldıramam. Sana ihanet edeceğimi düşünmeni, cidden kaldıramam."
"Yorumlamayacağım, seni asla kırmayacağım cidden. Bana açık olduğuna inanacağım ve söz veriyorum Wooyoung, yargısız asla infaz yapmam sana. Söz veriyorum."
Sol elini sağ elim ile birleştirip, gözlerime bakarak cevabımı bekliyordu. Açıkçası bunca zaman sonra onu böyle görmek beni biraz mutlu etmişti. Onca yaşadığı şeyi atlatmaya çalışması, güven sorunu olmasına rağmen bunu benim için yıkması.. kalbimi hoş ediyordu.
"Sana güvenebilir miyim?" Ellerimiz ayrılmazken sol elimi boynuna atmış, boşta kalan eli de belimi bulmuştu.
"Seni üzmeyeceğime yıldızları ve dudaklarımızı şahit edebilirim yavrum, ister misin?" Kafamı olumlu anlamda sallamış dudaklarımızı birleştirmiştim.
-
CILDIRCM CILDIRCAM 5 GUNDUR BUNU YAZMAKLA MI UGRASTIM CIDDENNMNN neyse
sonu guzel bitti en azindan🥳🥳🥳🫶🏻🫶🏻🪬
simdi sirada ask ve sevisme var🫡🫡🫡🥳🥳😔😭😭😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
propose ✦ woosan
Fanfictionanlamıyorsun 🥊 texting, yarı metin & tamamlandı. #1 ateez