Jimin kitaplarını ve kalemlerini çantaya koyarken Tae yandan esniyor ve sürekli karnını tutup aç olduğunu belirtiyordu hayır yani Jimin'in bir kere de anladığını bilmiyorsa büyük sıkıntıydı çünkü Tae bir kere daha açım derse Jimin ona fena sövecekti.
"Jimin hadi ya, biraz hızlı ol oğlum." Tae ne ara eşyalarını toplamıştı bilmiyordu bile açlıktan şuraya bayılabilirdi ve bu konuda gayet ciddiydi çünkü aç kalmaya asla dayanamazdı. "Ben ne yapıyorum oğlum? Sanki oturmuş senin bana hızlı ol demeni bekliyorum." Taehyung bir anda ona kızan Jimin yüzünden şaşırmış ve kaşlarını çatmıştı. "İyi."
Jimin'in günü aslında iyi geçiyordu sadece o da biraz açtı ve bu yüzden sinirliydi. İyi geçme nedeni ise şimdiye kadar 'adı lazım olmayan' kişiyi görmediğindendi. Tabi bundan sonrasının iyi olup olmayacağı konusunda gününe söz veremiyordu.
"Gel buraya şapşal bebek başladın yine trip atmaya." Jimin çantasını sonunda toparladığında koluna atmış ve arkadaşının yanına geçip koluna girmişti.
"Yine mi?" Tae ona göz devirip önden yürüdüğünde Jimin yine yetişmişti. "Ee hep trip atıyorsun.""Bence sus sen, affedesim vardı biraz o da gitti." Jimin, Tae'nin söylediği şeye gülmüş ve koluna sarılarak -aslında tüm ağırlığını ona vererek- yürümeye devam etmişti. "Umarım bugün güzel yemekler vardır."
"Ben listeyi kontrol etmiştim sanırım güzeldi en azından ben öyle hatırlıyorum"
Sonunda yemekhaneye geldiklerinde sıraya girmişlerdi, ikisi arka arkaya yemeklerini aldıklarında ise boş yere oturdular.
"Çok açım." Tae bunu söylediğinde Jimin eline onun çatalını aldı ve kaldırıp ona saplıyormuş gibi yaptı.
"Anladık bebeğim anladık, al hadi başla ye şunu." Çatalı onun eline tutuşturdu ve kendisi de yemeğine odaklandı."Çatal koymaları garip değil mi? Yani alışık değilim pek." Jimin gözünü kırptı birkaç kere emin olmak adına. "Bunu sen mi söylüyorsun?" dedi çünkü tabağındaki makarna bitmek üzereydi. "Ya ne yapayım birazcık koyuyorlar bunlar benim dişimdeki kalanlar."Jimin, Tae'nin söylediği şeye kahkaha atmıştı.
"Komik olan ne bana da söyleyin." Ve Jimin'in duyduğu bu ses -Jin'in sesi- ona başka bir şeylerin habercisi miydi? Gülmekten kısılan gözleri yavaşça kendine gelirken etrafındaki kişileri seçtiğinde ayakta duran üç kişi görmesiyle beraber yutkundu.
Jungkook istemsizce Jimin'in gözlerine baktı, her zaman ki gibiydi işte... Güldüklerinde kısılırdı gözleri.
Nedense bugün farklı görünüyordu, evet siyah sevmezdi ama ona çok yakıştığını düşündü Jungkook. Yine ve yine siyahları üstüne geçirmişti, gerçekten çok farklı bir havası vardı.
"Ee söylesenize?" Jin tabağını Jimin'in yanına koyarken Hoseok Tae'nin yanına geçmişti, Jungkook ise öylece durdu ve sonradan yürümeye başladığında Jin seslendi. "Kook nereye? Hiç boş yer yok, gel de şuraya otur. Alt tarafı yemek yiyeceğiz."
Jimin onun yaptığı bu şeyi çocukça değerlendirmek istedi ama sonradan o da aynısını yapabileceğini düşündü ve yeniden yemeğine döndü. Sonuçta sadece beraber yemek yiyeceklerdi bunda bir şey yoktu...
"Afiyet olsun Tae, diyettesin sanırım?" Hoseok'un sorusuyla Jimin gülmüştü, "Yarısını yedi, bu gördüklerin kalanlar." diye bir açıklama yaptığında Hoseok konuyu yanlış anladığından gülmeye başlamıştı. "Ben de gerçekten diyete girdi falan sanmıştım, öküz bunun iki katını yemiş." Jimin Hoseok'a bakıp güldü ve başını aşağı yukarı salladı.
"Sen diyettesin ama sanırım?" Hoseok kaşını hafifçe yukarı kaldırdı ve Jimin'in önündeki yemeğe baktı. "Pek aç değilim o yüzden." Yalan söylüyordu çok açtı aslında ama buraya geldiğinde yiyesi kaçmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lily | Kookmin
FanficEskiden sevgili olan Jimin ve Jungkook bilmeden aynı ortama düşerler. Bundan her ne kadar ikisi rahatsız olsa da istemsizce birbirlerine alışırlar.