''Yağmur kalk hadi geç kalıcaz.''
Yine mi Burcu ya? Bir rahat yok bana da.Ya hastayım ben dinlenmem gerek.Off diye sızlanarak yatağın diğer ucuna geçerken yorganıma sıkı sıkı sarıldım.
''Kızım neredeyse öğlen oldu kalksana.Hem ben zaten dünden dolayı kızgınım sana.Niye bana haber vermeden gidiyorsun?Üstelik tanımadığın bir çocukla.Doğa anlattı her şeyi.''
Sonunda susmayacağını anlayarak doğruldum yataktan.Öldürücü bakışlarımı Burcu'ya dikerken onunda aynı şekilde bana baktığını gördüm.O bana baktı Ben ona derken kapıda annem belirdi.
''Yağmur,Burcu.Ne yapıyorsunuz bakim orda öyle?Çabuk kahvaltıya.''
Aramızdaki bakışma annemin sözleriyle son bulurken gözlerimi devirmekten alı koyamadım.Ayaklarımı yataktan sarkıtıp söylenerek banyoya gittim.Banyodaki işlerimi halledince yavaş adımlarla odama doğru yürüdüm.Belki geç kalırsak gitmekten kurtulurum.Lütfen gitmeyelim Allahım , lütfen.Odaya geçip biraz telefonda oyalandım.Biraz tavanı seyrettim.Biraz şarkı söyledim.Biraz zıpladım derken aniden odanın kapısının açılmasıyla yere düştüm.İki oldu bakalım hadi hayırlısı.Kapıda beliren Burcu'ya kötü kötü bakarken bir yandan da acıyan kafamı ovuşturuyordum.Yere düşünce sandalyeme çarptım da...
''Noluyor ya ? Odama giriyosun Burcu ahıra değil.Off! Başım.''
Burcu umursamadığını belli etmek istercesine omuz silkti.Sonra da son noktayı koydu.
''Banane.Ben mi dedim zıpla diye.Hem niye hazırlanmadın sen?''
Bu sefer omuz silkme sırası bendeydi.suratımı asarken sorusunu cevapladım.
''Ben gelmicem.''
Burcu yüzüne sanki evlatlık olduğunu söylemişim gibi bakarken ben umursamazca pijamalarımla yanından geçtim.Burcu şoku atlattıktan sonra yanıma geldi ve aynı ifadeyle suratıma baktı.
''Ne?''
Gözlerimi devirirken tane tane heceleyerek tekrar ettim.
''Ben gel-me-ye-ce-ğim.''
Kaşlarını çattı ağzını araladı ve derin bir nefes aldı.Daha sonraysa dudağını büzdü ve yüzüme baktı.
''Beni yalnız mı bırakacaksın Yağmur.İnsan arkadaşına böyle mi yapar?Ya o karanlıkta tek başıma gelirken kaçırılırsam.Hiç düşündün mü!Hadi onu geçtim Peki ya...''
Elimi kaldırarak onu susturdum.Eğer bunu yapmazsam sonsuza kadar böyle devam ederdi.Burcu aslında böyle değil.Yani onu tanımayan bir kişi gayet olgun ,soğuk biri sanar.Ama bu tavrı sadece bana ve Berk'e malesef.Biz hep üçümüz takılırız.Berk ,Burcu'dan da beter.
''Tamam.Kararımı değiştirdim geliyorum.''
Gitsem iyi olacaktı.Hem Burcu'nun tribini çekemezdim.Hem de geri vermem gereken bir cüzdan vardı.Burcu anında yüz ifadesini değiştirip el çırparken ben mutfağa doğru yürümeye devam ettim.Cidden benden büyük ama benden
çocuk bu kız.Gerçi ben de pek farklı değilim ya ondan neyse...Birlikte geçirilen güzel bir kahvaltı demek isterdim ama hiç de oyle değil.Çünkü az önce resmen olüm fermanımı imzaladım.Ya sadece çay doldurucaktım.Annemin masa örtüsüne zarar vermek veya çay bardağını kırmak planlarımın arasında yoktu.Burcu ve ben evden koşar adım çıkarken iyi ki sofraya oturmadan dönüp üzerimi değiştirdiğime şükrettim.Gerçekten o evde biraz daha kalsaydım ya ben ölecektim ya da...ben ölecektim.Nefes nefese yavaşladıktan sonra asla beni yalnız bırakmayan canım arkadaşımın koluna girdim.Anında kendini geri çekerken sinirle yüzüme baktı.Tamam bazenleri yalnız bırakmayan arkadaşım Burcu..''Off Yağmur! Senin yüzünden az daha ölüyoduk.Zaten terliklerden biri koluma isabet etti hala acıyo.''
Dudağımı büzüp üzgün bakışlarımı ayaklarıma çevirdim.Sakar olmak benim suçumdu sanki.Dershaneye kadar ayaklarımı izleyerek yürüdüm.Tabi bi ara bir direğe toslayarak Burcu 'nun alay konusu oldum ama sağ salim gelebildim dershaneye.Sınıfa girdikten sonra etrafa bakındım.Bir an önce şu cüzdanı vermeliydim.Ama görünüşe bakılırsa bay ukala henüz gelmemiş.Neyse gelince veririm diye düşünerek Doğa'nın yanına gittim.İkinci ders,üçüncü ders,dördüncü derken Bulut bir türlü gelmedi.Son derse kadar hiç görmedim onu.Aman Ben mi peşine düşücem.Omzumu silkerek Burcu'nun yanında yürümeye devam ettim.Evin kapısına gelince Burcu ile vedalaşıp zile bastım.Anahtarımı evde unutmuşum da Allah'tan annem evde.Annem yine her zamanki gibi o can alıcı sorusunu sordu kapıda dikilirken.
''Yağmur,sen mi geldin kızım''
Gözlerimi devirirken cevap vermeyerek içeri girdim.Hemen mutfağın önünde durarak bugünkü yemekleri tahmin ettim.
''Mmm.olleyy!!! Sarma mı yaptın? Yanında da...''
Tekrar koklayarak devam ettim.
''...salata yuppii!!!''
Annem otuz iki diş sırıtarak yanıma geldi.Bir haller var bu kadında.Allah Allah.
''Yağmur,bir arkadaşın geldi.Salonda bekliyor.Hadi bekletme de yanına git.''
Kaşlarım çatılırken kim olabileceğini düşündüm.Kim olabilir ki?Adımlarımı salona doğru hareket ettirirken çantamı rastgele bir yere bıraktım.Salona girmemle şok geçirmem bir oldu.Nasıl yani?Onjn ne işi var ki burda.Şu anda karşımda gördüğüm kişi Bulut mu yoksa yanlış mı görüyorum?Kapıda kaşlarımı çatmış şaşkınlıkla ona bakarken sırıtarak ayağa kalktı.
''Sonunda gelebildin.Cüzdanım kayıp da.Dün burada mı düşürdüm acaba onu soracaktım.''
Bir süre daha öyle şaşkınlıkla baktıktan sonra ilk şoku atlattım.
''Hı? Aaa,evet çantamda.Bugün verecektim aslında ama dershaneye gelmeyince kaldı.Dur getireyim.''
Tam arkamı döndüm adım atacaktım ki annemle burun buruna geldim.Annem aynı sırıtmasıyla konuştu.
''Yağmur,Bulut hadi sofra hazır.''
''Şeyy...Teşekkür ederim ama benim gitmem gerek.''
Annem kaşlarını çatatken bakışlarını Bulut'a çevirdi.
''Olmaz öyle şey.Iki lokma bor şey ye.Bi deri bi kemik kalmışsın zaten.''
Bulut tam ağzını açtı itiraz edecekti annem izin vermedi.
''Itiraz istemiyorum.Hadi çabuk sofraya.''
Bulut sonunda pes ederken ben de çantamı alarak odama üzerimi değiştirmeye gittim.Üzerime siyah taytımı ve beyaz uzun kazağımı giydikten sonra adımlarımı mutfağa doğru hareket ettirdim.Sessiz geçen bir yemekten sonra cüzdanı almak üzere odama gittim.Çantamı karıştırırken aniden kapının kapanmasıyla sıçradım.Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde Bulut ifadesiz bir gözle bana bakıyordu.Başımı ''ne'' anlamında başımı salladım.O da aynı şekilde salladı.Ben,o,ben,o... derken sonunda eğlenceli (!)oyunumuzu ben bozdum.Gözlerimi devirirken çantadan çıkardığım cüzdanı Bulut'a uzattım.
''Aras ismi daha havalıymış.Aras...''
Söylediğim cümle üzerine aniden durdu.Bir süre arkası dönük öylece kaldı.Elleri yumruk şeklini alırken kaslarının gerildiği çok belliydi.Neye sinirlendi ki şimdi?Hızla bana dönüp kolumu kavradı.Sağ kolumu...Yara izi olan kolumu...Korku ile yerimden sıçrarken bakışlarımı koluma çevirdim.Tam yaranın üzerini tutmuştu.Sonunda gözlerine bakabilmeyi başardığımda seslice yutkundum.Gözlerindeki öfke bile korkmama yeterken mavi gözlerini gözlerimden ayırmadı.Kalbim göğüs kafesimi kırarcasına atarken gözlerim dolmaya başladı.Beni tutmayan eli havaya kalkarken korku tüm bedenimi sarmıştı.Ne yani bana...bana vuracak mıydı?
***
EVET.IKINCI BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ?YORUMLARINIZI BEKLIYORUM.UMARIM BEGENMISSINIZDIR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN TOZU
ChickLitHer şeyi bildiğinizi sanıyorsunuz değil mi? Ailenizi,arkadaşlarınızı,gerçek dostlarınızı,en önemlisi de kim olduğunuzu...Peki ya bir gün aslında bildiğiniz her şeyin yanlış olduğunu öğrenseniz ne yapardınız? Sıradan bir kızdım ben.17 yaşında,ok...