Sır

157 15 6
                                    

Korku tüm bedenimi sarmıştı.Kalbim hala göğüs kafesimi kırarcasına atmakta kararlıydı.Dehşetle Bulut'un havada olan eline bakmayı sürdürdüm.Gözlerine bakamazdım.Bakarsam eğer yine aynı şeyi görür ve dayanamazdım.Neye sinirlendiğini hala anlamazken Bulut'un elimi tutan eli yavaşça gevşedi.Havadaki elini ise yumruk yaptı ve sinirle indirdi.Gözlerini kapatıp derin bir kaç nefes aldı.Sakinleşmeye çalıştığı belliydi.Nefeslerimi düzene girmeye başlarken gözlerimden akmak isteyen yaşlara izin verdim.Anında daha fazla ayakta duramayacağımı anlayıp kendimi yere bıraktım.Hıçkırmama engel olamazken sağ kolumu kavradım.Bulut şu an ne yapıyor bilmiyorum.Zaten onu düşünecek halde de değilim.Buğulu gözlerle sadece ayaklarını izledim.Beş dakika ,yarım saat beklide bir saat...Saat kavramı yok olmuştu şu an bende.O şekilde benim ölçemediğim kadar süre kaldık.Tek kelime etmeden.Sonunda nefesim düzene girdikten hıçkırıklarım azaldıktan sonra yavaşça ayağa kalktım.Bulut'un suratına bakmadan elimle kapıyı işaret ettim.

''Gi-git bu-buradan.''

Elleri yumruk şeklini alırken yüzüne bakmamakta kararlıydım.Bir süre öyle durtuktan sonra konuştu.

''O ismimi nereden öğrendin?''

Kaşlarım çatılıdı.Ne alaka şimdi?

''Ne?''

Derin bir nefes alıp tekrarladı.

''Diğer ismimi her nereden öğrendiysen bir daha kullanmayacaksın.''

Başka hiç bir şey söylemedem kapıyı çarpıp çıktı.Neydi bu şimdi?Yatağa oturarak başımı ellerimin arasına aldım.Derin derin nefesler alırken zaman geçtikçe kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım sanki.Bulut neden böyle bir tepki verdi aklım almıyordu.Olanları tekrar tekrar düşündüm sonunda bir sonuca varamayacağımı anlayınca hiç bir şey düşünmeden uykuya daldım.Yarın daha güzel olacak.Çünkü dershaneye gidip de o bay ukalanın yüzünü çekmek zorunda kalmayacağım.YARIN HERŞEY GÜZEL OLACAK...

***
Sabah uyanmamın sebebi yüzüme vuran güneş ışığı veya Burcu değildi.Uyanmamın sebebi annemin sabahın yedisinde temizlik yapıyor oluşuydu.Söylenerek ayaklarımı yataktam sarkıttım.

''Bir kere de kendim uyanamayacak mıyım acaba.Ya bugün pazartesi be saat sabahın yedisi...''

Sesimi biraz daha yükselterek devam ettim.

''Allahım neden ben!!''

Elektrikli süpürgenin sesi anında susarken acaba duydu mu diye endişeyle ayağa kalktım.Parmak uçlarımda kapıya kadar ilerleyip kafamı tam koridora uzatacaktım ki annemle burun buruna geldim.Bir kaç adım geri çıkarken yüzüme şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim.

''Günaydın anne nasılsın?''

Annem hiç de iyi olmayan bakışlarla beni süzmeye devam etti.Bense aynı gülümsememi sürdürürken sonunda annem konuştu.

''Günaydın kızım hadi kahvaltı hazır.Burcu da seni bekliyor aşağıda.''

Annemin yüz ifadesi anında değişirken hiç bir anlam veremeyerek başımla onayladım.Okul kıyafetimi giyindikten sonra mutfağa geçtim.Sessizlikle geçen kahvaltı...İlk defa böyle oluyor.Normalde ben konuşurdum annem susturmaya çalışırdı.Ama ben dün akşamı düşünmekteyim.Peki Burcu?Ben konuşmasam bile o mutlaka konuşurdu.Anlamaz bir ifadeyle Burcu'ya baktım.Bir şey düşündüğü apaçık belli.Tabağına dokunmamış bile.Kaşları hafif çatık bir şekilde tabağına bakarken bakışlarımı anneme çevirdim.Onun durumu da pek farklı değil.Noldu bunlara ya?Bir ara sormayı aklıma not ettikten sonra tekrar tabağıma döndüm.Kahvaltı aynı sessizliğini bozmadan sona erdi.
***
Ayaklarımı seyrederek yürümeye devam ederken aniden çarptığım direğe sövdüm.Bir akıllanamadım ben de.Hala ayaklarımı izleyerek yürüyorum.

GEÇMİŞİN TOZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin