RUHLARIN AĞZINDAN - 4. BÖLÜM - YARIŞMA

49 5 30
                                    

Bugün yarışma günüydü. Çok heyecanlı ve stresliydim. Bir hafta boyunca gerekli hareketleri çalışmış, gerekli hazırlıkları yapmıştım. Yarışma tekli olacaktı ve bu benim için bir avantajdı. İkili danslarda uyumu pek beceremem ancak single danslarda oldukça iyiyimdir.

Servisten indikten sonra koşar adımlarla giyinme odasına ilerledim. Kıyafetim çok gösterişli değildi, ancak şıktı. Göğüs kısmında hafif dekolitesi vardı, eteğin boyu dizlerimin biraz üstündeydi ve elbise yeşil renkti. Üstündeki simler birleşince güzel bir desen ortaya çıkartıyordu. Kol kısmı tüldü ve dirseğime kadardı. Saçlarımı düz topuz yapmıştım. Ancak alnımın biraz üstü çok yoğun olmayacak şekilde simliydi. Makyajım ise göz ağırlıklıydı. Kısa bir eyeliner çekmiş, göz kapağımı hafif koyu yeşile boyamış ve maskara sürmüştüm. Dudağımda ise tatlı bir pembe vardı. Dudak rengime çok benzediği için hafif bir parlaklık dışında pek belli olmuyordu.

Saat 17.00'ı gösterdiğinde dolabımın yanındaki koltuğa oturdum. Karşımdaki televizyonda canlı yayın olarak yarışmamızı gösteriyordu. İlk yarışmacı bir zamanlar kulüp arkadaşım olan Ece'nindi. Onu izlemeye başladım. Oldukça güzel dans ediyordu ancak dans keraografisi başarılı değildi. İçinde çoğunlukla basit hareketler geçiyordu ve jürilerin de pek onaylayan bakışları olduğunu söyleyemem.

Sonra zaman su gibi akıp geçti. Yaklaşık bir saat sonra Duru'nun ismi insanlara duyuruldu ve ben yerimden biraz daha doğruldum. O piste çıktığında önce yüksek bir alkış koptu, sonra dans başladı. Kıyafetleri gayet çekiciydi. Dansın gayet uğraşılmış bir kareografisi vardı ve jürilerin bakışı da gayet onaylayan cinstendi. Beş dakika sonra dansı bitti, sıra benim dansıma geldi. Derin bir soluk alıp piste çıktığımda büyük bir alkış tufanı oldu, şarkı başladı. Şarkıyı savage daughter olarak seçmiştim çünkü beni yansıttığını hissediyordum. Bana benzeyen bir şarkı seçmemin sebebi, daha rahat hissedip daha rahat dans edebilmemdi. 

İlk başta arkadaki tempoyla uyumlu olarak patenlerimi yere basıp ilerlemeye başladım. Sözler başladığında da ezberlediğim hareketleri uyguladım.

I am my mother's savage daughter
The one who runs barefoot
Cursing sharp stones
I am my mother's savage daughter
I will not cut my hair
I will not lower my voice

İlk önce bir ayağımı havaya kaldırdım, sonra kollarımı belime dolayıp etrafımda döndüm. Dengemi yeniden bulabildiğimde iyice hızlanmaya ve pistin etrafında dolanmaya başladım. Aynı zamanda çeşitli el kol hareketleri ve mimikler yapıyor, duyguyu yansıtmaya çalışıyordum.

My mother's child dancеs in darkness
She sings heathеn songs
By the light of the moon
And watches the stars and renames the planets
And dreams she can reach them
With a song and a broom

Islık notası gelene kadar bu şekilde devam ettim. İşin şaşırtıcı yanı, kalbim heyecan ve stresten bu kadar hızlı atarken dışarıya hiçbir şey yansıtmıyor oluşumdu. Islık notası geldiğinde aldığım hızla zıplayarak havada döndüm. Tahmin ettiğimden daha yükseğe zıplamıştım ve bu beni çok gururlandırmıştı. Yere başarılı bir şekilde indiğimde yüzümde kocaman bir gülümseme vardı ve ben bunu silemiyordum. Yine de bozuntuya vermeden devam ettim. Nakarat kısmı geldiğinde iyice kendimi kaptırmıştım ve ezberlediğim hareketleri yapmaya devam ettim.

We are all brought forth out of darkness
I
Into this world, through blood and through pain


And deep in our bones, the old songs are waking
So sing them with voices of thunder and rain

RUHLARIN AĞZINDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin