6. Götümde Bir Şey Var

127 23 19
                                    

Jake

"Jungwon, bugün gel şirkette sekreter olarak işe başla."

"Ney?"

"Duydun oğlum işte. Sekreter olacaksın."

"Lan ben ne anlarım sekreterlikten? Hem sen ne alaka oğlum, şirketten hisse mi aldın?"

Jay'in evlilik olayını söyleyip söylememek arasında kaldım. Ya çok panik yapıp saçmalarsa? Jay bilmesini ister miydi ki? Hiç bir şeyi derinlemesine düşünmeden bir işe kalkışmıştım ve şimdi sonucuna katlanıyordum.

"Hayır lan, hisse alsam seni mi işe alırım amk."

İç çekip devam ettim ama alırdım bu arada.

"Oluver aga ne olacak sanki? Sana da eğlence olur işte."

"Jake, şunu doğru düzgün anlatacak mısın?"

Açık açık her şeyi anlatmak yerine kısaca "Jay istedi." dedim. Bunun Jungwon üzerinde her zaman bir etkisi vardı. Jay'in adını duyduğu anda sorular yağdırmaya başladı.

"NE? BENİ Mİ İSTEDİ? NASIL İSTEDİ, KIZ İSTER GİBİ Mİ İSTEDİ? JAKE ÇABUK ANLAT!"

"Kanka gelmişiz kaç yaşına aylak aylak dolaşıyoruz, dedim benim canım Jungwon'um çok üzülüyordur kesin. Jay'e yanıyorum derdimi. Bi' anda seni şirkete çalışmaya davet etmesin mi? Bende ne yapayım kabul ettim. Her şey senin için yani."

Jay bu yaptığım için beni tuzluk gibi tutup masaya koyabilirdi fakat Jungwon'u ikna etmemin başka bir yolunu bulamamıştım. Jungwon karşımda kıvranırken aklına bir şey gelmiş gibi kendine çeki düzen verdi. Bir şey demediğine göre kabul etti diye düşündüm.

"Bu arada Jake," diye başladı. "akşam gidiyoruz parka, değil mi?"

Sanki bilmiyoruz planınızı da.

Gebeş kaplumbağa ile kavga ettiğimiz günden bu yana iki gün geçmişti. Diğerleri ise güya bizi barıştırmak için beraber piknik yapmaya karar vermiştiler. Meraklı olmasam da Jungwon'un büyük ısrarları üzerine tamam demiştim, ama şimdi nasıl işin içinden sıyrılsam da o muşmulanın suratını görmesem derdindeydim. Uzun süre cevap vermediğimi farkedince devam etti.

"Gelmeyenin çükü yamulsun." deyip koşmaya başladı.

"LAN, LAN OLMAZ. GERİ AL LAFINI! JUNGWON GERİ AL LAFINI!"

***

"Jungwon ben geri dönüyorum ya."

"Dönemezsin çükün yamulur. Ayrıca bu kadar poğaçayı boşuna mı aldık ibne, ne yapalım bu kadar şeyi?"

"Hayır niyetine dağıtırdık, oğlum sende başka edecek laf mı bulamadın amk? Çüküm önemli benim için."

Son bir umut çabalarken çoktan bizimkilerin yanına varmıştık. Minho özellikle galatasaraylı örtüsünü getirmiş, üzerine uzanmıştı. Normalde kimseye dokundurtmadığı halde Jisung'un yanına gelmesine izin vermişti. Bu tavırları yabancı bir cisim olmasından mı yoksa ondan hoşlanmaya başlamasından mıydı emin olamıyordum. İmalı bir bakış atıp Jay'e doğru koştum. Tam koşarken ne olduğunu bilmediğim bir şeye takılıp kafam birinin kucağına toslayacak şekilde yere kapaklandım.

"Imına kıyıyım!"

"Oha amk, o nasıl bir pozisyon? Bilerek mi düştün lan adamın kucağına?"

"NİKİ ADAMIN CILKI ÇIKTI SEN POZİSYON PEŞİNDESİN! İYİ MİSİNİZ SİZ? JAKE ÇENENİN DÜŞMEDİĞİNE EMİN MİSİN LAN!?"

"ONUN ÇENESİ ZATEN DÜŞÜK ANASINI SATAYIM!" Siktim belanı çocuk.

"Sunghoon ölüm döşeğinde rahat dur bari ya."

"Oğlum onu bunu boşverin 'ımına kıyıyım' neydi lan?"

"Çüküne gelmiştir belki."

Niki, Jungwon'un ensesine vurması ile olay mahalinden kaçıp aldığımız yiyecek poşetlerinin yanına koştu.

"Ben oturuyordum, geldin hemen benimle fingirdeştin."

"Keşke şeyin kırılsa, kodumun gebeşi."

"Benim niye şeyim kırılıyor? Asıl senin şeyin kapanaydı."

"Kalk beni annemin evine götür hemen, kalk! Şerefsiz."

Minho yattığı yerden bize döndü: "Yakıştınız ha siz, gözüm tuttu bu ilişkiyi." Deyip göz kırptı.

Hoon'a baktım. Neydi şimdi bu? Benim neyim yakışıyordu bu gebeşle be? "Ne alakası var lan? Ne yakışması, ne diyosun?"

"Obaaa, amma meraklısın bakıyorum. Ciddiye mi aldın yoksa?"

"Hyung bas git anasını satayım ya."

Hoon şuana kadar hiç bir şey dememişti. Tekrar çıkışıcakken bir anda benden uzaklaşıp Heeseung'un arkasına saklanmasına anlam verememiştim.

Hafifçe başımı kaşıyıp Jay'in yanına oturdum. Oturduğum gibi de götümde hissettiğim acıyla zıpladım.

"LAN GÖTÜM!"

"Ne oldu ya?"

"GÖTÜMDE BİR ŞEY VAR! JAY GÖTÜME BİR ŞEY BATTI ÇIKAR ONU!"

"Yerinde dur da bakayım oğlum!"

"Kalite kontrol diyorsun, of çok iyi!" Niki salak salak sırıtıyordu, bugün en karlı o çıkmıştı.

"GÖTÜMDE Kİ ŞEY İLE DÖVERİM SENİ NİKİ!

Niki tehditimi umursamadan gülmeye devam etti. Hâlâ götümde bir şey vardı! "Jay ne var götümde?"

"AGA HİÇ BİR ŞEY YOK Kİ!"

"JAY VAR DİYORUM İYİ BAK."

"DONUNU MU İNDİREYİM AMK NE BEKLİYORSUN?"

"YA GÖTÜME BAKIN! OĞLUM VAR BİR ŞEY HİSSEDİYORUM."

Bir Allah'ın kulu da gülmeyi kesip yardıma gelmemişti. Tam beni sevmiyorlar diye düşünürken Hoon aniden ayağa kalktı, elini hocadan tuvalet izni isteyen ilkokul öğrencisi gibi kaldırıp konuştu, "BEN BAKARIM ÖĞRETMENİM!"

Gebeş Kaplumbağa [JakeHoon]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin