yaz tatilinde olduğumuz için için bugün iki bölüm birden paylaşıyorum umarım beğenirsiniz...İyi Okumalar!!!
NOT:Bu hikayede bazı karakterler gerçek hayattan alıntıdır...
Sınıftakilere barıştığımızı bir kez daha göstermek için yanımdaki altı kızla bir kez daha sarıldık bu sırada masanın kenarına yaslanıp bizi izleyen sena yı da unutmadık tabiibu olanlar beni çok mutlu etmişti bunca yıldır samimi olmak istediğim arkadaşlarım hakkımdaki gerçeği öğrendikten sonra bana ''beyaz bayrak'' çekmişti....
O mutlu anlardan sonra melek araya girdi:
-şey lavaboya gittiğinizde telefonunu burada unutmuşsun James aradı seni merak etmiş dedi sonundaki ''merak etmiş'' i imalı söylemişti al bak yine arıyor dedi tutuşturdu elime telefonu bu sırada sınıftan bir ooooooooo gelmişti tabii ama umursamadım bu sırada kızlar sena dan son bilgileri alıyorlardı rahat konuşabilmek için tekrar WC ye gittim ne yapabilirdim ki kameraların olmadığı tek yer orasıydı bir de görüntülü aramış deli bu çocuk deli dedim içimden
''biraz daha açmazsan çocuk telefonu kapatacak'' dedi iç sesim. haklıydı. Herkes derste olduğu için tuvalet boştu saçımı başımı düzelttim ve telefonu açtım. Açar açmaz neşeli ve berrak sesi dolmuştu kulaklarıma:
-selam
-selam
-bir saat önce meleği aradığımda kedi kız karşısında yardıma ihtiyacın olduğunu söylemişti bir şeyin yok değil mi? İyisin şey yani iyisiniz?
Bu söylediklerinden sonra yüzümde kocaman bir gülümseme belirmişti.o beni merak etmişti yanımda Oğuzhan ın olduğunu sanarak kelimelerini seçerek konuşuyordu oğuz un ''korumacı tavırları'' onu korkutmuştu sanırım.onu bir an önce rahatlatmak için:
-iyiyim iyiyiz bu arada burada yanlızım kedi kız savaştan kaçtı
-sevindim biz yokken bir savaşın içine girmeni istemezdim ben yokken sana bir şey olmasından... konuşmasına devam edecekken kameranın açısına logan ve Carlos girdi:
Logan:böldüğümüz için üzgünüm çocuklar.dedi.aslında James in cümlesinin geri kalanını çok merak etmeme rağmen sesimi çıkarmadım ardından Carlos devam etti:
Carlos:senin ve ekibin o çok sevdiğiniz çilekli cheesecakelerden aldııık
Ardından elinde pastane poşetleriyle kendall girdi kameranın açısına:
Kendall:baaak! Diyerek gösterdi poşetleri.
Kendall da gelince grup tamamlanmıştı.az önce kızlara bahsettiğim savaşçı olmanın zorluklarının dışında bana kattığı güzellikler de var elbette .belki de şu zorluklarla geçen hayatımın tek güzel şeyi en güzel şeyi... onlar Big Time Rush ben onları ilk gördüğüm günden beri onları ir kez bile olsa yakından görebilmeyi hayal ederdim ama hayaller gerçek olmaz derdim hep boş işlerdi zaten diye düşünürdüm bir gün sadece bir kere bile onları görebilmeyi hayal ederken onlarla arkadaş oldum.ben hala onların o akıcı İngilizcesini nasıl anladığıma inanamazken bir de ekibe katılmışlardı bazen bir rüyada olduğumu bunun bir rüya olduğunu düşünüyor ancak kendimi cimcikledikten sonra gerçekliğine inanabiliyorum
telefonumdan gelen melodiler beni kendime getirmişti beş dakikadır geçmişe daldığımdan çocukların çoktan havaalanına geldiğini yeni anlayabilmiştim biraz sonra akşama üstte buluşacağımızı söyleyerek kapatmışlardı
ama teefonumun sesi yine susmuyordu mesajlara girdim sena dan 5 mesaj vardı:
sena:kızım neredesin? Ağaç olduk burada yha...
sena:tamam anladık özel hayatın var da bir konuşma bu kadar uzun süremez be kanka!
Sena:Zeynep koş hoca girdi. Koş acele et
Sena:biraz daha o telefonu kapatamazsan ilk günden yok yazılcaksın kanka....
Sena:sıranın sana gelmesine 3 kişi var gelme sen gelme!
Mesajları okuduktan sonra kabine girip tekrar insan halime döndüm ve tüm gücümle sınıfa koştum kapının önüne geldiğimde nefes nefese olmama rağmen kapıyı çaldım ve yüzümde utanç dolu bir ifadeyle içeri girdim maalesef ders yine matematikti aslında melek hocayla birbirimizi severdik ama geçen yıldan beri bana takmıştı sanki zaten matematiği de hiç sevmiyordum''o zaman makinesi bir icat edilsin tüm öğrenciler adına gidip o matematiği bulan adamı öldüreceğim'' diyordum içimden melek hoca ciddi bakışlarını üzerimde gezdirirken.
Beni baştan aşağı süzüp ''tuvalete gitmiştim hocam'' cümlesini duyduktan sonra nihayet yerime gönderebilmişti beni.sınıfa baktığımda eda eski yerindeydi ve arkadaşlarım gitmişti her şey normal seyrinde ilerliyordu.
Ve beş dersin sonunda tatlı özgürlüğe kavuşabilmiştik hem kızlarla barışımızı kutlamak için onları üssümüze davet etmiştim amabu kadar kişiyle apartmanın ön kısmından girmenin sakıncalı olacağını düşünerek okuldaki gizli geçitten geçtik
Yarısı yer altında bu kadar geniş bir yer görmek onları heyecanlandırmıştı bu sırrı hayatlarının sonuna kadar saklayacaklarına dair yemin ettikten sonra onları üsse almıştım
Üsste birkaç kişinin eksikliğini hissetmiştim çünkü bir tek oğuz vardı ona bu boşluğun nedenini sordum:
-ekibin geri kalanı nerede?
-big time rush zaten amerikada biliyorsun bizim sorumluluğumuzda olan yerlerden birinde yangın çıkmış itfaiyeciler söndüremiyormuş kızlar oraya gitti
-sen kendin gitmedin onları gönderdin haaa...
-ne yapayım abla bugün derbi var
O sırada yol boyunca gelmeyi istemeyen erkek tayfası Oğuzhan ı derbi izlerken görünce havalara uçtu:
-ooooo kardeşim sen de bizdensin haaaaa
-vaaay çekmiş Galatasaray formasını üstüne gibi iltifatlar gelirken biz gayet sıkılmıştık bu maç muhabbetlerinden sunay hepimize tercüman olmuştu:
-klasik türk erkeği işte...
Sunay ın bu lafından sonra biz kızlar büyük kızlar büyük bir kahkaha atmıştık ve erkekler kıymetli derbilerini bu gürültüde izleyemeyeceklerini söyleyip bizi kovmuşlardı her şeye rağmen sohbete devam ederken oğuzla telefonlarımıza aynı anda gelen mesajlar neşemizi yarıda kesmeye yetmişti bana gelan mesaj eda dan oğuz a gelen mesaj eda nın ekibindeki düşmanı sedat tandı:
eda:demek sen benim arkadaşlarımı kendi tarafına çekersin haa şimdi gel de kurtar bakalım arkadaşlarını....
Not:sana bu burada bitmez demiştim
Sedat:sen bize korkak mı diyordun? İnan bana şuan önümde titreyen arkadaşların bana korkağın kim olduğunu gösteriyor...
Aldığımız mesajlardan anladığımız tek şey vardı:
BU SAVAŞ DEMEK...
![](https://img.wattpad.com/cover/41715197-288-k451676.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞÇILAR
Fanficiyilik ile kötülük ezelden beri bir savaş halindedir hiç bitmeyen bir savaş aslında iyi olmak da kötü olmak da insana kalmıştır... bir kız iyilerle kötülerin savaşından insanları korumak zorunda olan fedakar cesur bir o kadar da duygusal her ne kad...