7. kaset acaba diğer kutuların içinde mi diye bütün kutuları karıştırdım. Hiçbirinde yok. Belki depoda bir yerlerdedir. Zaten en fazla okulun videosudur. Çok da önemli değil.
Hızlı adımlarla aşağı indim. Annem ayak seslerimi duyunca kafasını bana çevirdi.
"İndin mi kızım?" diye sordu.
"Yok anneciğim, hala yukardayım." Alaycı şekilde cevaplayıp gülümsedim.
"Aman kızım sende dalga geçecek bir şey bulmasan çatlayacaksın" dedi yüzüme küskün bakarak. Dayanamayıp yanağından öptüm.
"Tamam tamam demedim bir şey. Babam nerede?" dedikten sonra masaya oturdum.
"Bahçedeydi en son dur ben bir bakayım."
"Sen otur ben çağırırım." Annemi geri oturttuktan sonra bahçeye çıktım.
Babamla Kenan amcayı konuşurken gördüm. Tam yanlarına giderken babam Kenan amcaya bağırdı. "Ne demek bulmuş, nereden bulmuş?" dedikten sonra etrafa göz gezdirdi. Beni görmesin diye evin duvarının arkasına saklandım. Babam kimse olmadığına emin olduktan sonra kısık sesle konuşmaya başladı.
"Hani kimsenin haberi yoktu. 18 yıl geçti neredeyse nerden çıktı bu kadın?" dedi panikle. Kenan amcada tedirgin bir şekilde cevapladı.
"Bilmiyorum dedim ya. Ama belki önceden haber verip ona sahip çıkmasını istemiş olabilir." Dedi.
İkisinin arasında bir sessizlik oluştu. Ne hakkında konuştuklarına anlam veremeden dinlemek için biraz daha yaklaştım. Ben yaklaşırken babam sessizliği bozdu.
"Peki neden mektup yollamış olabilir, niye gelip kendi konuşmadı?" dedi.
"Bence bizi test ediyor. Neden yapıyor bilmiyorum ama çok uzun süreceğini sanmıyorum. Kendinizi hazırlayın derim." Kenan amca bunları söylerken elini babamın omzuna koydu. Yüzüne hüzünlü bir ifade yerleşti.
Ben artık bütünleştiğim duvarın dibinde beklerken omzuma dokunan elle irkildim.
"Başkalarının konuşmalarını dinlemek çok ayıp!"
"Özgür sessiz ol!" dedim ve ağzını kapattım. O bana şaşkın gözlerle bakarken ben babamlar duydu mu diye kontrol etmek için onların olduğu tarafa baktım. Hiçbir şey konuşmadan öylece duruyorlardı. Rahatlayıp derin bir oh çektikten sonra Özgür'e döndüm.
"Niye bağırıyorsun? Ya duysalardı?" dedim sinirle.
"Sen niye dinliyorsun peki? Birileri görür diye endişe edeceğin şeyleri yapmasan daha iyi olmaz mı?" diye çıkıştı yüzündeki ukala ifadeyle.
"Babamla baban bir şeyler gizliyor. Sen biliyor musun ne olduğunu?" diye merakla sordum.
"Ne saklayabilirler ki? Yaşlı başlı adamlar yani. En fazla siyaset, ekonomi falan konuşurlar." Dedi omzunu silkerek.
"Sen umursamazsan umursama ama bir şeyler dönüyor ve ben ne olduğunu bulacağım."
"Dedektifçilik oynayacaksın yani anladım. Peki sen bunlarla uğraşırken projen ne olacak?" diye sordu. O an o kadar kapıldım ki proje aklımdan çıktı.
"Tamam sorun yok. Önce projeyi aradan çıkaracağım. Sonra babamların neler sakladığını bulacağım. Yani bulacağız." Dedim gözlerimi kırpıştırarak.
Uzun süre sadece bana bakıp gülümsedikten sonra kafasını eğip gözleriyle gözlerimi aynı hizaya getirdi.
"Tamam sen öyle diyorsan öyle olsun." Bunları söylerken yüzünde daha önce görmediğim bir ifade vardı. Sanki bir anda o çocuksuluğu gitmişti. Çok huzurlu ve sakin duruyordu. Heyecanlanıp gözlerimi kaçırdım.
"Tamam o zaman benim şimdi kahvaltıya gitmem lazım. 1 saat sonra bizim çardakta buluşalım." Deyip yanından ayrıldım. Kalbim yine o günkü gibi atıyor. Tekrar o uçurumun kenarındayım ama bu sefer ikimizin de düşmesinde izin vermeyeceğim. Düşersek de birlikte düşeriz. Canımız en fazla ne kadar yanabilir ki?
Yüzümdeki aptal sırıtışla eve girdim.
"Nerede kaldın kızım iki saattir?" benden cevap gelmeyince annem tekrar seslendi.
"Kızım duymuyor musun beni? Baban nerede, sen onu çağırmaya gitmedin mi?" diye sorarken babam içeri girdi.
"Buradayız işte Arzu, niye bağırıyorsun benim kızıma?" deyip yanıma geldi. "Özgür'ü gördüm bahçeden çıkarken. Merak etme aramızda ama sonra anlatacaksın babana. Tamam mı prensesim?" diye kulağıma fısıldadıktan sonra sofraya geçti.
Babamın dediklerinden sonra yüzüm kıpkırmızı oldu. Koşar adımlarla masada babamın yanındaki sandalyeye oturdum.
"Asıl siz Kenan amcayla ne konuşuyordunuz babacığım?" diye ben de onun kulağına fısıldadım.
"Sen duydun mu bizi?" diye sordu endişeyle. Biz aramızda konuşurken annem konuşmamızı kesti.
"Ne konuşuyorsunuz siz fısır fısır?" dedi.
"Ne konuşabiliriz ki anneciğim? Siyaset, ekonomi falan." Ben anneme açıklama yaparken babam bana endişeyle bakıyordu. Ne olduğunu öğrenmem konusunda artık eminim.
Kahvaltımı bitirdikten sonra hazırlanmak için odama çıkarken aklıma kasetler geldi. Merdivenlerin yarısında durup geri döndüm.
"Baba bizde video kaset oynatıcı var mı?" diye sordum.
"Kaset oynatıcı mı? Depoda olması lazım ama çalışıyor mu bilmiyorum. Ne yapacaksın ki?"
"Okuldan getirdiğim kutularda birkaç tane kaset buldum da izlemek istiyorum ama nasıl kullanılıyor bilmiyorum."
"Tamam kızım ben biliyorum da çalışıyor mu bilmiyorum. Çok eski bir alet benim gençliğimde kullanırdık."
"Çalışıyordur o zaman sen hala genceciksin."
Dediklerim babamın hoşuna gitti. Hemen ayağa kalkıp depoya doğru gitti. 5 dakika sonra elinde küçük bir televizyon ve kaset oynatıcıyla geri geldi.
"Bakalım bu ihtiyar çalışıyor mu? dedi tozlu televizyonun arkasından.
"Odamda kuralım ama annem tozları görürse bu sefer elinden kurtulamayabiliriz."
"Onu doğru dedin bak. Hemen görmeden gidelim." Dedi ve hızlıca odama çıktık.
Tozunu aldıktan sonra babam kurulumunu yapmaya başladı. Biraz uğraştıktan sonra kaseti yerine taktı ve oynat tuşuna bastı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
7.KASET
Teen FictionAna karakterimiz Güneş'e geçmişteki bir cinayeti çözerken eşlik edebileceğiniz sırlar ve yalanlarla dolu bir hikaye sizi bekliyor. Geçmiş ve şimdiki zaman arasında geçen bu hikayenin her sayfasında, aşk, nefret, arkadaşlık, hüzün ve mutluluğu hiss...