4

1.1K 136 25
                                    

chan 3 yaşında 
changbin 2 yaşında
jeongin 9 aylık
seungmin 2 aylık

...

"Oğlumdan uzak dur küçük Bang!"

Hyunjin karşısında ki görüntüye kaşlarını çatarak bakarken Felix dayanamayıp güldü. Chan Jeongin'i kucağına almaya çalışıyor, alamadıkça Minho'ya bakıyordu yardım etmesi için. Minho ona yardımcı olmadığı için son çare Jisung'a baktı. Jisung Felix'e yardım ettiği için onu görmemişti.

"Anne!" Ağlamaklı sesiyle seslendiğinde Jisung hemen döndü. "Efendim bebeğim?"

"Bebeği alamıyorum." Dudak büzerek konuştuğunda Jisung Minho'ya baktı. "Gülmek yerine oğluma yardım et Lee." Minho eşinin çatılı kaşlarına bakıp kafa salladı. Jeongin'i kendine göre tasarlanan oyuncağının içinden çıkarıp oğluna baktı.

"Önce otur bebeğim, ayaktayken kucağına alamazsın."

"Lan! Oğlumu oyunlarınıza alet edip beni delirtmeyin!"

Hyunjin oğlunu kucağına alır almaz içeri götürmeye başladı. Chan paytak adımlarla onu takip etmeye başladığında Minho sırıttı.

"Felix sanırım uzun bir süre sonra oğlunu oğlum alacak. En az 20 yıl sonra."

"Oğlumu kimseye vermem!"

Hyunjin içeriden bile laf atmaya devam ederken üçü de onun sitemlerine güldü.

Hyunjin yine kaşlarını çatarak ona dolu gözlerle bakan bedene bakıyordu. En sonunda Chan'ın dolu gözlerine kıyamayıp oflayarak pes etti.

"Otur şuraya."

Chan direkt oturduğunda Jeongin'i kucağına bıraktı dikkatle. Chan'ın bir elini Jeongin'in sırtına getirip destek vermesini sağladı. Chan parlak gözlerle kucağında ki bedene bakarken Jeongin babasından ayrıldığını anladığı an dudak büzmüştü bile. Gözleri hızlıca dolduğunda Hyunjin bebeğini sakinleştirmek için elini tutup gülümsedi güzelce.

"Bir şey yok bebeğim, abinin kucağındasın."

"Jeongin.."

Jeongin kucağında olduğu bedene bakarak kaşlarını çattı. Minik elini onun yüzüne atıp küçücük olan tırnaklarını yanaklarına geçirdi. Chan hiç bir tepki göstermediğinde elini çekip şaşkınca baktı. Hyunjin gülerken bir yandan da Chan'ın yanağında herhangi bir iz olup olmadığını kontrol ediyordu. İz görmeyince rahatlayarak oğluna baktı. Hala şaşkınca Chan'a bakıyordu. Güzel gözleri kocaman olmuş, halihazırda olan tatlılığına tatlılık eklemişti sanki.

"Amca korktu mu benden? Bir şey yapmadım ki ben?"

"Hayır bebeğim, şaşırdı sadece. Sana alışır birazdan."

Chan sabırla beklerken bir anda Jeongin'in ağlamaya başlamasıyla korkup Hyunjin'e baktı. Hyunjin onun korkuyla hareket edeceğini düşünüp Jeongin'i kucağına aldı. Chan koltuktan inip son kez Jeongin'e bakıp ağlaması duran bebeğin tombul yanağını öptü. Kendi yanakları anında kıpkırmızı olurken kaçmış, kendini annesinin yanına atmıştı.

"Felix! Güzelim gelir misin?"

"Geliyorum hayatım."

Felix elinde ki tabakları bırakıp Jisung'a döndü. "Jeongin'i duş aldırıp uyutmam lazım. Tek başına halledebilir misin yoksa bitirdikten sonra mı gideyim?"

"Hadi git. Minho bana yardım eder."

Felix kafasıyla onaylayıp hızlıca içeri geçtiğinde Minho da yerinden kalkıp eşinin yanına gitmişti. Arkasından beline sarıldığında Jisung kafasını boynunu yasladı. Minho Jisung'u öptükten sonra geri çekilip ona yardım etmeye başlamıştı.

Felix içeri girer girmez Jeongin ile ciddi konuşma yapan Hyunjin'i görmüştü. Jeongin ise onu dinliyor gibi gözükmüyordu. Minik elini dudakları arasına almış emiyordu, bir yandan da parlayan gözleriyle babasını izliyordu. Tabi yüzünde ki gülüş eksik değildi. Yine gülerek izliyordu Hyunjin'i.

"Millete gülmeyi bırakır mısın artık? Daha dokuz aylıksın ama bu cilve annende yok. Şu an bile cilveyle bakıyorsun bana. Böyle giderse çok adam dövmem gerekecek benim. Başta da Chan'ı!"

"Sevgilim?"

Hyunjin yakalanmanın siniriyle kafasını çevirdi. Ona masum gözlerle bakan eşini görünce kendinin de bakışları yumuşadı. 

"Efendim?"

"Jeongin seni anlamıyor biliyorsun değil mi? Anlasa bile şu an derdi senin anlattıkların değildir. Senin onunla konuşman hoşuna gittiği için gülüyor."

"Olabilir. Bu dokuz aylıkken bile cilve yaptığı gerçeğini değiştirmedi."

"Daha cilvenin anlamını bile bilmeyen bir bebek o.."

"Yine de cilve yaptığı gerçeği değişmedi."

Felix gülerek kafasını iki yana salladı. "Hadi, bebeğimizi yıkayıp uyutalım."

"Sen çık yukarı güzelim, benim minik bir işim var.." Felix başta şaşırsa da sorgulamadan oğlunu aldı. Jeongin istediği bedenle birlikte kahkaha attı. Dudaklarını annesinin yanağına yaslayıp emmeye başladı. Felix gülümseyerek kafasını biraz daha geriye çekti. Hyunjin eşini öptükten sonra mutfağa ilerledi. Felix ise çoktan merdivenlere yönelmişti.

"İyi uykular minik bebeğim."

Jeongin'in yumuşak saçlarını öpüp üstünü örttü. Yerde uyuyan Kkami'nin tüylerini sevip odadan çıktı. Kapıyı tam kapatmıştı ki Hyunjin'in onu kucağına alması bir oldu.

"Hyun? Ne oldu?"

"Duş alma sırası bizde bebeğim."

Kucağında Felix ile yatak odasına ilerlerken Felix sonunda şaşkınlığından kurtulabilmişti.

"Ne? Hyunjin misafirlerimiz aşağıda."

"Biraz daha bekleyebilirler. Ayrıca bizim minik bir bebeğimiz var. Onu uyutamamış olabiliriz, banyoda durmamış olabilir."

"Yukarı gelirlerse onun uyuduğunu, bizim de seviştiğimizi çok net anlarlar. O yüzden gece seversin beni, hadi inelim."

"Gece de severim şimdi de severim. Benim değil misin?"

Banyoda getirdiğinde Felix'i indirip anında küveti doldurmaya başladı. Küvet dolarken kendisi ise Felix'in üzerindekileri çıkartmak ile meşguldü.

"Sen delisin.."

"Delirten sağ olsun. Bu şortun içinde ne kadar güzel gözüktüğünün farkında mısın sen? Bir de kimsenin bakmadığı anda önümde kıvırtışın.. Beni sen delirtiyorsun."

Hyunjin haklı olduğundan bir şey demeden sadece kıkırdadı. Sabahtan beri kimsenin görmediği anlarda kalçasını sallıyordu Hyunjin'in önünde. Alfa başta sakin kalmıştı ancak artık dayanamıyordu.

Omegasını hissetmeden sakinleşeceğini de düşünmüyordu.

...

iki smut üst üste olmazdı 🫶

hastalıktan geberiyom ( iki gün raporluyum 🤪) ama yine de bölüm yazıyorum 🫠

askim biaslarımmm 🫶🫶🫶

askim biaslarımmm 🫶🫶🫶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-yeis

becca | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin