manolya

172 18 0
                                    

"Ayy aerum karısına bakın hele, nasıl da takmış takıştırmış."

"Annesi evlenmesi için adak adamış diye duydum."

"Demee!"

Jiminin elinde ki poşetten bir avuç daha çekirdek alırken devam etti hoseok.

"Dedim bile."

Sozleştikleri gibi düğüne gelmiş ve sindikleri köşelerinde dedikodu yapıyorlardı. Hoş, jimine göre bu yalnızca bilgi paylaşımıydı, üstelik yapılması zorunlu olan bir şeydi.

"Annesi için üzülüyorum, kadın kızının aksine oldukça hanımefendi biri."

"Kızın neyi varmış ki ?"diyerek konuya dahil oldu Jungkook.

"Tanrı aşkına, nerede yaşıyorsun lan sen ? Kasabanın en gözde ailesi onlar!"

"Bilmek zorunda mıyım ya ?"

Jimin ona sen iflah olmazsın bakışı atarak sol yanında ki hoseoka döndü.

"İşte bu yüzden sen hoşikim !"dedi neşeyle.
"Bu çocuk gündemden çok uzak."

Karşılık olarak öpücük aldığında gülüşü daha da büyüdü jiminin.

"Kız gördüğü her alfaya nazar boncuğu dağıtıyor fakat kapılarına geldiklerinde ise tekmeyi basıyor."

Güldü Jungkook.

"Tam bir idol."

"Aha, işte beklediğim an ! Gelinle damat çıkıyor."

"Gelin bu kasabadan değilmiş diye duydum?"

Başıyla onayladı hoseoku.

"Nasıl tanışmışlar peki ?"

"Lider getirmiş, evleneceğin kız bu demiş."

"Şaka mı yapıyorsun!"diye hiddetle bağırdı Jungkook.
"Orospu cocu milletin kısmetine de mi göz dikiyor artık!"

"Kız kimdir kimlerdendir bilen yok. Daha da kötüsü bunu sorgulayan bizden başka birileri de yok."

"Bazen bir kasabaya değil de tımarhaneye tıkılmış gibi hissediyorum."

Jungkook öfkeyle söylenirken gördüğü bedenle daha da gerildi, istemsizce yumruk oldu elleri.

"Dowoon geliyor !"

"Görüyoruz salak."

Dowoon üzerine geçirdiği takım elbise ve yüzünde çekici olduğunu düşündüğü gülümsemesi ile son hız Jungkooka geliyordu ve Jungkook belki de ilk kez pişman oldu kararından. Tanrı aşkına, hangi akla hizmet başına bela etmişti bu adamı?

"Selam."

Jimin ve hoseok yokmuşcasına sadece Jungkooka bakıyor onunla konuşuyordu dowoon. Jiminin bu duruma siniri bozulsa da gerçeği bildiğinden göz ardı etmeye çalışıyordu.

"Merhaba."dedi Jungkook ve kaçırdı gözlerini.

Zira baktıkça kusma isteği geliyordu ve bunun alfanın leş gibi kokusundan olduğuna emindi omega. Oysa Taehyung mis gibi kokardı, ilkbahar serinliği vardı onda.

"Seni gördüğüme sevindim, her zaman ki gibi çok güzelsin."

"Sende öyle hyung."derken jiminin öğürme sesleri ulaştı kulağına.

Gülmekle ağlamak arası bir yerdeydi.

"Liderin oğlundan bir haber var mı?"diye sordu Jungkook, hemen ardından ekledi.
"Uğruna ölümü göze aldığım kişinin akıbetini bilmek hakkım olsa gerek."

Noire | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin