4. BÖLÜM: GECE

652 22 14
                                    


" O adam hala orda mı ?"
"Sana vazifen olmayan işlere kalkışma dedim diye hatırlıyorum."
"Korkuyorum Koray."
"Korkma ben varken sana hiçbir şey olmaz."

Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra tekrar önüme döndüm . Konuşmaya başlayacağım sırada telefonumun çalma sesiyle irkildim.

Babacığım arıyor...

Uzun bir süre telefonla bakıştıktan sonra Koray'ın telefonun kapanacağını söylemesiyle telefona son bir bakış attıktan sonra telefonu kapattım. "Neden kapattın ?" Dedi Koray meraklı bir tavırla gözlerimin dolduğunu hissettiğim için cevap vermedim. Yol boyunca tek kelime etmemiş sadece yolu izlemiştim ki arabanın durmasıyla Koray'a baktım."Burası mı ?" Dedim devasa binaya bakarken . Cevap vermeden arabadan inip benim kapımı açtığında yüzüne bakarak arabadan indim. Şirkete görmemiş gibi bakışlarımı düzeltip nereye gideceğimi bilmediğim için Koray'a döndüm.

Elini belime koyup şirketin içine doğru yürümeye başladığımızda bizi gören herkesin eğilmesi ve durup bizi selamlaması çok hoş bir duyguydu. Az sonra tamamen boş olan asansörün içine bindiğimizde. Heyecandan tuttuğum nefesimi dışarıya verdiğimde Koray'ın burnundan güldüğünü duydum. "Kusura bakmayın Koray Bey hazretleri ekselansları bizde her gün şirketin ceo'sunun karısı olarak giriş yapmıyoruz mekana." Dediğimde omzunun üstünden bana bakarak gülmeye devam etti.

Asansörün durmasıyla ciddileşip elini belime koyması bir oldu. Her ne kadar bu haline gülmek istesemde çalışanların bize baktığını fark edip dudaklarımı birbirine bastırdım.Biraz daha yürüdükten sonra kapısından Koray'ın odası olduğunu anladığım bir odaya girdik.

Ceketini çıkarıp sandalyesine oturduğunda kısa bir süre gömleğin düğmelerini zorlayan kaslarına takıldı gözlerim. Kaslarından kaldırdığım bakışlarım bana bakan gözlerimle buluştuğu sırada tekrar kızarmıştım. Sandalyeden kalkıp "Kafama bir vazo daha yemek istemiyorum ama beni çok zorluyorsunuz küçük hanım." Dediğinde bu sefer cam duvarla Koray'ın arasında sıkışmış olduğumu fark ettim. İki elini kafamın yanlarında sabitlediğinde yavaş yavaş dudaklarıma eğiliyordu. Kafamı geri çekmeye çalıştığımda arkadaki cama çarpmıştım. Dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe kalmıştı ki kapı tıklatılma sesiyle ellerimi Koray'ın göğsüne koyup ittirdim.

"Gel." Diye adeta kükrediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. İçeri giren mini etekli ve göğüs dekolteli giymiş olan kızı gördüğümde gülüşüm solmuş sadece Koray'ın ne yapacağına dikkat kesilmiştim. "Koray Bey , Furkan Bey bu dosyadaki evrakları imzalamanız gerektiğini söyledi." Dedi yaka kartına bakarak ismini öğrendiğim Sude kızcağızım.

"Şu an müsait değilim Sonra tekrar gel." Dediğinde Sude "Ama Furkan bey şimdi iste-." Cümlesini tamamlayamadan "dosyayı bırak." Dediğinde gereğinden fazla eğilerek dekoltesini Koray'ın önüne seriyordu bildiğin. 'Deniz ben bu kızı yolarım.' Benden sana kalırsa yolarsın iç ses Koray'ın Sudeyle hiç ilgilenmemesi sonucunda yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Az sonra dosyayı bırakırken kesinlikle yanlışlıkla düşürdüğü kalemi yerden alırken yaptığı dekolte şovu sonucunda sinir kat sayılarım tavan yapmış bir şekilde

"Çıkabilirsin." Dedim net bir sesle .
"Pardon ,siz kimsiniz ?"
Koray'ın beline sarılarak cevap verdim "Karısıyım."

Kısa süreli bir sessizlikten sonra modu düşmüş bir şekilde odadan çıkan Sude kızcağızı görünce Koray'a dönerek. "Kalbim çıt, gözyaşım pıt." Dediğimde ikimizde gülmemizi tutamayarak kahkaha atmaya başladık.

Deniz'e SürgünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin