Secret | Taekook

4

SA gencler kisa zamanda yb aticam diyip gene asirlar sonra yb atildi mi. 🤚🤚(sövmeyin). Neyse iyi okumalarr.

...

Seokjin hyung'un yanına giderken bizi aramış acil bir işi çıktığını ve çokca özür dileyerek telefonu acele bir şekilde kapatmıştı. Bizde bir kaç atıştırmalık almak için yolumuzun üzerinde bulunan rastgele bir markete girmiştik. Girmez olaydık. Daha doğrusu olaydım. Taehyung rafların önünde durmuş elindeki ürünü inceliyordu.

"Jungkook bu cipslerden alayım mı sever misin"

Jimin'in sorduğu soru ile gözlerimi Taehyung'dan çekip Jimin'e baktım.

"Benim için fark etmez. İstediğinden al."

Cümlem bittikten sonra tekrar Taehyung'a bakacakken onun da bize baktığını fark ettim. Hızlıca gözlerimi başka yöne çevirdim. O sırada Jimin elimden tutup beni gideceğimiz tarafa yönlendiriyordu.

"Jimin şey muzlu süt alalım mı"

"Alalım tabiki"

Muzlu sütlerin olduğu reyona doğru ilerledik. Taehyung'da aynı reyonun önündeydi. Reyonun önüne geldiğimizde Taehyung ile aramızda az mesafe vardı. Bu sırada jimin 3 kutu muzlu sütü market arabasına koymuştu.

" Jimin 2 tane yeterdi aslında"

"Sus bakim. Güzelim muzlu süt sevdiğini biliyorum o yüzden bu kadar aldım. Az bile aldım."

Ellerimi iki yana 'hayır' anlamında hızlıca salladım.

"Hayır hayır az almadın çok bile aldın. Teşekkür ederim."

"Teşekkür etme. Ne istiyosan bana sormadan arabaya ekle istediğini al."

Çok mahcup hissediyordum. Jimin benim için böyle derken ben onun için böyle diyemiyordum. Şuan Jimin'e hiç bir katkım yoktu. Aksine daha çok masraf oluyordum. Bir an önce kafede işe başlayıp Jimin'e bunların karşılığını vermeliydim.

"Teşekkür ederim jimin ama bunlar yeter de artar."

"Eminsin dimi başka bir şey istemiyorsun"

"Eminim"

Kafamı yana çevirdiğimde Taehyung kaşlarını çatarak bize bakıyordu. Benimde ona baktığımı fark edince gözlerimiz birleşti. Bir kaç saniye
bakıştıktan sonra gözümü ayırdım. O sırada da jimin elimden tutup kasaya doğru ilerledik. Jimin gerçekten bir temas bağımlısıydı. Bu yüzden benden çok kez özür diliyordu. Rahatsız olmadığımı söylediğim için artık özür dilemiyordu.

Jimin tüm aldıklarımızı ödedikten sonra dışarı çıktık. Taksiye bindikten 15 dakika sonra eve gelmiştik.

...

Saat sabah 6.20'ydi. Alarm sesimi değiştirmeliydim. Her sabah güne wattpad ergen kızları gibi uyanıyorum. En azından böyle hissettiriyor. Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Kısa bir duş alıp odaya geri geldim.

Hızlıca üzerime siyah baggy pantolonum ve üzerime de okul formamı giyindim. Hava biraz soğuk olduğu içinde üzerime kahverengi kapüşonlu sweat geçirip odadan çıktım.

Jimin hala uyanmamıştı. Dün akşam yatmadan önce kendini kötü hissettiğini söyleyip erken yatmıştı. Muhtemelen hasta olacaktı. Sessiz bir şekilde odasına girip yanına ilerledim.

"Jimin"

Kısık sesle kolunu dürterek uyandırdım. Gözlerini yarım yamalak açmış bir şekilde bana bakıyordu.

"Jimin sabah oldu hadi kalk okula geç kalmayalım"

"Jungkook çok halsizim özellikle boğazım çok ağrıyor bugün okula gitmesem."