Bölüm 5

47 5 0
                                    

Arkadan iki eliyle iki kolumu tuttu ve yanıma geçerek yürümeye başladı. Konuşmuyordu. Kim olduğunu bilmiyordum. Kafamı çevirip ona bakacak cesareti bulamadım. Benim uyandığım odanın girişine gelince arkama geçti. Ben içeri girince kapının kapandığının sesini duydum. Arkama döndüm ama kimse yoktu.
Konuştukları neydi öyle? Neyi öğrenecektim ki ben? Ahh ne kaybetmesi ya. Bunlar beni kullanıyor olabilir mi acaba? Bir şeyler bulmalıydım. Ne bilyim bir ipucu filan. Çekmecelere baktım, yatağın altına, çerçevelerin arkasına... Ama bu odaya koyacak kadar aptal olmadıklarını düşünmem gerekirdi. Ben yerde oturmuş düşünüyordum ki hızlıca kapı açıldı. Ve ses geldiği gibi biri beni kolumdan tutarak hem ayağa kaldırdı hemde kendine çevirdi. Önce dengesiz Ateş olduğunu düşünmüştüm ama bu İnek Ateş'ti. Bu kadar güçlü müydü?
-Ne yaptığını sanıyorsun?
Eğer özür dilemeye kalkarsam daha çok üstüme gelebilirdi. Bu yüzden savunmaya geçtim.
-Seni bulmaya çalışıyordum. Ama birden duyduklarım daha çok dikkatimi çekti.

Bir anda sesi yumuşadı.
-Ne duydun?
-Bir şey beni öldürebilirmiş.
Elini başına koyup yere baktı.
-Bak o kişi sen değildin.
-Kimdi öyleyse?
İşe yaramıştı. Ben onu suçlayınca o da suçlamayı bırakıp savunmaya geçmişti.
-Yolda bulduğum bir köpekti ve Ateş'in köpeklere alerjisi var.
-Hmm. Tamam o zaman.

Tabiki de bu saçma şeye inanmadım. Ama korkmuştum ve bir an önce gitmek istiyordum. Ama iki Ateş'in bağlantısı neydi öğrenmeliydim.
-Peki siz ikiniz nerden tanışıyorsunuz?
-Akrabayız.
-Şeyy peki o zaman. Ben de gideyim bari.
-Ben seni yolcu edeyim.
Ben kapıya doğru gidiyordum ki İnek Ateş'in elini belimde hissettim. Odanın akpısını açıp tekrar o uzun koridora geldik. Yürürken kimse konuşmadı. Evin kapısına yaklaşmıştık ki bir şey kırıldı. Ateş arkasına bakarken bende bakıyordum. Sanırım diğer Ateş bakar diye düşünmüştü. Ama kırılma sesleri gelmeye devam ediyordu. Tekrar ve tekrar. İnek Ateş koşarken arkasına dönüp "beni burada bekle. Hemen gelicem" dedi.
Koşarken gözlüğünün üzerindeki biraz da olsa uzun saçları dalgalanıyordu.

Arkasından ona bakarken kalbimin atışının hızlandığını hissediyordum. İçimde birşeyler geziniyordu.

Ama şu an yanımda kimse yoktu ve ben odalara göz atabilirdim. Düşüncelerimi daha sonra düşünmek için bir kenara ayırıp kapıyı açtım. "Ben çıkıyorum" diye yüksekçe seslendikten sonra kapıyı sertçe kapattım. Sağdan ilk odaya girdim. Bu odada hep silah vardı. Bıçaklar, kırbaçlar, kapanlar... Burada bir delil olmasının imkansız olduğunu düşünerek hemen sıradaki odaya geçtim. Nefes alışımı bile sessizce yapmaya çalışıyordum.

İkinci girdiğim odanın üst katı da vardı. Ev içinde ev gibiydi. Bunlar da baya zengin herhalde. Üst kata çıktım. Merdivenler çok sağlam ama herşey gibi ahşaptandı. Merdivenin sonundaki kapı kilitliydi. Ahh demekki bu oda önemliydi. O kapının içinde olmalı herşey. Gözlerimi kapatıp kapınına anahtarını bulabilemek için dua etmeye başladım. Bir kaç saniye içinde gıcırtı duydum. Hemen eğildim ve aşşağıdaki kapıya baktım. Ama kapı kapalıydı. Benim bıraktığım gibi...

Arkamdaki kapıya baktım. Ne? Kapı aralanmıştı. Biri mi açmıştı ki? Öğrenmenin tek bir yolu var.
İçeri doğru bir adım attım. Kimse yoktu. Kapının kendiliğinden açılmış olma düşüncesi korkutucuydu. Ama bir daha bu evde bulunma şansım olmayabilirdi. O yüzden iyice bakmalıydım. Odanın içine tam olarak girdim. Önce pencerenin yanındaki masadan aramaya başlamak geldi içimden. Çekmecelerde parşömen kâğıtları vardı. İçlerine bakmadım. Üst raflardan birinde kasa gibi birşey gözüküyordu. Hemen masanın üzerine çıktım. Bir kasa nasıl açılır ki şifresiz. Umutsuzca elimi kasada gezdirmeye başladığım anda kasa açıldı. İçinde bi kitap vardı. Kitabı elime alıp masaya koydum. Üzerinde dört element simgesi vardı. Her bir element için de bir taş. Kitabı açtım fakat yine yazıları okuyamıyordum. Ama bir sayıfadan su sesi geliyordu. Git gide şiddetlendi. Odada ses yankılanıyordu. Kitabı kapattım ama ses hâlâ geliyordu. Etrafımı kolaçan etmeye başladım. Ses çok yüksekti. Yani her an birisi gelebilirdi. Odanın arka tarafından çok hızlı ayak sesleri gelirken ne yapacağımı bilmiyordum. Diğer tarafa doğru geri geri yavaş adımlar atıyordum. Kitap ise hâlâ elimdeydi. Karşıdaki kapının açılmasıyla beraber birisi beni odaya girdiğim kapının dışına doğru çekti ve ağzımı kapadı. Elinden kurtulmak için diretiyordum ki benim 5 dakikada çıktığım merdivenden aşşağı atladı. Çok hızlı atlamamıza rağmen fazla yavaş bir düşüş olmuştu. Hemen merdivenin altına girdik.
Bu İnek Ateş di. Öyleyse yukarıdaki de Dengesiz Ateş olmalıydı. Bir bana bir de elimdeki kitaba baktı. Gözlerinin içine bakarken elimdeki kitaba sıkıca sarıldım.

Ateş'e DoğruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin